Silahla Tehdit Suçunda 'Silah' Sayılan Araçlar ve Yargıtay’ın Uygulaması

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Giriş

Silahla tehdit suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 106/2-a kapsamında tehdidin nitelikli halini oluşturur. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için tehdidin bir “silah” ile gerçekleştirilmesi gerekir. Peki hangi araçlar “silah” sayılır? Kanun, TCK m. 6/1-f bendinde silah kavramını yalnızca saldırı veya savunma amacıyla yapılmış klasik silahlarla sınırlamamış; “saldırı ve savunma amacıyla yapılmamış olsa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli şeyler” ifadesiyle oldukça geniş tanımlama cihetine gitmiştir. Bu geniş yasal tanım nedeniyle gündelik birçok eşya, somut kullanım biçimine bağlı olarak silah kavramı içine girebilmektedir. Aşağıda Yargıtay kararları ışığında, silahla tehdit suçunda hangi araçların silah sayıldığı ve bu konuda uygulamada aranan kriterler incelenecektir.

Yargıtay İçtihatlarında ‘Silah’ Olarak Kabul Edilen Araçlar

Yargıtay kararları, silah kavramının yorumunda lafzi yaklaşımdan ziyade işlevsel ve amaca yönelik bir bakış açısı benimsemektedir. Zira silahla tehdit suçunun tespitinde temel hareket noktası, suça konu nesnenin üretim amacından çok somut olaydaki kullanım biçimi ve mağdur üzerinde objektif olarak yaratabildiği etkidir. Özellikle TCK m. 6/1-f’deki tanıma paralel olarak Yargıtay, saldırı veya savunmada fiilen kullanılmaya elverişli ve mağdurda korku yaratmaya elverişli tüm nesneleri silah kapsamında değerlendirmektedir. Bu kapsamda, yalnızca tabanca, bıçak gibi klasik silahlar değil gündelik birçok cisim de tehdit amacıyla kullanıldığında “silah” sayılmaktadır.

Gündelik eşyalara ilişkin örnekler: Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin içtihatlarında, sanığın mağduru taş veya sopa ile öldürmekle tehdit etmesi, söz konusu cismin somut olayda fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli olması ve mağdur açısından korkutuculuk taşıması gerekçeleriyle silahla tehdit suçu kapsamında değerlendirilmiştirBenzer şekilde, ele geçmemiş olsa bile tanık beyanlarıyla varlığı saptanan demir çubuk da Yargıtay tarafından “elverişlilik ölçütüne uygun bir vasıta” olarak görülmüş; yine sanığın elinde bulunan çekiç ile tehdit eylemi, bu aletin fiilen yaralama amacıyla kullanılmaya elverişli olması nedeniyle silahla tehdit sayılmıştır

Yargıtay, sıradan nesnelerin kullanılış biçimine özellikle dikkat çekmektedir. Örneğin bir kırık ayna parçası mağdura zarar verme amaçlı gösterildiğinde veya bir tahta tabure kavga esnasında tehdit unsuru olarak kullanıldığında, somut olayın özelliklerine göre bu eşyalar da silah kabul edilmiştir Hatta Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bir olayda kompresör hava tabancası isimli bir aletin de fiilen saldırı amacıyla kullanılmaya elverişli olduğu sonucuna vararak bu aracın da silah tanımına girdiğine karar vermiştir Bu karar, saldırı/savunma potansiyeli taşıyan tüm cisimlerin silah kapsamında değerlendirilebileceğinin bir kez daha altını çizmektedir.

Klasik silahlar ve benzerleri: Elbette ateşli silahlar (ruhsatlı veya ruhsatsız tabanca, av tüfeği gibi) ile kesici-delici aletler (bıçak, satır vb.) tehdit suçunda kullanıldığında tereddütsüz biçimde silah sayılmaktadır. Hatta Yargıtay uygulamasında, gerçek silaha benzer görünümü olan aletler de silah olarak kabul etmektedir. Özellikle kuru sıkı tabanca veya oyuncak tabanca, dış görünüş itibarıyla gerçek tabancadan ayırt edilemeyecek halde ise ve objektif olarak mağduru korkutmaya elverişliyse, silahla tehdidin unsuru sayılacaktır. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2003 tarihli bir kararında, oyuncak dahi olsa mağdurda ciddi bir korku yaratma ihtimali bulunan bir tabanca ile gerçekleştirilen tehdidin silahla tehdit suçunu oluşturacağı belirtilmiştir. Bu yaklaşım, silah kavramının Yargıtay tarafından maddi görünüm ve etki ölçütüyle geniş yorumlandığını ortaya koymaktadır.

Silahın kullanılma biçiminin önemi: Yargıtay kararlarında, sadece aletin türü değil, tehdidin icrası sırasında nasıl kullanıldığı da belirleyici görülmektedir. Failin sadece silahlı olması, ancak bu silahı tehdidi gerçekleştirmek için kullanmaması, Yargıtay’a göre nitelikli halin uygulanması için yeterli değildir. Örneğin, failin evinde veya belinde silah bulundurması fakat tehdidi bu silahı hiç göstermeden sadece sözle yapması durumunda, eylem silahla tehdit olarak değil, basit tehdit olarak nitelendirilebilecektir. Nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bir olayda sanığın ruhsatlı tabancasını mağdura doğrultmasını açıkça mağdura yönelmiş ağır ve haksız bir zarar verme tehdidi olarak değerlendirerek eylemi silahla tehdit kapsamında kabul etmiştir . Bu da göstermektedir ki silahın fail tarafından tehdit unsuru olarak fiilen teşhir edilmesi veya kullanılması, nitelikli hal için aranması gereken bir koşuldur.

Diğer yandan Yüksek Mahkeme, silahın korkutucu gücünden yararlanma kastı ile hareket eden failin, sadece silah sayılan aleti mağdura göstererek de tehdidi oluşturabileceğini belirtmektedir. Örneğin, Yargıtay 6. Ceza Dairesi yakın tarihli bir kararında, sanığın tek kelime söylemeksizin elindeki satır (büyük bıçak) ile mağduru korkuttuğu olayda, hiçbir söz sarf edilmese bile sırf bu aletin yarattığı korku etkisiyle silahla tehdit suçunun oluştuğunu vurgulamıştır Burada silahın sağladığı korkutuculuk özelliği, sözlü tehdide dahi gerek kalmaksızın suçun nitelikli halini meydana getirmeye yeterli görülmüştür.

Son olarak belirtilmelidir ki Yargıtay, mağdurun algısının da önemli olduğuna işaret etmektedir. Tehdidin silahla gerçekleştirilmiş sayılabilmesi için, mağdurun failin silahlı olduğundan haberdar olması gerekir. Fail silah kullansa bile mağdur bunun farkında değilse, silahla tehdit halinin gerçekleşmeyeceği kabul edilmektedir. Hatta Yargıtay uygulamasında, mağdurun kullanılan aletin örneğin kuru sıkı veya oyuncak olduğunu bildiği durumlarda, söz konusu aletin korkutuculuk vasfı bulunmadığı için eylemin sadece basit tehdit kapsamında kalacağı yönünde değerlendirmeleri de mevcuttur.

Sonuç

Yargıtay ceza daireleri, silahla tehdit suçunda “silah” kavramını TCK m. 6/1-f’nin lafzına ve ruhuna uygun şekilde geniş yorumlamaktadır. Nesnenin türünden ziyade somut olayda nasıl kullanıldığı, objektif olarak saldırı/yaralama potansiyeli taşıyıp taşımadığı ve mağdurun iradesi üzerinde yarattığı korku düzeyi belirleyici kabul edilmektedir. Bu nedenle tabanca, bıçak gibi klasik silahların yanı sıra; sopa, taş, demir çubuk, çekiç, kırık cam parçaları, sandalye ve kompresör hava tabancası gibi gündelik eşyalar da uygun koşullarda silah sayılabilmektedir. Aynı şekilde, görünümü itibariyle gerçek silah intibaı uyandıran kuru sıkı ve oyuncak tabancalar da mağdurda yaratabileceği korku nedeniyle bu kapsamdadır. Yargıtay’ın yaklaşımında temel kriter, failin elindeki aletin mağdurun direncini kırmaya, suçun icrasını kolaylaştırmaya elverişli bir korkutma unsuru olup olmadığıdır. Sonuç olarak, silahla tehdit suçunda “silah” kavramı, Yargıtay içtihatlarında hem kanuni tanım hem de suçun amacı dikkate alınarak geniş biçimde uygulanmakta; ancak somut olayın özellikleri ve mağdur üzerindeki objektif etki her somut durumda ayrı değerlendirilmektedir.




Karar Künyeleri:



























 
Geri
Üst