A
Admin
Yönetici
Yönetici
Geçtiğimiz günlerde Leman dergisi adlı mizah dergisinde yayımlanan ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in karikatürize edildiği çizim, sadece bir inanca değil, bu toprakların mayasını oluşturan tüm değerlere karşı açık bir saldırıdır. Bu karikatür bir mizah dergisi sayfasında değil, kin dolu bir niyetin kâğıda dökülmüş hali olarak karşımıza çıkmıştır. Gelin bu çizimin satır aralarına birlikte bakalım: İlk karede Hz. Muhammed ve Hz. Musa isimleri doğrudan kullanılarak, savaş ve kaos ortamında karşılaştırılıyor. Arka planda bombalar, yanan binalar, yıkım ve kan… Dinlerin barış getirmesi gerektiği fikriyle alay edilmekte, adeta “dinler dünyayı yakıyor” gibi bir algı oluşturulmakta. Bu; tarihi, inançları ve milyonlarca insanın yaşam biçimini aşağılayan, sinsi ve çarpık bir bakış açısıdır. Karikatürün devamında, ülkenin içinde bulunduğu sosyal çürüme, yozlaşma ve bireysel bunalım yine karikatür kahramanları aracılığıyla işleniyor. İstanbul’u “dinlemek” isteyen ama duyamayan, aidiyet hissini yitirmiş bireyler; sokakta oturup içki içerek “bizi bu ülkeye bile almıyorlar” diyen karakterler… Güya toplumun ‘ötekileri’ üzerinden bir sistem eleştirisi yapılıyor. Fakat bu eleştirinin içine dinî değerleri, peygamberleri, kutsalları katmak; eleştiriden çıkıp saygısızlığa, hatta düşmanlığa dönüşüyor. Peki bu karikatür nerede yayınlandı? Leman dergisinde, ücretli bir mizah yayını olarak. Yani insanlar bu çirkinliği görmek için para ödüyor. Bu, sadece fikri değil, maddi olarak da kutsala saldırının finanse edildiği bir düzenin varlığını gösteriyor. Şunu açıkça sormak gerekiyor: Bir insan peygamberini karikatürize eden, aşağılayan bir çizime neden para öder? Bir yayın kurumu buna neden alan açar? Ve bizler bu topraklarda inançlarımıza yapılan bu saldırıya nasıl sessiz kalabiliriz? Bu karikatür ne ifade özgürlüğüdür ne de basın özgürlüğü. Bu düpedüz bir inanca, bir topluma, bir yaşam biçimine düşmanlıktır. Ve en acısı, bu düşmanlık telifli, kapaklı, satır satır, para karşılığında yapılmaktadır. Buradan açıkça sesleniyoruz: Hiçbir özgürlük, bir başkasının kutsalını aşağılamaya varamaz. Hiçbir sanat, bir toplumun kalbine hançer saplamaya dönüşemez. Ve hiçbir yayın, inanç değerlerini çiğneyerek meşrulaştırılamaz. Bu çirkinliğe karşı susmak, rıza göstermektir. Biz rıza göstermiyoruz. Ve şunu unutmamak gerekir: Sanat ve mizah; değerleri aşağılamak, inananları kışkırtmak için değil, topluma ayna tutmak için vardır. Bu sadece bir inanç meselesi değil, insanlık onuru meselesidir. Kalın sağlıcakla…