Ya Gazze’deki hayatlar?..

A

Admin

Yönetici
Yönetici
68991d10684dabc55d5e5c6a.jpg

ABD Başkanı Trump’ın Nobel Barış ödülü takıntısı malum. Birçok savaşı durdurarak bunu fazlasıyla hak ettiğini düşünüyor. Beyaz Saray sözcüleri de Trump’ın 20 Ocak’ta ikinci kez başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana, ayda ortalama bir barış anlaşması ya da ateşkes anlaşmasına aracılık ettiğini vurguluyorlar sıklıkla… Trump’ın İran-İsrail savaşı esnasında verdiği İran’ın nükleer merkezlerine yönelik saldırı emrinin de dünya barışına katkı sağladığını savunuyorlar... Dolayısıyla gazeteciler tarafından Trump’a yöneltilen sorular arasında Nobel detayı hiç eksik olmuyor. Beyaz Saray’da gerçekleşen Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki tarihi imza töreni sonrasında da Trump’a aynı soru yöneltildi nitekim... Rusya-Ukrayna Savaşı’nda da sona yaklaşıldığını belirten Trump da
“Her hafta binlerce asker ölüyor” diyerek, Nobel konusuna bakışını şöyle anlattı:

“Bunu siyaset için yapmıyorum. Hayat kurtarmayı seviyorum. Ukrayna ve Rusya Savaşı’nın dünya savaşına dönüşmesini engelledik.”

Ya Gazze’deki hayatlar? Katledilen, açlıktan ölen çocuklar?..

O konuda Trump’tan da Beyaz Saray’dan da çıt yok...

Evet ABD basınına göre; Trump, Gazze’de açlık olmadığını iddia eden Netanyahu’ya telefonda bağırmış, yardımcılarının kendisine bölgedeki çocukların açlıktan öldüğüne dair kanıtlar gösterdiğini söylemiş ama sadece o kadar... Bunu da İsrail yalanladı zaten...

***

Kaldı ki doğru da olsa bir anlam ifade etmezdi... 20 ayı aşkın bir süredir Gazze’de katliam devam ediyor...

İsrail ayrım gözetmeksizin her yeri bombaladı... Başlangıçta “Hamas’ı bitireceğiz, tünelleri yok edeceğiz, rehineleri kurtaracağız” diye kendince hedefler koyan katil Netanyahu’nun şu ana kadar tek yaptığı çocuk, kadın ayırt etmeksizin Filistinli sivil katliamı… Buna rağmen sosyal medya platformundan paylaştığı yalan, yanlış, düzmece görüntülerle ya da söylemlerle daha çok propaganda savaşıyla durumu idare etmeye ve bir başarı algısı yaratmaya çabalıyor bir yandan da. Son olarak da İsrail kabinesi soykırımın devam ettiği Gazze’de bir milyon Filistinlinin yerinden edilmesine neden olacak “tamamen işgal” planını onayladı. Kimin toprağını hangi hakla nasıl oyluyorsa?.. Dünya da bunu seyrediyor utanmadan. Hem de ta başından beri... İsrail’in kendi çapının çok üstünde bir politika takip etmesi ve diğer ülkelere kafa tutmasındaki temel dayanak da arkasındaki ABD elbette… Birçok ülke İsrail’e tepki vermeleri halinde aslında ABD’yle karşı karşıya kalacaklarının farkında olduğu için Gazze meselesine bulaşmaktan çekiniyorlar… Hal böyle olunca da Batı ülkelerinden bazı tepkiler, sesler geliyor olsa da somut adımlar değil, sembolik kalıyor hep. Giderek Batı halklarında bu soykırıma kendi yöneticilerinin de alet olduğunu düşünmesinden kaynaklı, kamuoyu baskıları olmasa bunları da göremezdik büyük olasılıkla...

***

Yani; dünyaya barış vadeden hayat kurtarmayı çok sevdiğini söyleyen Trump, Gazze’de öldürülen çocuklar, bebekler denildiğinde önemsemiyor, katliamı görmezden geliyor. Bundan cesaretlenen Netanyahu da gücü çocuklara, kadınlara, yeten ordusuyla Filistin halkını korkutup göçe zorluyor. Yoksa “katliama devam” diyor...

Korkutmuş gibi mi, korkutuyor mu? Bu kadar alçakça bombalı saldırılara, ablukaya karşılık Filistin halkı yerinden kıpırdamadı. İnsanlar gitmemekte, topraklarını kaybetmemekte direniyor. Giderlerse bir daha asla o topraklara geri dönemeyeceklerini biliyorlar. Yıldıramadığı için de İsrail ordusu özellikle çocukları ve kadınları hedef alarak bilinçaltına korku yerleştirmek istiyor. Ancak İsrail’i endişelendiren gerçek de şu:

Ya gelecekte daha tepkili, kin ve nefret dolu yeni kuşaklar çıkarsa?.. Çünkü Filistinli çocuklar tedirgin, endişeli bakmıyorlar hiç. Bir kap yemek için beklerken kucağında kardeşi ya da yanında bir başka çocuk, 6-7 yaşındaki ağabeyi can verdiğinde kararlı bir şekilde intikam duygusuyla kinleniyor. Bu da “gelecekte mücadeleyi biz yapacağız” demek. İsrail de bunu bildiği, gördüğü için, çocukları yok etmeye çalışıyor, dünyanın gözü önünde acımasızca öldürüyor. Bu nefret dalgası nesilden nesle yayılmasın diye... Dolayısıyla korkan, İsrail ve Netanyahu aslında...
 
Geri
Üst