A
Admin
Yönetici
Yönetici
“Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla yola çıkan Türk dünyası, bugün tarihsel bir sınavla karşı karşıya. Ortak kültür, ortak tarih, ortak değerler. Peki ya ortak duruş? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 1983’te bağımsızlığını ilan ettiğinden bu yana sadece Türkiye tarafından tanınan bir devlet. Kıbrıs Türk halkı, yıllardır hem kendi kaderini tayin hakkını savunuyor hem de uluslararası sistemin adaletsizliğine direniyor. Fakat bu mücadelede yalnızca dünya kamuoyunun değil, Türk dünyasının da sessiz kaldığını üzülerek izliyoruz. Azerbaycan’dan Kazakistan’a, Kırgızistan’dan Özbekistan’a kadar birçok Türk devleti, hâlâ KKTC'yi resmen tanımış değil. Bu ülkeler, Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında birlik mesajları verirken, diğer yandan Avrupa Birliği uğruna Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne büyükelçi atayabiliyor. Bu, sadece çelişki değil; Kıbrıs Türk halkı için derin bir hayal kırıklığıdır. Kıbrıs Türk’ü de Türk’tür! Sıkça sorulması gereken bir soru var: Kıbrıs Türkü Türk değil mi? Eğer cevabımız “evet”se, neden bu halkın kurduğu devlet tanınmaz? Neden hâlâ Rumlar muhatap alınır da, Türkler yok sayılır? İşin aslı, bu sessizlik sadece diplomatik değil, aynı zamanda ahlaki bir duruştur. Türk dünyasının bu noktada samimi olması ve KKTC’ye karşı olan mesafesini sorgulaması gerekiyor. Kardeşlik Sadece Kültürel Sloganlarla Yaşamaz Türk cumhuriyetlerinin KKTC’yi tanımaması için öne sürdüğü gerekçelerin büyük bölümü uluslararası denge politikaları, AB ile ilişkiler, ekonomik kaygılar gibi konulara dayanıyor. Ancak şunu unutmamalıyız: Kardeşlik sadece işbirliği protokollerinde değil, cesur diplomatik adımlarda ortaya çıkar. Kuzey Kıbrıs’ta Türk bayrağı dalgalanıyor. Her sabah Türkçe eğitim alan, Türk kültürüyle yetişen çocuklar geleceğe hazırlanıyor. Ve ne acıdır ki bu kardeş halk, kendi coğrafyasındaki diğer Türk devletlerinden yalnızlık görüyor. Artık Cesaret Zamanı Türk dünyası ya bu kardeşliğe gerçek anlamda sahip çıkar, ya da “Türk dünyası” söylemi sadece bir romantik masaldan ibaret kalır. KKTC’nin tanınması, sadece Kıbrıs Türk halkına destek değil, aynı zamanda Türk dünyasının kendi kendine saygı göstermesi anlamına gelir. Unutmayalım: Cesaret, zamanında atılan adımlarla ölçülür. Ve o zaman çoktan gelmiştir.