A
Admin
Yönetici
Yönetici
Nihat AK/EGE TELGRAF- Yaz mevsiminin başlaması ve Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte ikinci el otomobil piyasasında hareketlilik beklentisi artarken, beklenen canlılık henüz tam anlamıyla gerçekleşmedi. İzmir Oto Galericileri Odası Başkanı Zafer Dursun, hem fiyatların cazip seviyelerde olması hem de mevsimsel ilginin yükselmesine rağmen satışların hedeflenen düzeyde olmadığını belirtti. Artan mevduat faizleri, düşen alım gücü ve ekonomik belirsizliklerin sektörü olumsuz etkilediğini ifade eden Dursun, ikinci el araç piyasasında sürdürülebilir bir ticaretin ancak ekonomik istikrar ve finansmana erişimle mümkün olacağını vurguladı. Dursun ayrıca, elektrikli araçların yükselen ilgisine ve hurda araçlara yönelik ÖTV indirimi beklentisinin seçim dönemine endekslenmesine de dikkat çekti. ‘EN UYGUN ZAMAN’ İkinci el piyasasında ‘fırsat’ uyarısı yapan İzmir Oto Galericiler Müşavirlik Kiralama ve Yıkamacılar Esnaf Odası Başkan Zafer Dursun, “Son zamanlarda otomobillerde dikkat çeken bir fiyat değişim gözlemliyoruz. Özellikle başlayacak yaz dönemi ve Kurban Bayramı'nın yaklaşması ikinci el otomobil pazarına olan ilgiyi yükseltti. Vatandaşımız, uzun süredir ciddi bir fiyat artışı yaşanmayan bu sektörü yakından takip ediyor. İkinci el otomobil piyasasında son dönemde satışların düşük kalması, fiyatların belirli bir düzeyde sabit tutulması sağlandı. Bu durum, ikinci el otomobil almayı düşünenler için cazip bir fırsat yaratıyor. Öte yandan, döviz fiyatlarındaki yükseliş, otomotiv sektöründeki yüksek girdi maliyetleri sıfır araç fiyatlarını yükseltti. Bunun da etkisiyle ikinci el araçlara yönelim arıyor. Yurttaşlarımızın gözü galerilerimizde gözleri online ilanlarımızda. Şu anda araba almak isteyenler için uygun bir dönem. Fiyat istikrarı, ikinci el otomobilleri çekici bir seçenek haline getiriyor. Vatandaşlarımız, bu uygun dönemde bütçelerine uygun bir araç sahibi olabilirler ” dedi. ‘ESKİ GÜNLERİ ARIYORUZ’ O eski günleri mumla aradıklarını belirten Başkan Dursun, “Geçmiş yıllarda yaz aylarının başlangıcı ve Kurban Bayramı öncesi dönemler, ikinci el otomobil piyasası için son derece hareketli ve canlı geçerdi. Ancak bugün, o eski bayram öncesi ve yaz başı cazibesini ne yazık ki arar hale geldik. Yaz başı ve Kurban Bayramı öncesi olmasa çok sayıda esnafımız dükkânını hafta sonu açmaz. Şu anda ikinci el otomobil fiyatları oldukça cazip seviyelerde olmasına rağmen, satışlarımız hedeflediğimiz düzeyin çok altında seyrediyor. Çünkü araç almak artık birçok kişi için bir yatırım aracı olmaktan çıktı. Vatandaşlarımızın büyük bölümü, ellerindeki parayı otomobile bağlamak yerine, yüksek faiz getirisi nedeniyle bankalarda mevduata yatırmayı tercih ediyor. Örneğin, 1,5 milyon TL’si olan bir kişi, 500 bin TL’lik bir araca binip geri kalan 1 milyon TL’yi bankaya yatırarak faiz geliri elde ediyor. Diğer yandan, ekonomik sıkıntılar nedeniyle birçok vatandaş, 750 bin TL değerindeki aracını satarak 200-250 bin TL’lik daha uygun fiyatlı araçlara yöneliyor. Aradaki farkla kredi kartı borçlarını kapatmaya, temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Bu durum, ikinci el araç pazarındaki alışverişi yavaşlatıyor ve piyasada sürdürülebilir bir ticareti zorlaştırıyor. İkinci el otomobil sektörünün yeniden canlanabilmesi için istikrarlı bir ekonomik ortamın sağlanması büyük önem taşıyor. Hem tüketicinin alım gücünü destekleyecek finansal politikalar hem de piyasada güven ortamını artıracak adımlar, bu sürecin kilit unsurları olacaktır” ifadelerini kullandı. ‘ELEKTRİKLİ İVMESİ’ Giderek yaygınlaşan elektrikli otomobillerin hem yakıt tasarrufu hem de vergi avantajlarıyla tüketici nezdinde cazibe kazandığını vurgulayan Başkan Dursun, “Elektrikli araçlar, ikinci el otomobil piyasasında yeni bir ivme oluşturuyor. Özellikle büyükşehirlerde bireysel kullanımın artması, bu araçlara yönelik talebi de beraberinde getiriyor. Artan talep, ikinci el araç seçeneklerinin genişlemesine katkı sağlıyor. Sektördeki bu hareketliliğin sürdürülebilir hale gelmesi ve toparlanmanın hızlanması için finansmana erişim büyük önem taşıyor. Vatandaşlarımızın otomobil ihtiyacını karşılayabilmesi için krediye erişimin kolaylaştırılması ve faiz oranlarının düşürülmesi kritik bir öneme sahiptir. Bu sayede, hem tüketicilerin hem de satıcıların güveni artacak; pazarda hem arz hem de talep tarafında istikrar sağlanabilecektir” ifadelerini kullandı. ‘ÖTV İNDİRİMİ’ Hurda araca ÖTV indiriminin seçim yatırımı gibi görüldüğü görüşünü taşıdıklarını belirten Başkan Dursun, “Türkiye karayollarında seyreden araç filosunun yaş ortalaması ne yazık ki oldukça yüksek. Bu durum, hem trafik güvenliği hem çevresel etkiler hem de yakıt verimliliği açısından ciddi riskler doğuruyor. Daha güvenli, daha çevreci ve teknolojik olarak daha donanımlı araçların yollarda yer alabilmesi için, araçların gençleşmesi büyük önem taşıyor. Bu noktada, kamuoyunda uzun süredir dile getirilen ve sektörün de umutla beklediği hurda araçlara yönelik ÖTV indirimi beklentisi öne çıkıyor. Geçmişte uygulanan bu teşvik modeli, hem tüketiciye ekonomik bir nefes aldırmış hem de ikinci el ve sıfır araç piyasasını hareketlendirmişti. Piyasada bu olası uygulama için hazırlık yapan birçok kişi ve kurum da vardı. Bizler de sektör temsilcileri olarak, daha yeni, daha güvenli ve çevre dostu araçların Türkiye yollarında yer alması adına hurda araçlara yönelik ÖTV indirimi gibi teşviklerin desteklenmesi gerektiğini savunuyoruz. Ancak görünen o ki, hükümetin mevcut öncelikleri arasında bu tür bir uygulama şu an için yer almıyor. Resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, kulislerde konuşulanlara göre, mevcut iktidarın bu konuyu olası bir erken seçim ya da yaklaşan genel seçim sürecine yakın bir dönemde yeniden gündemine alabileceği ifade ediliyor. Hurda indirimi, yalnızca bireysel tüketiciyi değil; aynı zamanda otomotiv sanayisini, satış sonrası hizmetleri, çevre politikalarını ve enerji verimliliğini doğrudan etkileyen çok yönlü bir uygulamadır. Bu nedenle böylesi bir adım, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda sosyal ve çevresel etkileri açısından da önem taşımaktadır. Sektör olarak beklentimiz, araç filosunun gençleşmesini destekleyecek politikaların, uygun ekonomik iklim oluştuğunda bir an önce hayata geçirilmesidir” şeklinde konuştu.