8 çeyrek altınla mum ışığında çikolata! 'Batarız sandılar, bu işin patronu olduk'

A

Admin

Yönetici
Yönetici
689dcd2d684dabc55d5e68dd.jpg

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Bursa doğumlu Büşra Şafak, üniversite eğitimi için İstanbul’a taşınarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde matematik bölümü bitirdi. Ailesi aşçı olmasını istemiyordu, onlar için okulunu tamamlayıp bir yandan da kendini mutfak alanında geliştirmek istiyordu. 2014 yılında okula kaydını yaptırdıktan hemen sonra tuttuğu öğrenci evinin karşısındaki pastaneye gidip "Lütfen beni işe alın. Para istemiyorum sadece iş öğrenmek istiyorum"dedi. O günden sonra profesyonel mutfak yolculuğu başladı. Birçok farklı mutfakta çalışarak hem eğitimini devam ettirdi hem de tecrübe kazandı.

689c9067684dabc55d5e64cf.jpg


'5 ÇEYREK ALTINLA LOGO, KALAN PARAYLA DA MALZEME ALDIK’

2020 yılında Büşra bir e-ticaret şirketinde çalışıyordu, eşi ise Türk Hava Yolları'nda. Evlenmek için para biriktiriyorlardı ve sadece 8 çeyrek altın biriktirebilmişlerdi. Pandeminin başlamasıyla kısa süre sonra işten çıkarılan Büşra, biriktirdikleri parayla 'Ne yapabiliriz?' diye düşünürken bu işe girmeye karar verdiler. "Elimizde az bir sermaye olduğu için minimum giderle zarar etmeden üretmenin bir yolunu bulmamız gerekiyordu. Evden üretim izni alarak başladık"diyen Büşra, “Babam esnaftı, onun vergi numarasına ek kod eklettik. Ailemin kullanılmayan dağ evinde üretime başladık. 5 çeyrek altını logo tasarımımıza harcadık. Kalan parayla 2 tane çikolata kalıbı, biraz yulaf ve çikolata alarak üretime başladık. Minimum giderle başladığımız için kazandığımız parayı tekrar işe yatırabiliyorduk. Online satış yapıyorduk, önce en ucuz diye birçok küçük işletmenin yaptığı gibi online satış için aracı platformla başladık. Büyük platformlar için yeterli gerekliliklerimiz yoktu. İnstagram üzerinden bu platforma yönlendirerek satış yaptık ve yavaş yavaş büyüttük” şeklinde konuştu.

Yakın çevresinin, özellikle de ailesinin ilk başlarda hiç istemediğini dile getiren Büşra Şafak, “Babam sonuna kadar karşı çıktı, vergi kodu için bile günlerce yalvardım. En sonunda 'Nasılsa pes edeceksin' diyerek izin verdi. Bize güvenen ve yapabileceğimizi düşünen çok az insan vardı. Birçoğu zaten yakında bıkıp bırakacağımızı veya batacağımızı bunun geçici bir heves olduğunu düşündü” bilgisini paylaştı.

689c9107684dabc55d5e64dc.jpg


‘ELEKTRİK KESİLİNCE MUM IŞIĞINDA ÇİKOLATA YAPMAYA BAŞLADIM’

"Eşim ve aynı zamanda ortağım Yiğit’le İstanbul’da çalışırken ona sık sık kurabiye, çikolata gibi şeyler yapardım"diyen Büşra, “Uzun yıllardır mutfakla ilgilendiğim için çikolatayla çalışmayı da çok seviyordum. Öğrencilik zamanlarımda yine evden sipariş alıp çikolata, granola, kurabiye hatta menemen siparişi bile alıp harçlığımı çıkartıyordum ve mutfaktan kopmamaya çalışıyordum. Yiğit’le online üzerinden 'Ne satabiliriz?' diye düşünürken çikolata üzerine yoğunlaşmamızın sebebi, kargoyla gönderilebilecek, bozulmayacak hammaddeye sahip olmasıydı. Kurabiye, kek tarzı ürünler yapamazdık çünkü gönderirken bozulur veya bayatlardı. Üretim gücümüz olan ürünleri fonksiyonel olarak nasıl değerlendirebilir diye de düşünmek zorundaydık ve sonuçta oraya bir listeyle ilk ürünlerimiz çıktı” diyerek ekledi:

Alıntı Metni

689c9221684dabc55d5e64df.jpg


‘KİMSENİN DUYMADIĞI, SIFIRDAN ÇIKAN BİR MARKAYDIK’


Pandemi döneminin kendileri için bir fırsat olduğunu dile getiren çift, “Dolcida’yı, online satışın en yoğun olduğu bu dönemde kurduk ve yalnızca internet üzerinden satış yaptığımız için bizim avantajımıza çalıştı. Elbette bazı zorluklar da yaşadık. Özellikle hammaddeye erişim ve kargo süreçleri zaman zaman oldukça yorucuydu. Sokağa çıkma yasakları sürecin yönetimini zorlaştırsa da, genel anlamda pandemi dönemi bizim için büyüme fırsatıydı. Markamızın yükselişini, pandemiyle birlikte hız kazanan e-ticaret dalgasına stratejik şekilde odaklanmamıza borçluyuz. Pandemi sonrası ise satışlarımızı şarküteri ve butik market tarzı yerlere taşıyarak ürünlerimizi fiziksel noktalara da ulaştırmaya başladık. Tüm bu süreç, başından sonuna bilinçli ve stratejik bir planın parçasıydı” ifadelerine yer verdi.

Ürünlerinin içeriklerini gören insanların zamanla sosyal medya üzerinden sipariş vermeye başladıklarına değinen Büşra Şafak, “Ürünler satıldıkça ambalajlarımızı geliştirme şansı bulduk. Elbette henüz kimsenin duymadığı, sıfırdan çıkan bir markaydık. İnsanların bize güven duyması zaman alacaktı. Bu yüzden sosyal medyada bir güven ortamı oluşturabilmek adına yakın çevremizden destek istedik. Arkadaşlarımız ve akrabalarımız bizi paylaşarak ilk bin takipçimize ulaşmamıza yardımcı oldular” şeklinde konuştu.

689c9061684dabc55d5e64c3.jpg


‘ÖNCELİKLE MÜŞTERİ GÜVENİNİ KAZANMAK GEREKİYORDU’

Satışa başlamadan bir ay önce, takipçilerle ürünlerinin görsellerini kademeli şekilde paylaştıklarını söyleyen Büşra, “Hiçbir ürünü tam haliyle göstermeyerek bir merak duygusu oluşturduk. Satış başladıktan sonra da yakın çevremizin yaptığı alışverişler, onların olumlu deneyimlerini paylaşmaları ve bizi çevrelerine önermeleriyle birlikte küçük ama istikrarlı bir ivmeyle büyümeye başladık. İlk satış kanalımız tamamen sosyal medyaydı. Online satış platformlarına geçişimiz ise oldukça zaman aldı. Öncelikle müşteri güvenini kazanmak gerekiyordu. Tüm bu süreç boyunca küçük ama emin adımlarla markamızı bugünkü haline getirdik”diye konuşarak şöyle devam etti:

Alıntı Metni

689c9062684dabc55d5e64c6.jpg


‘BİLGİSİZLİĞİMİZ DOLANDIRILMAMIZA SEBEP OLDU’

"Hiç pes etmedim. Keşke başlamasaydık demek aklımdan bile geçmedi"
diyen Büşra Şafak, “Elbette çok zorlandığımız, artık devam edemeyeceğimizi düşündüğümüz zamanlar oldu. Sıfırdan, neredeyse sermayesiz bir marka kurmak gerçekten zordu. Ciddi borçlar altına girdiğimiz, işlerimizin kötü gittiği dönemler yaşadık. Ödeyemeyeceğimizi düşündüğümüz borçlar oldu. Ancak ne zaman dibe vursak, hep birbirimize aynı şeyi söyledik: 'Bir hayal kurduk, bu yola girdik ve pişman değiliz. İyi ki yaptık.' Hep bu inançla yolumuza devam ettik. Bu işe girdiğimiz için hiçbir zaman pişman olmadık. Verdiğimiz en doğru karardı ve hâlâ arkasındayım. Attığımız her adımın sorumluluğunu gururla taşıyorum. Bu işi 'Hayalimi yaşıyorum' diyerek tanımlayabilirim” bilgisini paylaştı.

"Aslında birçok şeyi hem biliyor hem de bilmiyorduk. Çünkü ikimizin de Dolcida’daki rollerine dair geçmişte deneyimi vardı yani tamamen yabancı olduğumuz bir işe girmedik"şeklinde konuşan Büşra, “Ancak bu işi kendi markamız olarak ilk kez yapıyorduk ve bu çok farklı bir sorumluluktu. 'Keşke bilseydik' dediğim konuların başında ise patent süreci geliyor. Aslında patentimizi almıştık fakat bir firma, patentimizin geçerli olmadığını iddia ederek bizi yanılttı. Gerçek olmayan bilgilerle bizi kandırdılar ve bu durum bize ciddi maddi kayıplar yaşattı. Hâlâ bu süreçle uğraşıyoruz ve dava devam ediyor. O dönem bu konudaki bilgisizliğimiz, ne yazık ki dolandırılmamıza neden oldu"ifadelerine yer verdi.

689c9064684dabc55d5e64c9.jpg


'BİZİM VİZYONUMUZ BİRAZ DAHA FARKLI'

Türkiye’de çok başarılı ve kaliteli çikolata üreticileri olduğunu söyleyen Büşra Şafak, "Bizim vizyonumuz biraz daha farklı. Biz, sadece vegan ve sadece glutensiz üretim yapan, bulaşma riski olmayan nadir firmalardan biriyiz. Yani ürünlerimiz sadece günlük tüketime değil, aynı zamanda alerjisi olan bireylere ve çölyak hastalarına da uygun. Bu yönümüzle diğer çikolatalardan ayrışıyoruz. Bizçok araştırdık, çok çalıştık ve sürekli öğrenmeye devam ettik. İmkânsızlıklar içinde bir şeyler var etmeye çalışmak, zamanla o işte ustalaşmayı da beraberinde getiriyor” dedi ve ekledi:

Alıntı Metni

689c9065684dabc55d5e64cc.jpg


'BİR İŞİN ÇIRAĞI OLUNMADAN PATRONU OLUNMUYOR'

"Çevremde bazen hiç bilmediği bir işe adım atmak isteyen insanlar bana danışıyor"
diyen Büşra Şafak, “Daha önce o alanda hiç tecrübesi olmamış ama ‘Ben bu işi yapmak istiyorum’ diyorlar. Bizim bu işte belli bir başarıya ulaşabilmemizin bir diğer sebebi de, ikimizin de kendi sorumluluk alanlarında uzun yıllar çalışmış ve deneyim kazanmış olması. Yani bir işin çırağı olmadan patronu olunmuyor. Ne kadar çok deneyimin varsa, ne kadar çok emek verip öğrenmişsen, o işi kendi işin haline getirdiğinde başarılı olma ihtimalin de o kadar yüksek oluyor” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:

"Üretim alanımızı büyütmek ve daha geniş bir alanda üretim yapabilmeyi hedefliyoruz. Çok büyük hayaller kurmak yerine, sağlam ve doğru adımlarla ilerlemeyi tercih ediyoruz. Kendimizden emin bir şekilde, her adımı planlayarak ilerlemek bizim için daha önemli. Bu yüzden başlangıç hedefim belki küçük görünebilir ama bizim için çok değerli: Üretim kapasitemizi artırmak. Çünkü en iyi bildiğimiz ve en iyi yaptığımız şey üretmek.”
 
Geri
Üst