A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bazen en güçlü kelime sessizliktir: Söylenmeyen bir cümle, atılmayan bir mesaj, cevaplanmayan bir soru… Yakın ilişkilerde sessizlik bir duvar mı örer, yoksa bir köprü mü kurar? Herkesin cevabı kendine göre ama çoğu zaman, suskunluk en çok anlaşılmadığımız anlarda yankılanır içimizde. İlişkilerde kelimeler kadar suskunluklar da konuşur. Ancak bu dil her zaman çözülmez. Özellikle kırgınlıkların, hayal kırıklıklarının ve beklentilerin gölgesinde kalan sessizlikler, çoğu zaman iletişimin değil, kopuşun işaretidir. Her sessizlik aynı şey değildir. Bazen bir partner susar çünkü kırgındır, bazen de susar çünkü karşısındakini cezalandırmak ister. Sessizlik bazen fırtına öncesi sessizliktir; bazen de içsel bir savaşın dışa vurulmayan çığlığıdır. O yüzden sormadan, anlamadan, varsayarak hareket etmek çoğu zaman yaraları derinleştirir. Çünkü susan kişi aslında belki de ”beni anla” diye bağırmaktadır. İlişkiler artık alıştığımızın aksine sadece göz göze gelerek değil, ekran üzerinden de yürütülüyor. Dijital dünyada sessizlik bambaşka bir boyut kazandı. Görülen ama cevap verilmeyen mesajlar, ilişkilerin en büyük tetikleyicisi haline geldi. Çevrim içi olan ama mesajına yanıt vermeyen biriyle kurulan ilişkide kişi, hem ulaşılabilir hem ulaşılamaz biriyle bağ kurmaya çalışır. Bu durum kişinin zamanla değersizlik duygusunu giderek büyütür. Aslında her suskunluğun içinde taşıdığı bir mesaj vardır. Bazen bir suskunluk sana kırgınım beni anlamanı istiyorum derken; bazı suskunlukların altındaki anlam “sana çok kırgınım ama bunu seninle nasıl paylaşacağımı bilmiyorum” demektir. İlişkide örtülü olan bu mesajları okuyabilmek duygusal bir olgunluk ve empati yapabilme becerisini de gerektirir. İlişkilerde sessizlik bazen sevgiyi koruyan önemli bir güç olsa da bazen ilişkileri koruyacak olan şey konuşmaktır. Sessizliğin ilişkiyi koruduğu gibi ilişkiyi zayıflatıp bitirme gücüde vardır. Sessizliğin bir yıkım mı yoksa birleştirici bir güç mü olduğu iyi ayırt edilmelidir. İlişkilerde sağlıklı olan, duyguları bastırmak değil; uygun bir zaman ve şekilde ifade edebilmektir. Konuşamadığımız konular biriktikçe iki kişi arasındaki bağ zayıflar ve zamanla kopar. Duygusal yakınlık sadece yan yana gelmekle aynı yerde bulunmakla kurulmaz. Çiftlerin birlikte susabildiği gibi gerektiğinde de konuşabilmeleri önemlidir. Sessizlik ever bir sevgi dili olabilir ama her zaman değil. Bazen “sana ihtiyacım var” demek ilişkinin gerginliğini tamamen alabilir. Kalbimizde olup bitenin kalbimizde kalması ve o duygunun sahibi ile paylaşılmaması bir ilişkiyi susarak bitirmenin ilk adımıdır. O yüzden ne zaman kelimelerin gücüne güveneceğimizi ne zaman sessizliğin gücüne güveneceğimizi iyi bilmek önemlidir. Sevgilerle…