SAVAŞ BAKANLIĞI

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Yetti artık, zamanı geldi. Savunma bakanlığı da nedir, ne anlamı vardır? Kaldırılmalı yada bu yapının adı tümden değiştirilmeli hem de sonsuza kadar. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığını ve kodlarını bizlere yükleyerek, bizleri sürekli savunma noktasında tutmuşlar. Ama artık biliyoruz ki bu yılan, önceden gizlenmiş olduğu deliğinden zaman zaman kafasını çıkararak, zehirli dilini uzatarak, vücudumuzu sokarak zehirini zerk eder iken, şimdi bu çıkışlarını çoğaltarak aramızda dolaşmakta ve zehirini artırarak vücudumuza zerk etmeye çalışmaktadır. Artık bu durum değişmeli ve bu zehirli dil, yılanın kafasını yuvasından çıkarmadan tutulup, koparılmalıdır. Bunun için önce kendimizde ve tüm kurumlarımız da değişim yapmalıyız. Bu değişim gerçekleşirken sadece isimde değil, bu yapının sahip olduğu tüm değerlerin içeriğini ve işleyişini de komple değiştirmemiz gerekiyor. Artık dişe diş mücadelenin başlaması gerekiyor. İyilik ve kötülüğün mücadelesi ancak bu mantığa ve inanca sahip olmakla mümkün olur. Atılacak tüm adımların ve bunun için yapılacak tüm planların düşünsel karşılığı iyilik adına olmalıdır. İnsanlığı, zalimler karşısında ayağa kaldırıp atağa geçirecek, vicdani ve yürekli bir inanç yapısını, yapı sahibi benliklere yüklemek ile mümkün olur. Amaç, zulmün el değiştirmesi değil. Aksine iyiliği hayata hakim kılan, bunun için sürekli hareket halinde olan ve kötülükleri insanlığın üzerinden defeden bir pozisyona bu yapıyı taşımaktır. Bu mutlaka yapılmalıdır. İblise karşı harekete geçen bir yapı oluşturulmalı, oluşturulan bu yapı savunmadan çıkıp, üzerindeki ölü toprağı atıp, atağa geçmelidir. İyilik adına, özgür ve hür bir şekilde ayağa kalkmalı, diklenmeli ve koşar adım sahip olduğu bu özgür düşünceyi , özgür bir insanlık için sonuna kadar taşımalıdır. Tabii ki fikri hür, inancı hür ve tüm fiziki hazırlıklarını yapmış bir şekilde. Aslında bir avuç genç bunu Aksa tufanı ile birlikte başlattı, hemde cesur ve yüreklice. Fakat ilk başta anlaşılmadı, buda nereden çıktı diye herkes şaşkınlık içersinde birbirine bakakaldı. Uzun yıllar ilk kez bir topluluk, vicdanları ve yürekleri ile iyilik adına, savunmadan çıkıp atağa geçmişti. Yılanın deliğine girip zehirli dili koparmışlardı. Zulme karşı, hem de onun tuzaklarına karşı akıl dolu hazırlıklarını yapmış bir şekilde. Esir olmak için değil, esir almak için asla değil, tümüyle hem kendisi hem de tüm insanlığın özgür olması için. Üzgünüm ki teslimiyet ve savunma kültürü ruhlarına işlemiş kişilikler ve kurumlar, düzenleri bozulacak diye bu insanları hainlikle suçladılar. Terörizm ile suçladılar. Hatta aptallıkla suçladılar, iblisin tuzağına düştüklerini ifade ettiler, işgal için kötülüklere ve onun uşaklarına alan açtıklarını ifade ettiler. Hatta ve hatta bu eylemi bizzat iblisin işi olarak ortaya koyarak, bu gençliği iblisin hizmetçisi olarak lanse ettiler. Ölçüp tartmadan, korkakça duruş sergilediler. Maalesef hepsini gördük, duyduk ve hala duyuyoruz. Ama bu bir avuç yürekli genç, insanlığa bir ders verdiler, düşüncelerin de ufuk açtılar. İyiliğin sesi olan ve yeryüzünün her tarafında sesini yükselten binlerce genci harekete geçirdiler. Bizlerde artık özgürüz diye. Sizlerin uydurmuş olduğu bu zehirli dillere ve sürekli vücudumuza zerk etmiş olduğunuz bu zehire artık kanmayacağız diyen ve susmayan bir gençlik. Bu değişim ve devinim burda kalmadı, artık kurumsal yapısı tüm eksikliklerine, hatalarına ve yanlışlarına rağmen bir çok devlet yapısını da harekete geçirerek bu seslerin yükselmesine vesile oluyor. Az yada çok, artık bu başladı. Susmayacağız, savunmada kalmayacağız, artık bizler de iyilik adına hareket edeceğiz diye. Artık açıktan sesleniyorlar, atağa geçtik yılanların deliklerini arıyoruz, bu deliklere çomak sokarak bu yılanların dışarı çıkmalarını bekliyoruz ki zehirli dillerini kökünden koparalım diye. Bu çomağın darbeleri karşısında deliklerinden kafalarını dışarı çıkartmak zorunda kalan bu yılanlar, her tarafa saldırmakta, zehirlerini bir şekilde vücutlara zerk edebilmek için dillerini uzatabildikleri kadar uzağa, dillerinin kopması gerçeği ile karşı karşıya kalmalarına rağmen uzatmaya çabalamaktadırlar. Artık onlar savunmadadır, öyle de kalmaları gerekiyor. Dışarı çıkmış bu diller koparılmalıdır. Bunun için, iyilik sahipleri sürekli atak halinde olmaları gerekiyor. Ya da bu kafa çıkarmalar karşısında sinip savunmada mı kalacağız, tekrar pısırık günlere geri mi döneceğiz, elde edinilmiş bu kazanımı terk mi edeceğiz. Asla ama asla! Herkes bilmeli ki mücadele karşılıklı olur, savunarak mücadele olmaz. Bunun adı da savaştır, iyiliğin kazanabilmesi ancak ve ancak bu yöntemin seçilmesi ile mümkündür. Elimize alacağımız çomaklarla, bu yılanların saklanabileceği tüm deliklere, bu çomakları sokarak ancak bu savaşı kazanabiliriz. İyiliğin kazanması bu eylemin yapılması ile mümkündür, savunarak değil savaşarak. Gelinen bu zulüm noktasında; Gelin fıtratımızın sesini dinleyerek, Rabbimizin elinden tutarak, vicdanlı ve yürekli bir şekilde yılan deliklerine çomak sokmaya devam edelim. Herkes gücü yettiğince ama mutlaka atak halinde olalım, bu davranış biçimini terketmeyelim. Savunma bakanlığını, savaş bakanlığına çevirerek topluca zulme karşı harekete geçelim. Daha ne kadar çomak hazırlıyacağız, Rabbimizin izni ile elimizde ki çomaklar bize yeter. T.K. @kul6303839
 
Geri
Üst