A
Admin
Yönetici
Yönetici
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye’nin Avrupa için yalnızca coğrafi değil, stratejik açıdan da vazgeçilmez bir ortak olduğunu söyledi. “Türkiye olmadan Avrupa'nın güvenliği kurulamaz” ifadelerini kullanan Çelik, işbirliğinin yeni bir aşamaya geçmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye Avrupa'nın merkezinde yer alıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan istişare toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Çelik, Türkiye’nin Karadeniz, Akdeniz ve Balkan coğrafyasında sahip olduğu konumun yanı sıra, Avrupa'nın güvenlik ve istikrar dengelerinde de merkezi rol oynadığını belirtti. “Türkiye, tarihsel olarak bir Avrupa devletidir. Aynı zamanda güçlü bir bölgesel aktör ve Avrupa demokrasilerinden biridir,” dedi. Çelik, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı sergilediği dışlayıcı politikanın, kendi iç dengelerini de olumsuz etkilediğini söyledi. Eurofighter ve savunma alanında işbirliği çağrısı Avrupa medyasında gündeme gelen Eurofighter savaş uçağı tedariki konusuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çelik, bu tür stratejik alanlarda somut ve yapıcı adımların gecikmeden atılması gerektiğini ifade etti. “Türkiye, aldığı önlemler ve bölgesel pozisyonuyla Avrupa’ya her zaman katkı sağlamıştır. Kısıtlayıcı politikalar, vizyon eksikliğidir,” ifadelerini kullandı. Yeni anayasa için hazırlıklar sürüyor Gündemdeki bir diğer başlık olan sivil anayasa sürecine dair de bilgi veren Çelik, AK Parti bünyesinde yürütülen çalışmalarda şu an siyasi ve hukuki tutum belgesi hazırlığı yapıldığını belirtti. Bu sürecin tamamlanmasının ardından Cumhur İttifakı ortakları ve diğer siyasi partilerle kapsamlı istişareler başlayacak. “1-2 ay içinde hazırlıklarımızı tamamlamayı planlıyoruz. Ardından daha geniş bir siyasi zeminde bu süreci ilerleteceğiz,” dedi. Dini değerlere yönelik saldırılara sert tepki Fransa’da yayımlanan ve kutsal isimleri hedef alan çizime ilişkin görüşlerini de paylaşan Çelik, bunun açık bir saygısızlık olduğunu belirterek, “Bu eylemi en güçlü şekilde kınıyoruz” dedi. Bu tür yayınların ifade özgürlüğü değil, nefretin yayılması anlamına geldiğini söyledi.