Akılsız başa söz neylesin

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ülkeleri yönetenler, karar vermeleri gerektiğinde, aceleci olmamalı, teenni ile hareket etmelidir. Çünkü her şeyde teenni yani temkin ile hareket etmek hayırlara vesile olur. Onun için atalarımız ‘acele giden ecele gider’ demişlerdir. Böyle davranırsa işi akamete uğrar, zorluklar baş gösterir. Hâtemî’nin dediği gibi: Erişir menzil-i maksûduna âheste giden Tiz-reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır. Zira ağır ağır acele et denir. Temkinli davrananların ise işleri kolaylaşır. Aklıselim olurlar, nadan da olmazlar. Bir atasözümüzde denir ki: “Acelede nedamet, teennide selamet vardır. (Çünkü) acele işte (karar vermede) şeytan işe karışır.” Aceleci olunduğunda, insan salim düşünmekten uzaklaşır, verdiği kararlarda yanlışlar ziyadeleşir. Unutmamak gerekir ki: “Acele iş dolaşır, yapanın eline yüzüne bulaşır.” Acele ile düşünmeden, teenni göstermeden yapılan işte noksanlık olur. Yönetimlerde bozgunluklara sebebiyet verir, istikrar olmaz. Her konuda teenni, pişmanlıkları azaltır. İnsan daha temkinli davranırsa, işin bereketi ziyadeleşir. Çünkü acele, işi faydadan uzaklaştırır. Çıkmaza sebebiyet verir, üzüntü sebebi olur, insan acı çeker. Denir ki: “Acele başta akıl olmaz.” Goethe der ki: “Kendi acımız bize başkalarınınkini bölüşmeyi öğretir.” Yapılan haksız uygulamalar insana acı verir, acı çekenler de karamsar olur. İşlerine karşı alakasız olur. Sonra da vahlanıp durur. Temkinli davranış insanın gönlünü okşar, şefkat kanatlarının açılmasına neden olur. Ülkemizde insanlarımız temkinsiz işlerden dolayı rahatsızdır. Zira konuşması gerekenler susmakta, taşeronlar konuşmakta, böylece milletin sinir uçlarını oynatmaktadırlar. Oysa yönetimde her konuda teenni gerekir, iş olsun diye konuşmak olmaz. Aksi halde her konuda ihtilaflar zuhur eder, ayrışmalar başlar. Siyasetimiz maalesef mücadele alanına dönüşmüş durumdadır. Ehliyet sahibi olmayanlar da ahkâm kesmekte, gelişigüzel konuşmayı kâr zannetmektedirler. Bu hal ü pürmelâlimizden bîzarız. Mevcut vurdumduymaz halden de şikâyetlerimiz tavan yapmış durumdadır. Mehmet Akif der ki: Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım. Feryâdî de şöyle seslenir: Yine gam yükünün kervanı geldi Çekemem bu derdi, bölek seninle Evet, dertler paylaşılırsa yük hafifler. O zaman da muhabbet ziyadeleşir. Teenni ile hareket edenler de alkışlanır. Onun için denir ki: “Geçici ıstırap ve çilelere katlanmayan insanlar, kendilerini felakete atarlar.” Ama bu konularda kafa yoran yoktur. Zira insanlar dünyevileşti, egoizmin hâkimiyeti başladı. Devleti, milleti düşünen yok. Sadece papağanvari konuşmalar var. Düşünmeden, vaat dolu konuşanlar arttıkça, tabanda rahatsızlıklar başlar, ayrışmalar olur. Onun için: “Acı çekmeyenler, başkalarının acı çekebileceğini akıllarına bile getirmezler.” Merhamet ipine sarılanlar payidar olur. O zaman mükellefiyetler taksim edilir. Zaten dertleri, sevinçleri paylaşan toplumlar ivme kazanır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu der ki: “Bizi pişiren ıstıraptır, gezip görmek değildir.” Teenni ile hareket etmeyen insanlar ıstıraba düçar olur, saadeti de buharlaşır. “Büyük acıları yenmek için, kuvvetli bir imana sahip olmak gerekir.” (Tolstoy) Böyle bir imana sahip olan milletler kenetlenir, meydana çıkan yükü paylaşma hazzına ulaşır. O zaman da siyaset bataklığından kendilerini kurtarmış olurlar, konuşmalarında da rikkatli olurlar. Böylece falsoları azalır, yüzler gülmeye başlar, toplumda güven ziyadeleşir. Bir toplumu yozlaştıranların başında siyasi şahsiyetler gelmektedir. Çünkü onlar günübirlik yaşar, geleceği düşünmezler. Maalesef bunların ekseriyeti aynı zamanda ahmaktır. Nitekim: “Ahmak işittiğini, akıllı gördüğünü söyler.” Bir atasözü de der ki: “Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin.” Konuştuk, yazdık ama biz de anlatamadık. Rahman ve Rahim, Kadir ve Muktedir, Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz. Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 22.05.2025
 
Geri
Üst