A
Admin
Yönetici
Yönetici
Beşiktaş’ta sıkıntılı bir sezonun baş ağrıları yaşanıyor. UEFA Avrupa Ligi elemesinde Shakhtar’a iki yenilgiyle elendiler..
Gedson Fernandes’i Spartak Moskova’ya uğurladılar.
Şanla şerefle karşıladıkları “evlat” Orkun Kökçü’den henüz nasıl yararlanacaklarını gösteremediler.
Tammy Abraham topla buluştuğunda hücum organizasyonuna girecek, pas alıp verecek bir arkadaş bulamadı. Gollerin çoğunu temassız, boş alanlar bırakan savunma dağınıklığıyla yediler.
Dağınık, oyundan kopuk bir kadro hiçbir şey vadetmiyor.
Bu kadar sıkıntının kaynağına kolayca Ole Gunnar Solskjaer’i koydu kamuoyu. Antrenör olarak hiçbir dokunuşunu göremediğimiz Norveçli’ye ağır eleştiriler geldi. Derhal gönderilmesi için operasyon öneren yorumcu arkadaşlar çoğaldı.
Geçenlerde yazmıştım: “Gordon Milne Süleyman Seba’nın Solskjaer’iydi… Solskjaer de Serdal Adalı’nın Gordon’udur.” Bazı arkadaşlarım keskin itirazlarla karşıladı bu yorumu. Yine aynı görüşteyim. Başkan Serdal Adalı da bir dönem Seba’nın yaptığını yapacakmış gibi görünüyor. Ole’yi günah keçisi olarak tanımlamıyor. Ona destek veriyor. St. Patrick’s maçları yenilgilerle biterse elbette Başkan bile kurtaramaz hocasını. Ama ağır başlı, sakin değerlendirmeler yapılırsa, “istikrar” dediğimiz “kararlılık ve devamlılık” için tutarlı adımlar atılırsa karanlık ve hüzünlü günler aydınlığa dönebilir.
Beşiktaş’ta çok iyi çalışan bir “scout” ekibi var. Onların çalışmalarını yakından izleyen futbol uzmanı değerli bir dostum, yönetim kademelerinde scoutlara daha da cesaret verilmesini öneriyorlar. Verdikleri en önemli mesaj, Ekvadorlu 19 yaşındaki sol ayaklı, her iki kanatta ve 10 numara oynayabilen Keny Arroyo’ya Ole’nin daha fazla şans tanıması. Ne yazık ki Beşiktaş’ta genç oyuncular hak ettikleri ilgiyi ve desteği hocalarından göremiyorlar.
Beşiktaş’ın, ne oynadığını bilen uyumlu bir takım olma yolunda iyi oyuncularla 2-3 yılda rafine edilebilecek bir şansı var. Sabır ve destek gerekiyor.
Leicester’de sakatlık sonrası eski verimliliğini sürdüremeyen Ndidi, Beşiktaş’ta yepyeni bir kariyer sıçraması yapabilir. Semih’in Cagliari’ye gitmesi isabetlidir. Hiçbir şey yapamasa bile içine kapanık halini değiştirebilir. O zaman da daha başarılı olur. Bir dostum, “Jonas Svensson iyi bir futbolcu. İşini yapabiliyor. Onun yerine sağ bek aramak gereksiz” diyor. Demir Ege Tıknaz, Beşiktaş için bence büyük umut. Ama Tammy Abraham’ın yanına mutlaka bir ortak konulmalı. “Mario Gomez-Cenk Tosun” örneği gibi Mustafa Hekimoğlu da Tammy ile oynayıp becerisini geliştirebilir. Takımın değerli oyuncusu Rafa Silva fizik olarak yetersiz. Güçlenmesi gerekiyor.
Beşiktaş uzun soluklu koşuların takımıdır. Yeter ki oturmuş bir oyun düzeni olsun. Taraftarı da yöneticisi de takıma inanırsa sabretmeyi bilir. Geçen yıl üçüncülüğü Samsunspor’a kaptırdılar. Bu yıl daha yukarısına bilenmeleri gerekiyor.
Evet zaman alacak. Hayır geç kalmadılar!
Gedson Fernandes’i Spartak Moskova’ya uğurladılar.
Şanla şerefle karşıladıkları “evlat” Orkun Kökçü’den henüz nasıl yararlanacaklarını gösteremediler.
Tammy Abraham topla buluştuğunda hücum organizasyonuna girecek, pas alıp verecek bir arkadaş bulamadı. Gollerin çoğunu temassız, boş alanlar bırakan savunma dağınıklığıyla yediler.
Dağınık, oyundan kopuk bir kadro hiçbir şey vadetmiyor.
Bu kadar sıkıntının kaynağına kolayca Ole Gunnar Solskjaer’i koydu kamuoyu. Antrenör olarak hiçbir dokunuşunu göremediğimiz Norveçli’ye ağır eleştiriler geldi. Derhal gönderilmesi için operasyon öneren yorumcu arkadaşlar çoğaldı.
Geçenlerde yazmıştım: “Gordon Milne Süleyman Seba’nın Solskjaer’iydi… Solskjaer de Serdal Adalı’nın Gordon’udur.” Bazı arkadaşlarım keskin itirazlarla karşıladı bu yorumu. Yine aynı görüşteyim. Başkan Serdal Adalı da bir dönem Seba’nın yaptığını yapacakmış gibi görünüyor. Ole’yi günah keçisi olarak tanımlamıyor. Ona destek veriyor. St. Patrick’s maçları yenilgilerle biterse elbette Başkan bile kurtaramaz hocasını. Ama ağır başlı, sakin değerlendirmeler yapılırsa, “istikrar” dediğimiz “kararlılık ve devamlılık” için tutarlı adımlar atılırsa karanlık ve hüzünlü günler aydınlığa dönebilir.
Beşiktaş’ta çok iyi çalışan bir “scout” ekibi var. Onların çalışmalarını yakından izleyen futbol uzmanı değerli bir dostum, yönetim kademelerinde scoutlara daha da cesaret verilmesini öneriyorlar. Verdikleri en önemli mesaj, Ekvadorlu 19 yaşındaki sol ayaklı, her iki kanatta ve 10 numara oynayabilen Keny Arroyo’ya Ole’nin daha fazla şans tanıması. Ne yazık ki Beşiktaş’ta genç oyuncular hak ettikleri ilgiyi ve desteği hocalarından göremiyorlar.
Beşiktaş’ın, ne oynadığını bilen uyumlu bir takım olma yolunda iyi oyuncularla 2-3 yılda rafine edilebilecek bir şansı var. Sabır ve destek gerekiyor.
Leicester’de sakatlık sonrası eski verimliliğini sürdüremeyen Ndidi, Beşiktaş’ta yepyeni bir kariyer sıçraması yapabilir. Semih’in Cagliari’ye gitmesi isabetlidir. Hiçbir şey yapamasa bile içine kapanık halini değiştirebilir. O zaman da daha başarılı olur. Bir dostum, “Jonas Svensson iyi bir futbolcu. İşini yapabiliyor. Onun yerine sağ bek aramak gereksiz” diyor. Demir Ege Tıknaz, Beşiktaş için bence büyük umut. Ama Tammy Abraham’ın yanına mutlaka bir ortak konulmalı. “Mario Gomez-Cenk Tosun” örneği gibi Mustafa Hekimoğlu da Tammy ile oynayıp becerisini geliştirebilir. Takımın değerli oyuncusu Rafa Silva fizik olarak yetersiz. Güçlenmesi gerekiyor.
Beşiktaş uzun soluklu koşuların takımıdır. Yeter ki oturmuş bir oyun düzeni olsun. Taraftarı da yöneticisi de takıma inanırsa sabretmeyi bilir. Geçen yıl üçüncülüğü Samsunspor’a kaptırdılar. Bu yıl daha yukarısına bilenmeleri gerekiyor.
Evet zaman alacak. Hayır geç kalmadılar!