A
Admin
Yönetici
Yönetici
Futbolumuzun içine düştüğü “ya sen-ya ben”, “düello” ya da daha masum bir oyun olarak “tahterevalli”, yurt içinde bize masallar-destanlar yazdırsa da Edirne ötesinde sürdürülebilir başarılara ulaşamıyor.
Süper Lig’i Fenerbahçe-Galatasaray rekabetiyle sınırlayıp, en iyi oyuncuları, en zengin sponsorları, en yüksek reytingleri ve en büyük ilgiyi oluşturan büyük heyecan, sportif anlamını giderek kaybetti. Saha içindeki performanslar ve transfer rüzgarları sportif iklimimizi değiştiremedi. Daha da ötesinde Üç Büyükler, Dört Büyükler tanımlamaları giderek geride kaldı.
İkili rekabet, inanılmaz transfer bombalarını, ödeme rekorlarını, keskin iddialar ve hayal kırıklıklarını da gündeme taşıdı. Bu rekabetin sporumuza düşürdüğü en karanlık gölgenin adı “paranoya” (mantıksız kurgularla bilinen rahatsızlık) oldu. Şampiyonluk yarışında aleyhteki tüm hakem kararlarını, soyut “yapılanma” ile açıkladı ve karşı tarafı her kötülüğün kaynağı “düşman gibi” gördü.
İkili kör rekabet, zaten bir “eşitsizler yarışı” olan Süper Lig’de Beşiktaş, Trabzonspor, Başakşehir gibi takımların “başaltı” ekipler olmasını dayattı.
Yine de bu dayatmaya karşı çıkanlar, kendi kulüp kültürü ve takım gelenekleriyle mücadele edenler var. Samsunspor, Eyüpspor, Göztepe, yıllar sonra geri dönenler, Kocaelispor, Gençlerbirliği ve Fatih Karagümrük, zirvedeki iki büyüğe kolay kolay teslim olmaya çıkmayacaklar sahaya.
Çünkü onların ortak bir mesajı var:
“Bu oyunun adı tahterevalli ligi değildir. Futbol hepimizin. Haydi, hep beraber oynayabiliriz!.”
İlk haftaya gölge düştü
Ligimize farklı tablolarla yaklaşıyoruz. Yıllardır unutmakta olduğumuz, ezbere kararları terk ettiğimiz “maç ertelemeleri” ilk santra vuruşlarından önce geri geldi. Fenerbahçe-Corendon Alanyaspor, Kayserispor-Beşiktaş ve Fatih Karagümrük-RAMS Başakşehir maçları ilk haftadan ötelendi.
Tartışma yaratan bir karar…TFF uzmanları, fikstür çekiminden önce “sezon planlaması” kapsamında UEFA Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi ön elemelerini dikkate alarak farklı bir takvim düzenleyebilirlerdi. Yıllar sonra kendi ölçüsünü bulup 18 takıma dönen ligimizde 2026 Dünya Kupası eleme maçları da dikkate alınarak1 ya da 2 hafta sonrasında uygun bir başlangıç oluşturabilirdi. Yine de unutmayalım… Dünkü kararları alanların da başka gerekçeleri olabilir.
Samsunspor’da 5 yıllık Yıldırım planı
Samsunpor Başkanı Yüksel Yıldırım’la konuştum. Sezona yeniliklerle gireceklerini söyledi. Kadroda hep 20’li yaşların ilk yıllarından yerli ve yabancı oyuncular var.
“Kendi akademimizi de güçlendiriyoruz” diyor Başkan… Fransa’da Toulouse akademisi ile ortak çalışıyorlar. Akademinin başındaki Remy Loret günün birinde Samsun’da görev alırsa şaşırmayalım.
Samsunpor’a gelirse şaşırmayalım.
Yıldırım’ın hedefleri var: “Beş yıllık bir planlama yaptık. Samsunpor iki yıl içinde şampiyon adaylarından biri olacak. 38 kişilik bir kadro oluşturduk. Her görev için yaklaşık 5’er futbolcumuz olacak. Kulüpte şirket hisselerinin yüzde 100’ü bana ait. O nedenle Samsunpor’da başkanlıkla birlikte patronaj kimliğimi de yansıtıyorum. Biz kendi kaynaklarımız ve işlerimizle başka kulüplerde alışılmış destekleri almadan yolumuza devam edeceğiz.”
Samsunpor yeni sezon için Atatürk’ün mavi gözlerinden esinlenerek harika mavi formalar hazırlatmış. Başkan’ın kızı Zeycan Yıldırım, Amerika’da aldığı moda eğitimini kulüpteki işine çok güzel yansıtmış.
Süper Lig’i Fenerbahçe-Galatasaray rekabetiyle sınırlayıp, en iyi oyuncuları, en zengin sponsorları, en yüksek reytingleri ve en büyük ilgiyi oluşturan büyük heyecan, sportif anlamını giderek kaybetti. Saha içindeki performanslar ve transfer rüzgarları sportif iklimimizi değiştiremedi. Daha da ötesinde Üç Büyükler, Dört Büyükler tanımlamaları giderek geride kaldı.
İkili rekabet, inanılmaz transfer bombalarını, ödeme rekorlarını, keskin iddialar ve hayal kırıklıklarını da gündeme taşıdı. Bu rekabetin sporumuza düşürdüğü en karanlık gölgenin adı “paranoya” (mantıksız kurgularla bilinen rahatsızlık) oldu. Şampiyonluk yarışında aleyhteki tüm hakem kararlarını, soyut “yapılanma” ile açıkladı ve karşı tarafı her kötülüğün kaynağı “düşman gibi” gördü.
İkili kör rekabet, zaten bir “eşitsizler yarışı” olan Süper Lig’de Beşiktaş, Trabzonspor, Başakşehir gibi takımların “başaltı” ekipler olmasını dayattı.
Yine de bu dayatmaya karşı çıkanlar, kendi kulüp kültürü ve takım gelenekleriyle mücadele edenler var. Samsunspor, Eyüpspor, Göztepe, yıllar sonra geri dönenler, Kocaelispor, Gençlerbirliği ve Fatih Karagümrük, zirvedeki iki büyüğe kolay kolay teslim olmaya çıkmayacaklar sahaya.
Çünkü onların ortak bir mesajı var:
“Bu oyunun adı tahterevalli ligi değildir. Futbol hepimizin. Haydi, hep beraber oynayabiliriz!.”
İlk haftaya gölge düştü
Ligimize farklı tablolarla yaklaşıyoruz. Yıllardır unutmakta olduğumuz, ezbere kararları terk ettiğimiz “maç ertelemeleri” ilk santra vuruşlarından önce geri geldi. Fenerbahçe-Corendon Alanyaspor, Kayserispor-Beşiktaş ve Fatih Karagümrük-RAMS Başakşehir maçları ilk haftadan ötelendi.
Tartışma yaratan bir karar…TFF uzmanları, fikstür çekiminden önce “sezon planlaması” kapsamında UEFA Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi ön elemelerini dikkate alarak farklı bir takvim düzenleyebilirlerdi. Yıllar sonra kendi ölçüsünü bulup 18 takıma dönen ligimizde 2026 Dünya Kupası eleme maçları da dikkate alınarak1 ya da 2 hafta sonrasında uygun bir başlangıç oluşturabilirdi. Yine de unutmayalım… Dünkü kararları alanların da başka gerekçeleri olabilir.
Samsunspor’da 5 yıllık Yıldırım planı
Samsunpor Başkanı Yüksel Yıldırım’la konuştum. Sezona yeniliklerle gireceklerini söyledi. Kadroda hep 20’li yaşların ilk yıllarından yerli ve yabancı oyuncular var.
“Kendi akademimizi de güçlendiriyoruz” diyor Başkan… Fransa’da Toulouse akademisi ile ortak çalışıyorlar. Akademinin başındaki Remy Loret günün birinde Samsun’da görev alırsa şaşırmayalım.
Samsunpor’a gelirse şaşırmayalım.
Yıldırım’ın hedefleri var: “Beş yıllık bir planlama yaptık. Samsunpor iki yıl içinde şampiyon adaylarından biri olacak. 38 kişilik bir kadro oluşturduk. Her görev için yaklaşık 5’er futbolcumuz olacak. Kulüpte şirket hisselerinin yüzde 100’ü bana ait. O nedenle Samsunpor’da başkanlıkla birlikte patronaj kimliğimi de yansıtıyorum. Biz kendi kaynaklarımız ve işlerimizle başka kulüplerde alışılmış destekleri almadan yolumuza devam edeceğiz.”
Samsunpor yeni sezon için Atatürk’ün mavi gözlerinden esinlenerek harika mavi formalar hazırlatmış. Başkan’ın kızı Zeycan Yıldırım, Amerika’da aldığı moda eğitimini kulüpteki işine çok güzel yansıtmış.