A
Admin
Yönetici
Yönetici
Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, 64 yaşındaki körüklü çizme ustası Mustafa Karpuzcu, yok olmaya yüz tutan geleneksel bir zanaatı ayakta tutmak için mücadele ediyor. Gelişen teknolojiye ve değişen tüketim alışkanlıklarına rağmen, el emeğiyle körüklü çizme üretmeye devam eden Karpuzcu, mesleğini geleceğe taşıyacak çırak bulmakta ise zorlanıyor. Küçük Yaşta Başladı, Mesleğin Son Temsilcilerinden Oldu Kuşadası'nın Bayraklıdede Mahallesi'nde yaşayan Mustafa Karpuzcu, ayakkabıcılık mesleğine henüz 6 yaşındayken, kunduracı olan babasının yanında başladı. Yıllar içinde el işçiliğine dayalı körüklü çizme yapımına ilgi duyan Karpuzcu, bu alanda usta olmak için Şükrü Bıçakçı ve Necip Şenok’un yanında çıraklık yaptı. Bugün, Aydın genelinde bu işi sürdüren sayılı ustalardan biri olarak bilinen Karpuzcu, Kuşadası’nda ise mesleğin tek temsilcisi konumunda. UNESCO Listesine Giren Bir Emek Mustafa Karpuzcu’nun ustalığı, yalnızca yerel düzeyde değil, ulusal ölçekte de tanınmış durumda. “UNESCO Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Listesi”ne kabul edilen Karpuzcu, bu prestijli unvana rağmen mesleğini yaşatmakta zorlandığını belirtiyor. 25 metrekarelik mütevazı atölyesinde çizmelerini üretmeye devam eden usta, teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde geleneksel zanaatlara ilginin giderek azaldığına dikkat çekiyor. Körüklü Çizmenin İncelikleri ve Geçmişten Günümüze Yolculuğu Karpuzcu'ya göre körüklü çizme yapımı büyük sabır ve dikkat gerektiriyor. Üretimde tamamen doğal malzemeler kullanılıyor; kösele ve deriyle çalışılıyor. Üç farklı çizme türü bulunuyor: baklava körük, akordeon körük ve boğma körük. Deri henüz ıslakken işleniyor ve her çizme el işçiliğiyle, detaylara büyük özen gösterilerek hazırlanıyor. Bir zamanlar sadece zenginlerin giydiği körüklü çizmeler, geçmişte yoğun talep görüyordu. Ancak günümüzde bu çizmeler, yalnızca özel siparişle ve ayda birkaç adet üretilebiliyor. Gençler İlgisiz, Meslek Tehlikede Karpuzcu, körüklü çizme zanaatının unutulmaya yüz tuttuğunu vurgulayarak, en büyük sorunun gençlerin bu işe ilgi göstermemesi olduğunu söylüyor. Aydın genelinde yalnızca yedi ya da sekiz usta kaldığını belirten Karpuzcu, bu mesleğin devam edebilmesi için mutlaka yeni çıraklar yetiştirilmesi gerektiğini dile getiriyor. “Kösele ve deri kokusu içerisinde büyüdüm” diyen usta, çırak bulamadığı sürece mesleğin yakın zamanda tamamen kaybolmasından endişe ediyor.