A
Admin
Yönetici
Yönetici
İlkbaharın gelişiyle birlikte doğa canlanırken, göz sağlığını tehdit eden alerjik reaksiyonlarda da belirgin bir artış yaşanıyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Nil, özellikle bahar ve yaz aylarında havaya yayılan polenlerin, göz alerisi şikayetlerini artırdığını belirterek vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve yanma gibi semptomlarla kendini gösteren göz alerisi, bağışıklık sisteminin zararsız maddelere karşı verdiği aşırı tepki sonucu ortaya çıkıyor. Göz yüzeyini kaplayan konjonktiva tabakasının hassaslaşmasıyla oluşan bu rahatsızlık, özellikle polen mevsiminde alerjik bünyeye sahip bireyleri etkiliyor. Günlük hayatı zorlaştırıyor Dr. Nil’e göre göz alerisi, sadece geçici rahatsızlıklarla sınırlı kalmıyor; tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini düşürecek boyutlara ulaşabiliyor. “En sık karşılaşılan belirtiler arasında gözde yoğun kaşıntı, kızarıklık, sulanma ve yanma hissi yer alıyor. Ayrıca göz kapaklarında şişlik, ışığa karşı hassasiyet ve ipliksi akıntı da görülebilir,” diyen Dr. Nil, şikayetlerin genellikle her iki gözü birden etkilediğine dikkat çekti. Toz, hayvan tüyü ve makyaj ürünleri de tetikleyici olabilir Alerjik göz hastalıklarının yalnızca polenlerle sınırlı olmadığını vurgulayan Dr. Nil, ev tozu akarları, hayvan tüyü, küf mantarları ve kozmetik ürünlerin de tetikleyici olabileceğini belirtti. Sigara dumanı ve hava kirliliği gibi çevresel faktörler de riski artıran etkenler arasında yer alıyor. Tanı koymak için göz muayenesi yeterli olabilir Hastalığın teşhisi genellikle detaylı bir göz muayenesiyle konabiliyor. Göz doktorları, özel cihazlar aracılığıyla göz yüzeyindeki değişiklikleri inceleyerek alerjik reaksiyonu teşhis edebiliyor. Gerek görülmesi halinde alerji testleriyle hangi maddelere karşı hassasiyet geliştiği de belirlenebiliyor. Polen mevsiminde dışarı çıkışlar sınırlanmalı Dr. Nil, özellikle rüzgarlı havalarda ve sabah erken saatlerde dışarıda zaman geçirilmemesi gerektiğini hatırlattı. “Polenlerin en yoğun olduğu zaman dilimleri sabah saatleridir. Bu saatlerde dışarı çıkmak, alerjik reaksiyonları daha da şiddetlendirebilir” dedi. Basit önlemlerle semptomlar azaltılabilir Göz alerisine karşı tamamen korunmak mümkün olmasa da, alınacak bazı önlemlerle şikayetleri hafifletmek mümkün. Uzmanlar; dışarıdan geldikten sonra yüz ve ellerin yıkanmasını, gözlerin ovuşturulmamasını ve ev ortamında hijyene dikkat edilmesini öneriyor. Güneş gözlüğü takmak ve hava temizleyici cihazlardan faydalanmak da alınabilecek önlemler arasında yer alıyor. Evde uygulanabilecek basit yöntemler de etkili olabilir Dr. Nil, “Soğuk kompres uygulamak, suni gözyaşı damlaları kullanmak ve ortam havasını temiz tutmak gözdeki alerjik belirtileri hafifletebilir” diyerek, antihistaminik içerikli göz damlalarının ise yalnızca doktor önerisiyle kullanılması gerektiğini vurguladı. Her ne kadar çoğu göz alerisi vakası basit önlemlerle kontrol altına alınabilse de, bazı durumlarda ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Görme bulanıklığı, sarı-yeşil renkli akıntı, ileri derece şişlik ve ağrı gibi durumlarda mutlaka bir göz hastalıkları uzmanına başvurulması gerektiğinin altını çizen Dr. Nil, “Bu belirtiler enfeksiyon veya daha ciddi bir göz rahatsızlığının işareti olabilir” dedi. Tedavi seçenekleri kişiye göre belirleniyor Alerjik göz rahatsızlıklarında tedavi yaklaşımı kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Alerjenlerden uzak durmak birincil yöntem olurken, antihistaminik damlalar ve gerektiğinde kortizonlu ilaçlar da tedaviye eklenebiliyor. Şiddetli ve kronik vakalarda ise alerji aşılarıyla bağışıklık sistemini alıştırmak da bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Alerjik göz hastalıkları hafife alınmamalı Dr. Nil, göz alerilerinin sık görülmesine rağmen hafife alınmaması gerektiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı: “Erken teşhis ve doğru tedaviyle göz sağlığı korunabilir. Gözle ilgili her türlü şikayette zamanında uzmana başvurmak büyük önem taşıyor.” (Sözcü)