Minimalist yaşama yeniden kapı açıldı!

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Nihat AK/EGE TELGRAF- New York’tan Tokyo’ya, Londra’dan Paris’e… Dünyanın büyük kentlerinde minimalist yaşamın simgesi olan stüdyo daireler, Türkiye’de 2017’de aile yapısı, sosyal uyum ve metrekare standartları gerekçesiyle yasaklanmıştı. Ancak değişen demografi, yükselen maliyetler ve yalnızlaşan kent yaşamı, 1+0’a yeniden kapı araladı.

Yasağın kalkmasıyla heyecanlanan müteahhitler ve alıcılar için umutlar tazelense de, uzmanlar Ege Telgraf’a farklı bir pencere açtı: 1+0’lar geri döndü, ama çok merak edilen soru şu… Stüdyo daireler nasıl inşa edilecek ve kimler kaç paraya alabilecek?

1-657.jpg


ŞARTLAR DEĞİŞTİ


Stüdyo daire yapımı yasağının kalkmasının yanlış yorumlanabildiğine dikkati çeken BEFA Mimarlık kurucularından Mimar Faruk Bey, “2017’de stüdyo daire yapımı yasaklandığında, sektörde önemli bir dönüşüm yaşanmıştı. Şimdi bu yasak kaldırıldı ancak kamuoyunda bu gelişme yanlış yorumlanıyor. Çünkü sadece yasağın kalkması değil, teknik şartlarda da ciddi değişiklikler söz konusu.

faruk-bey.jpg


2017 öncesinde, 1+0 dairelerde salonu 12 metrekare yapabiliyor, 2-3 metrekarelik bir alanla da yatak nişi oluşturabiliyorduk. Yani toplamda 14-15 metrekarelik bir yaşam alanı, bu daire tipi için yeterli sayılıyordu. Yeni düzenleme ise, 1+0 yapımına izin veriyor ama artık en az 12 metrekarelik bir salon şartı var. Bu salonla bütünleşik en az 9 metrekarelik, dar kenarı 2.5 metreyi bulan bir yatak nişi istiyor. Yani toplamda en az 21 metrekarelik bir alana ihtiyaç var. Bu da aslında 1+0 gibi görünse de 1+1 standartlarına oldukça yakın bir planlama anlamına geliyor. Aradaki tek fark, yatak nişinin ayrı bir oda değil, salonla bütünleşik olması. Önemli bir ayrıntıda 1+0 dairelerin bir projede istenildiği kadar yapılamayacak olması. Oradaki kısıtlamada şu: Toplam bağımsız bölümün yüzde 20’sini aşamayacak. Stüdyo daire 1+0 geri geldi ama geçmişteki gibi küçük metrekarelerle değil. Bu nedenle hem projelendirme hem maliyet hem de mimari yaklaşım açısından eskiyle aynı koşullar geçerli değil” diye konuştu.

KÜÇÜK ALANDA BÜYÜK ÇÖZÜM


Stüdyo dairede yeni bir dönemin başladığına vurgu yapan mobilyacı Mehmet Dayanç, “Stüdyo daireler yeni bir dönüşümle serbest bırakıldı. Bu dönüşüm, yalnızca mimari planları değil, yaşam tarzlarını ve ev eşyalarının doğasını da dönüştürüyor. Son yıllarda yükselen minimalist barınma trendi, daha az eşya ve daha küçük yaşam alanı fikriyle yola çıksa da, bu her zaman “daha ucuz” anlamına gelmiyor. Aksine, dar alanda işlevsellik sağlamak için her santimetrekareye özel tasarım gerekiyor. Geniş dairelerde metrekare hesapları yapılırken, stüdyo yaşamda milimetrik çözümler öne çıkıyor. Standart mobilya ya da klasik beyaz eşya, bu alanlara sığmıyor; çözüm, ölçüye özel üretimden geçiyor. Ancak sektör temsilcilerine göre, bu geçiş dönemi uzun sürmeyecek. Önümüzdeki yıllarda, stüdyo daireler için belli standartlar oluşacak ve bu sayede seri üretimle birlikte maliyetler düşecek. Evyesinden gardırobuna, ankastresinden klozetine kadar her şey, bu yeni yaşam formlarına göre yeniden şekillenecek. Minimalist yaşam sadece bir tercih değil, aynı zamanda yeni bir tasarım ve üretim kültürü doğuruyor” ifadelerini kullandı.

mehmet-dayanc-1.jpg


KOLONİ TİPİ YAŞAM


Koloni tipi barınma çözümlerinin artabileceğini dile getiren İzmir Emlak Kulübü Başkanı Rıdvan Akgün, “"1+0 dairelerin yeniden serbest bırakılması, sektörde yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Aynı hükümet döneminde önce yasaklanan sonra belirli kriterlerle serbest bırakılan bu modelin, ekonomik gerçekliklerle yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü bugün Türkiye’de boşanma oranları artmış, bireysel yaşam tercihi güçlenmiş, insanlar hem ekonomik zorluklardan hem de kişisel tercihlerden dolayı yalnız yaşamayı seçer hâle gelmiştir. Minimal yaşam, artık yalnızca tercih değil, zorunluluk. İnsanlar 'bir 1+0'um olsun yeter' diyor. Oysa eskiden bu konut modeline karşı çıkan birçok kişi, şimdi bu tip yaşam alanlarının gerekliliğini kabul ediyor. Çünkü barınma krizi büyüyor. Önümüzdeki dönemde Japonya’daki 'paket otel' modeline benzer, koloni tipi yaşam alanlarının Türkiye'de de yaygınlaşması mümkün. Ortak alanlı, küçük metrekareli, paylı mülkiyet sistemine dayalı yaşam alanları doğabilir. Bir binada yüzlerce insan, ortak sosyal alanları kullanarak yaşayabilir. Yaşlılar için cazip olan bu model, artık gençler ve tek yaşayanlar için de bir çözüm haline geliyor. Ancak bir yanılgı da var: Metrekare küçüldükçe fiyatların düşeceği düşünülüyor ama inşaat maliyetleri, arsa payları, yapı yoğunluğu ve donanım kalemleri düşünüldüğünde bu doğru değil. Küçük daire, daha ucuz anlamına gelmiyor. Maliyetler arttıkça, 1+1 daireler bile metropollerde 4-7 milyon arasında alıcı bulabiliyor. Sonuç olarak; stüdyo daireler geri döndü ama sadece mimari değil, toplumsal yaşam, üretim ve ekonomi açısından da yeni bir dönem başlıyor” ifadelerini kullandı.

ridvan-akgun-02-2.jpg


YENİ NESİL YAŞAM


Uluslararası düzeyde artan barınma sorununun aslında yeni fırsatlar da sunduğunu vurgulayan İzmir Otelciler Odası Başkanı İbrahim Veral, “Pandemi sürecinde iki yıl konut üretilemedi, ardından gelen büyük depremlerle binlerce ev yıkıldı. Türkiye'de her yıl yaklaşık 1 milyon yeni konuta ihtiyaç duyulurken, barınma krizi her geçen gün derinleşiyor. Bu ortamda 1+0, yani stüdyo dairelere olan ilgi hızla artıyor.

İbrahim Veral 2-2


Gelişmiş ülkeleri ve uluslararası trendleri yakından izliyorum. Biz bazı konularda 20-30 yıl geriden gelsek de artık Türkiye’de de gençler ailelerinden bağımsız yaşamak istiyor. Boşanmalar arttı, yalnız yaşamaya ilgi yükseldi. Huzurevleri dolu; yaşlılar yıllarca sıra beklemek istemiyor, bazıları dairelerini bağışlayarak çözüm arıyor.

Tüm bu tablo aslında bize bir fırsat da sunuyor. Yatırımcılar, müteahhitler, otelciler, sağlık sektörü, yerel ve merkezi yönetimler bir araya gelirse, hem yerli hem yabancı için büyük potansiyel taşıyan projeler üretilebilir. Gelişmiş ülkelerin emeklileri, maaşlarıyla kendi ülkelerinde geçinemiyor ama Türkiye’de kaliteli bir yaşam sürebilirler.

Stüdyo dairelerden oluşan, otel konforunda yaşam alanları kurgulanabilir. Bu yapılarda barınma, sağlık, gıda, sosyal hizmetler tek sistemde sunulabilir. Böylece hem yatırım çekilir, hem istihdam yaratılır, hem de barınma krizine çağdaş bir çözüm bulunabilir” dedi.
 
Geri
Üst