Ortak akıl komisyonu

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
6892749fd233305c13f30d38.jpg

Haftalardır kurulup kurulmayacağı, kurulursa nasıl kurulacağı, nasıl çalışacağı, kimin katılıp kimin katılmayacağı tartışılan komisyon sonunda ilk toplantısını yaptı. Böylece her bir aşaması ayrı bir sınav niteliği de taşıyan, Cumhur İttifakı’nın Terörsüz Türkiye olarak tanımladığı sürecin bir başka aşaması daha başladı. Evet bu kez sınav Meclis’in sınavı.

Meclis’te kurulan en geniş masalardan biri olan komisyona katılmadan önce başta CHP olmak üzere muhalefet partileri çeşitli garantiler aradı. Komisyonun ismi bile tartışma konusu oldu. Her biri ayrı bir isim önerdi. Çünkü hiçbir parti bir diğerinin tahakkümü altına girdiği görüntüsü vermek istemedi. Süreçte ortaya çıkabilecek riskler ve ödenebilecek bedeller var. Bunlar göz önüne alınarak hareket edilmek istendi. Öte yandan komisyonda olmak kadar olmamanın da bir karşılığı var. Örneğin İYİ Parti ona yatırım yaptı. Bunun karşılığını nasıl göreceğini zaman gösterecek.

Sonuçta eğer başarabilirse bu bir ortak akıl komisyonu olacak. Bunu deneyecek bir komisyon bu. Başarabilirse dememin nedeni de güvensizlikten ziyade, bir ilk olmasından kaynaklanan temkinli yaklaşım. Çünkü önündeki örnek olarak gösterilebilecek Anayasa Uzlaşma Komisyonu gibi örnekler, nihayete eremedi. Bir aşamada tıkandı ve ilerleyemedi. Öncesinde yapılan onlarca tartışma, verilen emek zayi oldu. O zamandan bu yana ortaya koydukları değil, neden başarılı olamadığı konuşuluyor. Üstelik bu komisyon çok daha çetrefilli hukuki, sosyal konulara kafa yorup, mesai yapacak. İşi o yüzden kolay değil.

Kurtulmuş sadece komisyon üyelerine seslenmedi

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis’te kurulan komisyonun ilk toplantısının açılış konuşmasına, şimdiye kadar komisyonun kurulması için gösterdiği titizliği yansıttı. Cümlelerin her biri özenle çalışılmıştı. Sadece komisyona üye veren siyasi partilere tarihi sorumluluklarını hatırlatmakla yetinmedi. Gözlerini bu komisyona çevirmiş tüm kesimlere mesajlar veren, garantiler veren bir konuşma yaptı. Altı çizilecek birçok ifadeden biri “tarihi bir heyet” olarak tanımladığı komisyonun “millet adına vaziyet etmek için” var olduğuydu. Millet adına vaziyet etmek, her görüşü, her itirazı, her çekinceyi, her tereddüdü dikkate alan bir yaklaşımı ifade eder.

Nitekim, “Evladını yitiren annenin, dükkanını kapatmak zorunda kalan esnafın, yaylasına çıkamayan köylünün ve kamu adına görev yaparken can veren, şehit olan kamu görevlisinin acısı hepimizin ortak acısıdır. Ortak acılarımızı artık ortak umuda çevirmek için buradayız” ifadesini kullandı Kurtulmuş. Atılacak her adımda şehit ve gazilerin emanetine sadakatle bağlı kalınacağının ilan edilmesi de edilen bir yemin gibiydi.

Kurtulmuş konuşmasında tereddütleri, soru işaretlerini, önyargıları en baştan gidermeye de çalıştı. “Burada asli meselemiz; hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir” cümlesi buna örnek verilebilir. Benzer şekilde, “Biz, bu komisyonda yeni bir anayasa yazmıyoruz belki, ama kardeşlik cümleleri kuracağız ve birlikte hareket edeceğiz” ifadesi de, hem kendisini hem komisyonu bağlayan ama aynı zamanda başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin çekincelerini gidermek üzere bir kez daha vurgulanmış gibi duruyor.

Kurtulmuş’un iki tekrarı

Öte yandan komisyonun siyasi arena haline getirilmemesi yönünde, Meclis’in rolünü hatırlatarak yapılan bir uyarıya da değinmek gerek. Kurtulmuş şöyle dedi; “(Meclis) Siyasi hesaplarla, dar tanımlarla ve kalıplarla değil; cesaretle, vicdanla ve adaletle hareket etmenin adıdır. Çünkü örgütün kendisini feshederek, silahların tamamen susturulması ile başlayan süreç, herhangi bir kişi, kurum ya da siyasi yapının değil, doğrudan doğruya aziz milletimizin meselesidir. Meclis komisyonunun kıymeti tam buradadır.” Gerçekten de bir ilki yapacak olan bu komisyonun en önemli sınamalarından biri bu olacak. Siyasiler ve partileri, nereye kadar siyaset yapacak? Siyasetin düzeyini ayarlayabilecek mi? Çünkü bu komisyon çalışmasını nihayete erdirdiğinde, dönüp geriye bakıldığında başarısı buna göre ölçülecek.

Kurtulmuş konuşmasında bir bölümü, önemine binaen iki kez tekrar etti. Onun da şimdiden altını çizmekte fayda var. Bunlardan biri, “Bu süreç, Türk’ün de, Kürt’ün de, her kesimden yurttaşın ortak geleceğini ilgilendiren bir beka meselesidir.” Diğeri de “...Komisyonumuz müzakereci bir istişare organı olarak hareket edecektir. Bu zeminde farklı fikirlerin ve hissiyatların ortak akılda birleşmesini sağlayacak bir anlayışla çalışacaktır.” ifadesi. Yazının başlığı bu cümleden mülhem. Asıl ihtiyaç buna.

Yazının başlığı da buradan geliyor. Partilerin komisyondan farklı beklentileri, bu doğrultuda da yükledikleri anlam var. Kurtulmuş’un komisyonun görev ve sorumluluğuna çizdiği alan ise silah bırakma sürecinin takibi; sürecin hukuki çerçevesi, sosyal zemini ve siyasal dilini izleme, yönlendirme ve öneri sunma; toplumsal psikolojinin yürütülmesi; barışı kalıcılaştıracak yasal düzenleme önerilerinin hazırlanması ve ihtiyaçlar doğrultusunda öneriler geliştirmek, raporlar sunmak, analizler yapmak. Bazıları bunu yeterli bulmayacak, bazılarına ise fazla gelecek. Ama sonuçta yapılabildiği kadarı ortak aklın ürünü olur ve topluma benimsetilebilirse o başarısızlık olmayacak.
 
Geri
Üst