İzmir Büyükşehir’in hafızaları

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Belediyelerin görünmeyen ama taşıyıcı kolonları olan insanlar vardır. O insanlar; görev tanımlarını aşan sorumluluk bilinciyle, duruşlarıyla, kentlerine olan sadakatleriyle sadece birer bürokrat değil, kurumların vicdanı ve hafızası haline gelirler. Bu isimler, yıllar içerisinde sadece birer çalışan değil; bulundukları şehrin hafızasında yer edinmiş, sokaklarında izi kalmış emektarlar olurlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik son operasyon, yalnızca hukuki bir süreç olarak görülmemelidir. Çünkü bu operasyonla tutuklanan isimler arasında öyle isimler var ki, onların adı İzmir’in gelişiminde, dönüşümünde, kalkınmasında yer alan her proje ile birlikte anılır. Bunların başında, uzun yıllarını bu kuruma adamış olan geçmiş dönem Genel Sekreter Barış Karcı geliyor. Barış Karcı, 27 yıl boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hemen her kademesinde görev yaptı. Kentsel dönüşümden ulaşıma, altyapıdan planlamaya kadar birçok önemli projede imzası bulunan Karcı, belediyeciliği yalnızca bir meslek değil, bir hizmet alanı olarak gördü. Siyasi tartışmaların dışında kaldı, gündem yaratmak için değil, kente katkı sunmak için çalıştı. Onun en belirgin özelliği, liyakatli ve dürüst duruşuydu. Bugün onun tutukluluğu, sadece bir kişinin özgürlüğünden mahrum bırakılması değil; İzmir’in kurumsal hafızasına, emek birikimine ve liyakat anlayışına vurulmuş ağır bir darbedir. Yine aynı şekilde, şu anda tutuklu olan Levent İşler gibi birçok bürokrat da, yalnızca görevlerini yerine getirmiş, her şart altında kamu vicdanını öncelemiş isimlerdir. Bu isimlerin yıllar süren emeğini bir anda silmeye çalışmak; kente, kuruma ve en önemlisi vicdana haksızlıktır. Attıkları imzadan dolayı her bürokratın yargılanma riski vardır. Kaçınılacak imzaların başında ihaleye fesat karıştırma, zimmet vs. suçlar gelir. HAYATIN AKIŞI Baktığımızda Barış Karcı, Levent İşler gibi bürokratların bugün tutuklu olma sebepleri sadece İZBETON şirketinde yönetici olarak bulunma sebepleridir. Ve TCK 158. maddeye göre, kooperatif mağdurlarının dolandırılma suçunun isnat edilmesi. Yani kooperatif ile ilgisi olmadığı halde kooperatif soruşturmasından dolayı şu an hapisteler. Bu isimler için hayatın olağan akışında imkansız olan bu suçlamanın devamında hepimizin gördüğü gibi önce 150 gözaltı, 99 mahkemeye sevk, 59 tutuklama, ardından itirazlar ile 11 tutukluya düşen geldiğimiz sonuç adaletin er ya da geç tecelli edeceğini gösteriyor. Büyükşehir belediyemizde esen bir rüzgardan etkilenen bu arkadaşlarımızın en kısa zamanda aramızda olacağına hiç şüphem yoktur. 2009-2014 yılları arasında İzmir Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği yaparken bu isimlerle birçok ortak çalışmada bulundum. O dönemlerde gözlemlediğim en temel şey; bu insanların gece gündüz demeden, büyük bir sadakat ve özveriyle çalıştıklarıydı. Kurumun çıkarlarını her zaman kendi çıkarlarının önüne koyan bu kadrolar sayesinde İzmir, yalnızca Türkiye ölçeğinde değil, dünya genelinde de itibarlı bir belediye konumuna geldi. Peki, bugün ne oldu da bu insanlar bir anda suçlu gibi lanse edilmeye başlandı? Eğer bir soru işareti varsa, neden tutuksuz yargılama yolu tercih edilmedi? Suçluluğu kanıtlanmamış kişilerin aylarca özgürlüklerinden mahrum bırakılmasının, hukuki olduğu kadar ahlaki bir sorgulaması da yapılmak zorundadır. Unutmamalıyız ki adalet yalnızca mahkeme salonlarında değil, toplum vicdanında da tecelli eder. Barış Karcı ve arkadaşlarının yaşadığı bu mağduriyet, sadece bireysel bir mesele değildir. Bu durum, yıllardır emek veren yüzlerce bürokratın motivasyonunu sarsmakta, kamu hizmetinde liyakate olan inancı zedelemektedir. Bugün bu isimlerin tutuklu olması, aynı zamanda onların temsil ettiği değerlere de yönelmiş bir tehdittir. İzmir halkı, kimin kente ne kattığını, kimlerin gerçekten hizmet ürettiğini çok iyi biliyor. Bu insanlar unutulmuyor. Onların hizmet izleri bu kentin her sokağında, altyapısında, projesinde yaşamaya devam ediyor. Bizler, vicdan sahibi herkesle birlikte şunu yüksek sesle söylüyoruz: Bu isimler yalnız değildir. Adaletin er ya da geç yerini bulacağına inancımız tamdır. Barış Karcı, Levent İşler gibi şu an tutuklu bulunan tüm vicdanlı bürokratlarımıza selam olsun. Onların onurlu duruşları, bizim için bir rehber, bir umut ve aynı zamanda bir adalet çağrısıdır.
 
Geri
Üst