A
Admin
Yönetici
Yönetici
Akşam Gazetesi "İmamoğlu Medyası A.Ş." başlıklı haberinde gazetecileri hedef gösterdi. T24'ten Candan Yıldız'ın haberine göre Akşam Gazetesi'nin "İmamoğlu Medyası A.Ş." haberinin internet versiyonunda Gazeteci Soner Yalçın'ın adı yer almadı. Gazeteci Candan Yıldız'ın haberi şu şekilde; Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'teki grup konuşmasında sinyali vermiş, Ekrem İmamoğlu'na atfen 'suç organizasyonu' nitelemesini 'ahtapot'a benzetmişti. Benzetmeden devam edersek, 'ahtapot'un kollarından biri iddiaya göre medyaydı. İşte radarları her daim açık, sinyal alıcıları iktidara dönük olan Akşam gazetesi 'ahtapot'un kollarından biri yakalamış olacak ki "İmamoğlu Medyası A.Ş." başlıklı haberinde gazetecileri hedef gösterdi. Ama basılı gazete ile internet sayfasındaki haberde fark vardı. Basılı gazetedeki bilgilerin bir kısmı internet haberinde yoktu. Gazeteci Altan Sancar'ın X paylaşımıyla dikkatimi çekti bu detay. Ve gidip Akşam gazetesi aldım. Basılı gazete ve internet sitesindeki haberi karşılaştırdım. Gazetede, Oda TV'nin kurucusu gazeteci-yazar Soner Yalçın'ın adı yer alırken, internet haberinde yer almıyordu. Soner Yalçın için gazeteki haberde şunlar yazılıydı: "2011'de 'CHP için medya grubu oluşturma' talebiyle CHP'ye mektup yazdığı ortaya çıkan ve Ongun'un 'akıl hocası' olarak bilinen Soner Yalçın'ın, Ongun ve Bağdatlı ile en sık trafiğe sahip olduğu, Marmaris ve Çeşme'de birlikte tatil yaptıkları da kayıtlara yansıdı. Yalçın'ın trafiği, gazetecilerle olan ilişkisinin merkezinde yer aldığını gösteriyor." İnternet haberinde, ki gazetedeki haberin kopyalanıp yapıştırılmış hali, Yalçın dışındaki gazetecilerin telefon görüşme sayılarına (sanki görüşmek suçmuş gibi!) yer verildi. Soner Yalçın'la ilgili gazetede ise şu iddialar yer alıyordu: "Ongun'un Yalçın ile 70 kez buluştukları, bazı buluşmaların İmamoğlu'nun İBB resmi konutu olarak yaptırttığı malikanede gerçekleştiği anlaşıldı. Belediyede görevi veya gazetecilik faaliyeti olmayan Bağdatlı'nın da Yalçın ile de .... 34 kez görüştüğü, bu görüşmelerin 25' inin Ongun'un katılımıyla üçlü olduğu tespit edildi." Teyit ettiğim bu detayın haber değeri var. Zira eğer bilgi yanlışsa, Akşam gazetesi ancak buna dikkat çeken haberlerin varlığı ile açıklama yapmak durumunda kalır, kalabilir. Diğer yandan bu iddiaları haberde adı geçen gazetecilerden çoğu yalanladı. Gazeteci Yavuz Oğhan: "Akşam Gazetesi İmamoğlu Medya AŞ başlığıyla haberimsi bir şey yapmış. Sözümona ben Murat Ongun ile 20, Emrah Bağdatlı ile 6 defa buluşmuşum! Allah kuru iftiradan saklasın derler ya, tam da öyle. Hayatımda Emrah Bağdatlı’yı hiç görmedim, tanımam. Bir de Nevşin Mengü ile görüşmeye götürmüş Murat Ongun beni. Bu da kuyruklu yalan. Üçümüz hiç bir arada olmadık. Amacın ne olduğu anlaşılabiliyor ama buradan kimseye ekmek çıkmaz. Suç duyusunda bulunacağım" dedi. Gazeteci Ruşen Çakır: "Bağımsız gazetecilik, eleştirel gazetecilik yaptığımız için bizi susturmak istiyorlar. Bu haberi birinci sayfasından bağıra bağıra veren, arkadaşım sandığım Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu'na hakkımı helal etmiyorum. Suratıma nasıl bakacağını da bilmiyorum. Bundan sonra mahkeme ise mahkeme, yargılama ise yargılama, savunma ise savunma, siyasi savunma ise siyasi savunma. Ben buradayım, bakalım siz neredesiniz?" sözleriyle iddialara yanıt verdi. Gazeteci Nevşin Mengü: "Büyük bir algı çalışması yapılıyor. Madem size el altından bilgi belge sızdırılıyor. Kanıtlayın o zaman. Emrah Bağdatlı’yı tanımam. Adını bu operasyonda öğrendim. Varsa görüntüsü çıkarın gösterin. Yayınlayın herkes görsün. Daha önce de söyledim. Çamur at izi kalsın yapan hesapları tek tek dava edeceğim" diye yanıt verdi. Gazeteci Barış Pehlivan: "Gizli tanığa önce itibar suikastı yaptırılıyor. Yargı tek bir soru sormadan, tek bir delil aramadan, bu alçakça iftiraları önce kayda geçirip sonra da medyaya servis ediyor. Bu 'gizli tanık' denilen operasyon çocuğunun yalanlarını yayan herkesle tek başıma da kalsam mücadele edeceğim. Dün nasıl bu hukuksuzlukları bedeli ne olursa olsun sadece kalemimle deşifre ettiysem, kimsenin kuşkusu olmasın yazdım, yazıyorum ve yine yazacağım. Beni aşağılık iftiralarınızla susturamazsınız. Siz de iki paralık şerefiniz kaldıysa yazdıklarınızın arkasında durun" diye yazdı X hesabından. Gazeteci Şaban Sevinç: "Akşam gazetesi benim adımı da katarak İmamoğlu Medyası AŞ diye bir iftira oluşturmuş. Emrah Bağdatlı ile Şişli ve Çankaya’da 4 kez görüştüğümü yazmış. Ben Emrah Bağdatlı’yı tanımam etmem, dolayısıyla hiç bir görüşmüşlüğüm de yoktur. Eğer akşam gazetesi ‘medya ilişkileri ağı’ arıyorsa nöbetçi sahiplerine sorsun" açıklamasını yaptı. Gazeteci Bahar Feyzan: "Murat Ongun; muhabir olarak benim kurucuları arasında bulunduğum Habertürk’ten beri arkadaşım. Rahmetli Ufuk Güldemir’in tedrisatında beraber yetiştik… Farklı gazetecilik alanlarına evrildik. Ekrem İmamoğlu ile çalışmaya başladıktan sonra 3-5 kez gördüysem görmüşümdür. Onun dışında elbette bir gazeteci olarak bilgi almak, soru sormak için Murat Ongun’u aradım. Basın toplantıları ya da CHP’nin basına açık önemli organizasyonlarında karşılaştık. Buna seçim dönemleri dahil. Ve o yoğun dönemlerde konu: gündemde ne varsa o oldu. Emrah Bağdatlı kim tanımam bile! Amacınız haber yapmak değil, toplumda algı yaratmak biliyorum Akşam Gazetesi! Kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi yaymak ve kişisel haklarıma saldırı olarak algıladığım bu haber ve benzerleri hakkında tek tek dava açacağım" diye yanıt yazdı. Aykırı Haber Sitesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak da iddialar için "külliyen yalan" dedi ve suç duyurusunda bulunacağını belirtti. Yine belirtelim... Gazetecilerin yaptıkları görüşmelerin sayısını vererek "şüphe" yaratma "haberciliğini" biliyoruz. Sistemin nasıl işlediğine dair sayısız örnek var geride... Gazetecilerin kimlerle, kaç defa görüşeceğinin sınırını habercilik belirler. İktidarı eleştiren gazetecilerin bir kez daha hedef olmasına bakalım meslek örgütleri ne kadar ses çıkarabilecek?