A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bu trajikomik ve absürt… “Çözüm Süreci” var ancak DEM Belediyelerinde çalışan daire başkanlarından, müdürlere; sözleşmelilerden, hizmet alım personeline kadar hiçbirinin yaşadığı sorununa çözüm yok… “Barış” isteyen DEM, kendi idarelerindeki belediye çalışanlarıyla bile barışamıyor. Bu nasıl bir barış çağrısı ve anlayışı?! Netflix’e 3 sezonluk dizi olacak olaylar yaşanıyor ama DEM kendi filminin yazanı, yapanı, yöneteni olarak ne mahkeme kararını dinliyor ne hukuk biliyor ne de hak tanıyor. Bu iddiam, ispatla mümkündür: İşten çıkarılan yüzlerce işçiye ya da mobbinge uğrayan onlarca alt ve üst düzey memura sorabilirsiniz… Belediyelerin önünde çadır kuran işçiler de hiçkimsenin gündeminde değil! Bu insanların bakmakla yükümlü oldukları çocukları ve aileleri var. Hastaları var. Belirli bir yaşam standartları var… Şu an işsiz, çaresiz, yoksun ve yoksul bir şekilde yeniden bir iş sahibi olmak için mücadele ediyorlar… Vaktiyle idare ettiği birimde uzman, okuduğu bölümde Yüksek Lisans hatta Doktora yapmış belediye çalışanlarının (genel sekreterin, daire başkanlarının, müdürlerin, uzman memurların) şu an hangi görevde olduklarına bakın. Bulaşık Makinesi yapacak çapta çalışanını, neredeyse bulaşık yıkamaya mahkum ve mecbur kılacak DEM Belediyeciliğinin, “adalet” söylemleri de ironik hale gelmiştir. Devlet Aklı tutulmuş mu bilemem ama DEM Belediyelerinin vicdanı iflas etmiştir… Çözüm ya da Barış adı her neyse… Böyle bir “bahar havası” varken, bir belediye çalışana “yazımı kışa çevirdin” türküsünü okutan DEM Belediyeciliğinin; adaleti, özgürlüğü, barışı hangi notalara dizdiğini merak ediyorum. Her şeye, herkese hatta DEM’e rağmen barış da istiyoruz, toplumsal uzlaşı da istiyoruz ancak adaletin tesisinde ve temininde devletten de medet uman yüzlerce ve binlerce emekçinin hakkının teslim edilmesini de istiyoruz. Selam, Umut, Sevgi ve Dua İle… K. M. A.