ZİLZAL

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Sarsılacağız! Bu başlığı depremden bir gün önce atmıştım ve bu konuyu işleyecektim. Amacım, fiziki depremi işlemek değildi. Amacım, insanın fıtratında ki yaşamış olduğu öncü zilzal’ları ve onun yapmış olduğu tahrifatı ve nihayetinde yaşayacağı yıkım zilzal’ını, gücümün yettiği oranda işlemeye çalışmaktı. Allah’ın takdiri bu coğrafik depremle birlikte belki de bu konuyu daha da derinden anlamaya, algılamaya ve anlatmama vesile olacak pratik bir durum ile karşı karşıya kalmış oldum. Belkide bu coğrafik deprem bir ikaz olarak karşımızda durmaktaydı, çünkü hiçbir yıkım insanın fıtratında gerçekleşen yıkım kadar şiddetli ve hasarlı olamaz. Olmuyorda, buna emin olun. Çünkü insan, nankör ve unutkan bir varlıktır ve bu yönüyle sürekli uyarılması gerekiyor. Ve Rabbimiz bunun haberlerini değişik yöntemlerle ve sürekli insana vahyediyor. Belki bunlardan ders alırlar diye, inşallah bu da o derslerden biri olur. Her şeyden önce Rabbimiz zulmetmiyor! Yeryüzünde yaşanılan bu hareketler, bizim hikmetini ve ilmîni bildiğimiz veya bilemediğimiz bir takım nedenlerden dolayı gerçekleşen bu olaylar, bir yasa gereği işleyişini devam ettirdiği muazzam yeryüzü yasalarından sadece bir tanesidir. Özellikle bu yasa, insanları helak etmek için ortaya konmuş, Rabbimizin canı sıkıldığında işleyişini istediği bir hareketlilik değildir. Bu hareketlilik vardır ve yaratılış amacı ve gereği ne ise o şekilde de bu hareketlilik devam edecektir. İnsan ise anlaşılmaz bir şekilde bu yasayı bilmesine rağmen ona ulaşmak için kucak açmaktadır. Fakat insan kendine zulmediyor! Yeryüzünün sahip olmuş olduğu bu ve buna benzer coğrafi hareketlilikler, özelde de bu deprem gerçeği, insan tarafından bilinmesine rağmen, gerçekleşmesi olası bu hareketlilikler karşısında, insan sahip olması gereken davranışı ve konumunu terk ediyor. İnsanlık, bu hareketliliğin oluşturmuş olduğu güce karşı vurdumduymazlık sergileyerek hareket etmekte, bir nevi Rabbimizin koymuş olduğu bu yasalara isyan etmektedir. Sonucunda da yaşanılan yıkım karşısında insan, bu da nereden çıktı, bunlar başımıza niye geldi diye hayıfanmaktadır. Hayır, Rabbimiz değil insan kendi kendine zulmediyor! Bu durumundan dolayı insanın benliğinde, sürekli Rabb gerçeğini, insan gerçeğini, tabiat gerçeğini ve bunlar arasındaki ilişkinin oturduğu temel yasalar ve bu yasalar gereği davranış gerçeğini, sonuç olarak varılacak yer gerçeğini, yaşanılan bir takım tecrübeler doğrultusunda hatırlatılması, bunun canlı tutulması gerekiyor. Hatırlamaz ise, bu yönde kendisine haberler ulaşmaz ise, varoluş gerçeğini unutarak iblise teslim olmakta ve onun su yolunda gitmektedir. Evet, bu fiziki depremi de yaşanılacak büyük fıtri depremin öncesinde yaşanılmış bir uyarıcı tecrübe olarak görebiliriz. Daha öncede yaşamış olduğu depremleri ve bunun sonucunda ki yıkımların herbirini unutmuş bir şekilde insanlık, hayatına devam etmekte, geçmişte ki yıkımları yaşanmamış olarak algılamakta, bunlardan dersler almadan yoluna devam etmektedir. Tekrar tekrar ve inat ile yapılaşmasını, hem coğrafik konumsal olarak hemde yapı tekniği olarak unutmakta, menfaatçi bir yaklaşım ile tabiatın bu gücü karşısında, yapması gerekeni terk ederek, aciz kalan bir yaklaşım ile, Rabbimizin koymuş olduğu sabit yasalara karşı isyankar bir tavır ile karşı koymaktadır. Ve nihayet başına yıkılan binalar. Bunu bizler istiyoruz, Rabbimiz vermiyor. Rabbimizin koymuş olduğu yasalar da asla keyfilik yoktur ama bizim bu yasalara yaklaşımımız da keyfilik had safhadadır. Tıpkı fıtratımız da gerçekleştirdiğimiz “zilzal”ler gibi. Rabbimiz bizleri sadece ve sadece kendisine kul olmaya davet eder iken, bu gerçek fıtratı tatmin eden yegane yasa iken, bizler bunu unutarak, isyan ederek kendimize Rabbler edinmekteyiz. Ve sonrasında yaşadığımız yıkımlar! Hayatımızın her safhasında, davranışlarımızın her birinde, duygularımızın ve düşüncelerimizin oluşmasına vesile olan tüm ilkelerde, gelecekle ilgili tüm kaygılarımızda, sahip olduğumuz tüm değerler de bu yıkımları kendimize reva görüyoruz. Rabbimiz bize diyor ki, iyilik adına yeryüzünde yer alın, kötülükleri hem kendi hayatınızdan hem de insanlık hayatından def edin. Ben size yeterim ve benim sözümü dinleyin derken. Bizler, bu iki temel davranış üzerinde Rabbimizin koymuş olduğu yasaları terk ederek, keyfi bir şekilde davranarak, İblisin bize tayin etmiş olduğu yeni Rabbler ve onların bizler için tayin etmiş olduğu davranışlarla hareket ederek fıtratımız da “Zilzal”ler oluşturuyoruz. Hayatımıza giren, vekil olarak tayin ettiğimiz bu yeni Rabblerin bizlere iyilik adına ortaya koymuş olduğu davranış biçimlerini seçerek hareket etmekte ve fıtratımız da depremler oluşturmaktayız. Çünkü bu davranışların hiçbiri fıtratımıza hitap eden ve fıtratımızla barışık halde yaşamamıza vesile olacak davranış biçimleri değildir. Ortaya konan söz ve vekil olarak tayin edilen güç, iblisin sözü ve onu temsil eden güçtür. Bu yıkım sadece fıtratımız da gerçekleşen yıkım olarak değil aynı zamanda insanlarla olan ilişkimizde de, tabiatla olan ilişkimizde de, yıkımı gerçekleştirerek insanlığın sonunu hazırlamaktadır. Yeryüzünün geldiği bu noktada herkesin taşıdığı endişe gelecekle ilgili olan kaygılar bu yöndedir. Kötülüklerin hayata hakim olması, coğrafyaların tümünde zulmün hakim olması, fıtrat da gerçekleşen “zilizal”ın tüm insanlık hayatındaki büyük yansımasıdır. Evet fıtratımız da gerçekleşecek bu Zilzaller ve arkasından gelecek büyük Zilzal, emin olun fiziki anlamdaki büyük yıkımı da arkasından getirecektir. Çünkü insanın kendi içbenliğindeki yıkımın önünde duracak onu kontrol altına alacak hiçbir güç kalmayacaktır. İbis büyük yıkımın gerçekleşmesi için önce insanın fıtratında bu küçük yıkımları adım adım gerçekleştirerek sonuca ulaşmak istemektedir. Gelin bu küçük yıkımları hayatımıza sokmayalım, zerre kadar kötülüğü hayatımızda yer bulmasına izin vermeyelim, zerre kadar olsa da sürekli iyilik adına yol yürüyüp davranışlarımızı düzenleyelim. Ancak bu şekilde davranırsak fıtratımızda ve yeryüzün de gerçekleşecek olan büyük yıkıma “zilzal’e” izin vermemiş oluruz. T.K. @kul6303839
 
Geri
Üst