Atatürk ismi inada döndü adeta!

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Mesut Hoşcan'ın Eskişehirspor Başkanlığındaki son yılında sosyal medya inliyordu, istifa etmesi için. Görsen, Eskişehir'in 850 bin kişilik nüfusunun tamamı, yetmez, Türkiye ve Dünya üzerindeki Eskişehirlilerin tamamı Mesut Hoşcan'ın takımı bırakması için bağırıyor, çağırıyor zannedersiniz... Ben de gaza geldim ve ekim ya da kasım ayıydı sanırım, yalnız kaldığımız bir akşam, "Kendinize bu kadar eziyet etmeyin başkanım. Kimse sizi istemiyor, bırakın artık" dedim. Güldü, "Sana söylemedim Hakkı, İstanbul'dan bir ajansla çalışıyorum bir süredir. Onlar bir araştırma yapıyor, bitirsinler, öyle konuşuruz" dedi... Ajansın raporunu beklerken iki hafta geçti ve bu sürede ne zaman Mesut Hoşcan ile birlikte olsam telefon konuşmaları yüzünden en küçük bir sohbet gerçekleştiremiyorduk. Her gün neredeyse 25-30 kişi, çoğu da deve dişi gibi isimler, "Destek" telefonu açıyor, "kamuoyu baskısı yüzünden açık açık söyleyemiyoruz, ancak senin vazgeçmemeni istiyoruz" diyorlardı... Sosyal medyanın 'nicelikli' gücüne ilk kez o zaman şahit olmuştum... Şehrin önde gelenlerinin neredeyse tamamı Mesut Hoşcan'a haksızlık yapıldığını düşünüyor, ancak bunu taraftar baskısı yüzünden açık açık dile getiremiyordu... Sonra ajansın raporu geldi. Mesut Hoşcan bir kez daha güldü: Ajansın raporuna göre, haftada en az bir kez twiter'da Eskişehirspor ile ilgili paylaşım yapan hesapların sayısı 379'du. Evet, evet, sadece 379. Ve bunların 14'ü hariç tamamı, en az bir kez "Mesut Hoşcan aleyhine" paylaşımda bulunmuştu. Facebook falan bütün mecraları saydığımızda, bin 400 sayısına ulaşıyorduk... Hani şimdilerde, "Manavgat maçına gitmedikleri için bir daha asla CHP'ye oy vermeyeceğim" diye inliyor ya ortalık. Emin olun CHP'li siyasetçilerin de hiç umrunda değil ya hani bu yazılanlar... İşte hepsinin sebebi bu!.. Eskişehirspor taraftarının tribünde müthiş bir gücü var ve çok şükür ki, takımımızın kazanması için bu güç bize her zaman lazım oluyor; ancak iş, siyasetçileri etki altına almaya gelince aslında hiç de korkutucu değil... *** Diyeceğim şu ki... Yeni stadyumun isminin "İlla ki Atatürk olsun, ölürüm de başka isim kabul etmem" diyenlerin kamuoyunda oluşturdukları baskı, acaba bizim algıladığımız gibi, "Bütün Eskişehir böyle istiyor" gibi değil mi! Son günlerde bana ulaşan birçok taraftar, "Hakkı ağbi biz, açık açık söyleyemiyoruz. Takımın paraya ihtiyacı var. Yönetim, şehrin önde gelenlerini de yanına alıp stadyum isminden para kazanacak bir formül bulmalı" dedi ki, inanamazsınız. Eminim benim gibi birçok gazeteciye de öyle telefonlar geliyor... Eskişehir'de kimse stadyumun isminin "Atatürk" olmasına itiraz etmez. Ya da 'kimse' demeyeyim de 'itiraz edeceklerin sayısı çok düşük kalır' diyelim. Beri yandan kulübün bu kadar paraya ihtiyacı varken de Atatürk isminde inat etmek, açık söyleyeyim sanki bir anlamda fantaziye kaçmak gibi oluyor... Atatürk isminin, Türkiye'deki belli başlı ve 'en büyük' birkaç sembol yerde olmasını istiyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan... Şimdi bana "Aman bırak Hakkı lütfen! Erdoğan, Atatürk ismine karşı diye oluyor bütün bunlar. Sen bizi kandırmaya çalışma" diyecekler olacaktır. Bu sözlerim, Erdoğan ne yaparsa yapsın karşı olacak önyargılılara ve öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlara değil! Onların hiçbir argümanla ikna olmayacağını biliyorum... Bir zamanlar Türkiye'de 38 tane "Atatürk stadyumu" vardı... Atatürk Stadyumu, Atatürk Bulvarı, Mustafa Kemal Atatürk Caddesi, Atatürk İlk Okulu, Atatürk Barajı, Atatürk Orta Okulu, Atatürk Havaalanı, Atatürk Lisesi, Atatürk Kültür Merkezi, Atatürk Parkı, Atatürk Toplantı ve Kongre Merkezi... Neredeyse her yere, her şeye "Atatürk" ismi veriyorduk... Ne özelliği kalıyordu "Atatürk" isminin? Oysa şöyle birkaç prestij projeye "Atatürk" ismini versek ve Türkiye'nin yüz akı projeleri olduğu anlaşılsa; bu ismin değeri daha bir ortaya çıkmaz mı? Örneğin, İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi, "AKM", Türkiye'deki tek "Atatürk" isimli Kültür Merkezi olsa daha bir değerli, daha bir havalı ve anlamlı olmaz mı? *** Türkiye'de bir tane "Atatürk Stadyumu" olsa isminin önüne "şu şehir, bu şehir" diye ekleme de yapmak zorunda kalmayız... Mesela, Atatürk Üniversitesi deyince, kimse "Hangi şehirdeki?" diye sormuyor; biri, Atatürk Üniversitesi deyince, Erzurum'daki üniversite olduğunu hepimiz biliyoruz... Neyse, dedim ya, bu yazdıklarım 'takıntılı' olanlar için değil. Takıntılıların kafasını karıştıran sevgili hemşerilerimiz için! Eskişehir'e yeni yapılan stadyumun ismine örneğin "ETİ" markasını koysa ve Eskişehirspor bu işten kocaman kocaman gelir elde etse fena mı olur? Ya da Trabzon'daki gibi Eskişehirspor efsanelerinden birinin ismi stadyuma verilse örneğin, dünyanın hem profesyonel futbol oynayıp hem de profesör olan ilk ismi olan "Prof.Dr. Fethi Heper" ismi fena mı olur? Bu seçeneklerin hiçbirini değerlendirmeden, tartışmadan öte tarafa atan kitlenin, Eskişehirspor ya da Eskişehir için bir şey istediğini, düşündüğünü, önceliğinin Eskişehir/Eskişehirspor olduğunu kabul etmeye imkân, ihtimal var mı sizce? "İsmi Atatürk olacak, Atatürk de Atatürk, başka hiçbir ihtimal yok" diyenlerin, siyasi bir inat uğruna ulaşmak istedikleri noktayı kestirebilen var mı? Bakın, "Eskişehirspor şirketleşmesin, kimsenin malı olmasın, gerekirse sokakta maç yapsın" diyenlerin anlattığı bir şey var. Doğru, yanlış, ancak anlattığı bir şey var. Peki, stadyumun isminin "Atatürk" olmasındaki takıntı bize ne anlatıyor, bu takıntı bizi nereye ulaştırır? Bırakın siyasete Atatürk'ü bulaştırmayı artık... Bırakın Atatürk ismini inat malzemesi yapmayı artık... Bırakın Eskişehirspor para kazansın, kendisini bugünlere getirenlere ne kadar vefalı olduğunu göstersin artık... Bırakın, "Bana ne, bana ne, ben böyle istiyorum" diye dayatmayı da şöyle adam akıllı tartışalım en azından, konuşalım ve hep birlikte "kazanmanın" formülünü bulalım...
 
Geri
Üst