A
Admin
Yönetici
Yönetici
Dünya genelinde en sık tüketilen içeceklerin başında gelen kahve, sabah saatlerinde birçok kişi için vazgeçilmez bir alışkanlık haline geldi. Özellikle güne zinde başlamak isteyenler tarafından aç karnına tüketilen kahve, kısa sürede zihinsel uyanıklık sağlasa da, uzmanlar bu alışkanlığın uzun vadede sindirim sistemi ve metabolizma üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğine dikkat çekiyor. ZİHİNSEL CANLILIK SAĞLIYOR ANCAK… Sabah saatlerinde aç karnına içilen kahve, içerdiği kafein sayesinde dikkat ve odaklanma sürecini hızlandırıyor. Enerji verici etkisiyle bilinen bu içecek, kısa vadede bireyi daha dinç hale getirse de, özellikle mide asidinin artmasına neden olarak sindirim sistemini zorlayabiliyor. Uzmanlar, bu etkilerin zamanla mide yanması, ekşimesi, reflü ya da gastrit gibi rahatsızlıkları tetikleyebileceğini belirtiyor. METABOLİZMA HIZLANIYOR, YAĞ YAKIMI DESTEKLENİYOR Kahve, metabolizma üzerinde uyarıcı etki yaparak yağ yakımını destekleyebilir. Aç karnına içildiğinde enerji tüketimini artırma potansiyeli taşır. Ancak beslenme ve egzersizle desteklenmeyen bir kahve alışkanlığının tek başına kilo kontrolünde etkili olmadığı vurgulanıyor. Aşırı kafein alımı ise çarpıntı, anksiyete ve uyku bozuklukları gibi yan etkilere neden olabiliyor. MİDE VE BAĞIRSAK SAĞLIĞINA DİKKAT Kahvenin asidik yapısı nedeniyle aç karnına tüketildiğinde mide asidini daha da artırarak mide mukozasını tahriş edebileceği ifade ediliyor. Uzun süreli bu alışkanlık, mide koruyucu tabakanın zayıflamasına ve mideyi tahrişe karşı savunmasız bırakmaya yol açabilir. Ayrıca, aç karnına kahve içmek insülin duyarlılığını geçici olarak azaltarak kan şekeri dalgalanmalarına ve ani açlık krizlerine neden olabilir. KÜÇÜK BİR ATIŞTIRMALIKLA BİRLİKTE TÜKETİN Beslenme Uzmanı Sarah Lawuk, aç karnına kahve içmenin kortizol hormonunda ani artışa neden olduğunu ve bu durumun hormonal dengesizliklerle birlikte karın bölgesinde yağlanmaya sebep olabileceğini belirtiyor. Bath Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalara göre de, sabah saatlerinde tüketilen kahve kan şekeri kontrolünü olumsuz etkileyerek diyabet ve kalp hastalıkları riskini artırabiliyor. Lawuk, kafeinin aynı zamanda bir diüretik olduğunu ve vücuttan su atılımını hızlandırarak susuzluğa yol açabileceğini vurguluyor. Bu nedenle, kahvenin tok karnına ya da en azından küçük bir atıştırmalıkla birlikte tüketilmesi gerektiğini ifade ediyor. ÖLÇÜLÜ VE BİLİNÇLİ TÜKETİM ÖNEMLİ Aç karnına kahve tüketimi bazı bireylerde zihinsel performansı artırabilirken, hassas sindirim sistemine sahip kişilerde çeşitli sağlık problemlerine yol açabilir. Uzmanlar, bu alışkanlığın kişisel sağlık durumuna göre değerlendirilmesi gerektiğini ve günün ilk içeceği olarak su veya hafif bir kahvaltının tercih edilmesini öneriyor. Kahve tüketiminde ölçü ve zamanlama, sağlıklı bir yaşam için belirleyici rol oynuyor. Kaynak: NTV