A
Admin
Yönetici
Yönetici
Üniversite tercihleri tamamlandı. Kazananlar muhtemelen haftaya açıklanır.
Peki, bundan öncesi mi daha zordu, bundan sonrası mı?
Cevabı kişiden kişiye göre değişecek çok zor bir soru.
Üniversitelerde dersler eylül sonu ve ekimde başlıyor. O zamana kadar geçecek her yeni günde yapılacak çok iş var…
Pek çok sorunun zaten farkında olarak bu tercihleri yaptınız ve sizi nelerin beklediğini tahmin ediyorsunuzdur ama yine de her türlü şoka hazır olun!
Örneğin barınma konusunda, örneğin vakıf üniversitelerinde karşınıza çıkacak olan faturalar konusunda, örneğin üniversitelerin ilgisizliği konusunda.
Ev ve yurt fiyatları bir ay içerisinde bu kadar artar mı demeyin. Sonuçlar açıklandığı gün ücretler tavan yapacaktır. Bu yüzden gitmeniz kesin gibiyse aradaki bu 10 günlük süre içerisinde barınma konusunda kapora verip bir ön anlaşma yapmanızda sonsuz yarar var. En azından hem yüksek faturalarla karşılaşmazsınız hem de ortada kalmazsınız…
Devlet yurtları dışında başka bir seçeneği olmayanların da kapasite yetersizliği nedeniyle yer çıkmama ihtimalini göz önünde bulundurmalarında sonsuz yarar var…
KYK burslarına başvuruların başlaması, alacakların belli olması ve bursların yatırılması bazen yılbaşına kadar uzayabiliyor. Bu konuda da hazırlıklı olmakta yarar var.
Ailesinin bulunduğu ilden başka bir ile gidenlerin, kendilerini en az birkaç ay idare edebilecekleri bir cep harçlığı ile yola çıkmaları, olası pek çok sorunun yaşanmasına engel olacaktır…
Kayıt aşamasında hem devlet hem de vakıf üniversitelerinin duyarsızlıkları sizi şaşırtmasın. Tanıtım günlerindeki vaatleri, güler yüzleri, her koşulda yanınızda olacaklarına yönelik sözleri havada kalırsa moralinizi hiç bozmayın. Dünden bugüne hiç değişmeyen bu ritüele alışmanız kolay olmayacak ama üzülmeyin yoksa kendinizi yorduğunuzla kalırsınız..
Yine hem devlet üniversitelerinde hem de vakıflarda öğrenim ücretleri ve kayıt masrafları dışında çok farklı ücretler, depozitolar, ödemeler ve isteklerle karşılaştığınızda da moralinizi bozmamaya çalışın çünkü kimsenin umurunda olmayacaktır ve istediklerini söke söke sizden alacaklardır. Bu yüzden günlük ve zorunlu harcamaların dışında elinizin altında her an kullanabileceğiniz ek bir bütçenin olması da olası krizleri önleyecektir…
Üniversiteye mi gidiyoruz yoksa savaşa mı diyenleriniz çok olacaktır. Haklısınız da ama yaşananlar çerçevesinde her şeye hazırlıklı olmak gerekir. Yoksa sıkıntı çeken, üzülen ve daha ilk günden okuduğuna da okuyacağına da pişman olan siz olursunuz…
Öğrenci dostu kentler, üniversiteler, rektör, hocalar, idari personel yok mu? Elbette var. İnşallah siz de onlardan birisine düşersiniz…
Ek yerleştirme!
Bu arada birinci yerleştirme sonunda hiçbir yeri kazanamayanlar hemen paniğe kapılmasın, sırada daha ikinci yerleştirme yani ek yerleştirme var.
Ek yerleştirmede boş kalan kontenjanlara ve kazanıp da kayıt yaptırmayan adayların yerine ikinci bir tercih listesi alınarak yeni bir yerleştirme yapılacak.
Ek yerleştirmeyi hafife almayın çünkü her üniversite ve hemen hemen her fakültede boşluk kalıyor ve toplam sayı on binlerle ifade ediliyor.
Boş kontenjanlar arasında kazanıp da yurtdışına giden öğrenciler nedeniyle tıptan mühendisliğe, hukuktan eczacılığa kadar hemen her bölüm bulunabiliyor.
Bu yüzden ek yerleştirmeyi takip etmenizde yarar var. Şunu da özellikle de hatırlatalım ki bu süreçte boş yere hayal kırıklıkları yaşamayın:
Birinci yerleştirmede herhangi bir yere yerleşenler, ek yerleştirmeden yararlanamıyor ve puanların da birinci yerleştirmede o fakülte ya da yüksek okula en son giren öğrencinin puanından daha düşük olmaması gerekiyor.
Yurtdışı?
En çok sorulan sorulardan biri de yurt dışından kabul alan ve gitmeye karar veren öğrencilerin burada kazandıkları fakültelere kayıt yaptırıp, yaptırmamaları?
Kayıt yaptırsanız da yaptırmasanız da OBP’niz gelecek yıl yarı yarıya düşecek. Her ihtimale karşı yedekte bulundurmak iyidir diye kayıt yaptırmak doğru gibi gözükse de bir başka öğrencinin hakkının yenildiği asla göz ardı edilmemelidir. Yelkenleri yakıp gidenlerin gittikleri ülkelerdeki kalma mücadeleleri daha sıkı oluyor, kayıt yaptıranlar ise ilk krizde geri dönmeyi düşünebiliyor. Karar elbette sizin!..
Özetin özeti: Üniversiteli olmanın sevincini hiçbir şeyin gölgelemesine izin vermeyin, çok büyük emeklerle elde ettiğiniz bu başarınızın keyfini çıkartın…
Peki, bundan öncesi mi daha zordu, bundan sonrası mı?
Cevabı kişiden kişiye göre değişecek çok zor bir soru.
Üniversitelerde dersler eylül sonu ve ekimde başlıyor. O zamana kadar geçecek her yeni günde yapılacak çok iş var…
Pek çok sorunun zaten farkında olarak bu tercihleri yaptınız ve sizi nelerin beklediğini tahmin ediyorsunuzdur ama yine de her türlü şoka hazır olun!
Örneğin barınma konusunda, örneğin vakıf üniversitelerinde karşınıza çıkacak olan faturalar konusunda, örneğin üniversitelerin ilgisizliği konusunda.
Ev ve yurt fiyatları bir ay içerisinde bu kadar artar mı demeyin. Sonuçlar açıklandığı gün ücretler tavan yapacaktır. Bu yüzden gitmeniz kesin gibiyse aradaki bu 10 günlük süre içerisinde barınma konusunda kapora verip bir ön anlaşma yapmanızda sonsuz yarar var. En azından hem yüksek faturalarla karşılaşmazsınız hem de ortada kalmazsınız…
Devlet yurtları dışında başka bir seçeneği olmayanların da kapasite yetersizliği nedeniyle yer çıkmama ihtimalini göz önünde bulundurmalarında sonsuz yarar var…
KYK burslarına başvuruların başlaması, alacakların belli olması ve bursların yatırılması bazen yılbaşına kadar uzayabiliyor. Bu konuda da hazırlıklı olmakta yarar var.
Ailesinin bulunduğu ilden başka bir ile gidenlerin, kendilerini en az birkaç ay idare edebilecekleri bir cep harçlığı ile yola çıkmaları, olası pek çok sorunun yaşanmasına engel olacaktır…
Kayıt aşamasında hem devlet hem de vakıf üniversitelerinin duyarsızlıkları sizi şaşırtmasın. Tanıtım günlerindeki vaatleri, güler yüzleri, her koşulda yanınızda olacaklarına yönelik sözleri havada kalırsa moralinizi hiç bozmayın. Dünden bugüne hiç değişmeyen bu ritüele alışmanız kolay olmayacak ama üzülmeyin yoksa kendinizi yorduğunuzla kalırsınız..
Yine hem devlet üniversitelerinde hem de vakıflarda öğrenim ücretleri ve kayıt masrafları dışında çok farklı ücretler, depozitolar, ödemeler ve isteklerle karşılaştığınızda da moralinizi bozmamaya çalışın çünkü kimsenin umurunda olmayacaktır ve istediklerini söke söke sizden alacaklardır. Bu yüzden günlük ve zorunlu harcamaların dışında elinizin altında her an kullanabileceğiniz ek bir bütçenin olması da olası krizleri önleyecektir…
Üniversiteye mi gidiyoruz yoksa savaşa mı diyenleriniz çok olacaktır. Haklısınız da ama yaşananlar çerçevesinde her şeye hazırlıklı olmak gerekir. Yoksa sıkıntı çeken, üzülen ve daha ilk günden okuduğuna da okuyacağına da pişman olan siz olursunuz…
Öğrenci dostu kentler, üniversiteler, rektör, hocalar, idari personel yok mu? Elbette var. İnşallah siz de onlardan birisine düşersiniz…
Ek yerleştirme!
Bu arada birinci yerleştirme sonunda hiçbir yeri kazanamayanlar hemen paniğe kapılmasın, sırada daha ikinci yerleştirme yani ek yerleştirme var.
Ek yerleştirmede boş kalan kontenjanlara ve kazanıp da kayıt yaptırmayan adayların yerine ikinci bir tercih listesi alınarak yeni bir yerleştirme yapılacak.
Ek yerleştirmeyi hafife almayın çünkü her üniversite ve hemen hemen her fakültede boşluk kalıyor ve toplam sayı on binlerle ifade ediliyor.
Boş kontenjanlar arasında kazanıp da yurtdışına giden öğrenciler nedeniyle tıptan mühendisliğe, hukuktan eczacılığa kadar hemen her bölüm bulunabiliyor.
Bu yüzden ek yerleştirmeyi takip etmenizde yarar var. Şunu da özellikle de hatırlatalım ki bu süreçte boş yere hayal kırıklıkları yaşamayın:
Birinci yerleştirmede herhangi bir yere yerleşenler, ek yerleştirmeden yararlanamıyor ve puanların da birinci yerleştirmede o fakülte ya da yüksek okula en son giren öğrencinin puanından daha düşük olmaması gerekiyor.
Yurtdışı?
En çok sorulan sorulardan biri de yurt dışından kabul alan ve gitmeye karar veren öğrencilerin burada kazandıkları fakültelere kayıt yaptırıp, yaptırmamaları?
Kayıt yaptırsanız da yaptırmasanız da OBP’niz gelecek yıl yarı yarıya düşecek. Her ihtimale karşı yedekte bulundurmak iyidir diye kayıt yaptırmak doğru gibi gözükse de bir başka öğrencinin hakkının yenildiği asla göz ardı edilmemelidir. Yelkenleri yakıp gidenlerin gittikleri ülkelerdeki kalma mücadeleleri daha sıkı oluyor, kayıt yaptıranlar ise ilk krizde geri dönmeyi düşünebiliyor. Karar elbette sizin!..
Özetin özeti: Üniversiteli olmanın sevincini hiçbir şeyin gölgelemesine izin vermeyin, çok büyük emeklerle elde ettiğiniz bu başarınızın keyfini çıkartın…