A
Admin
Yönetici
Yönetici
1997 ile 2012 yılları arasında doğan ve iş dünyasında giderek daha fazla söz sahibi olan Z Kuşağı, eski nesil performans değerlendirme yöntemlerine karşı açıkça tavır alıyor. Özellikle yıllık ya da altı aylık periyotlarla yapılan klasik performans değerlendirmeleri, bu genç çalışanlar tarafından hem gereksiz hem de çağ dışı olarak görülüyor. Yıllık değerlendirme, Z Kuşağı için işlevini yitirdi Uzmanlara göre Z Kuşağı, anlık etkileşimler ve hızlı geri bildirimlerle büyüdüğü için, geçmişte yapılan işlerin aylar sonra değerlendirilmesini anlamlı bulmuyor. Kimi genç çalışanlar, bu tip değerlendirmelerin sadece kâğıt üzerinde kaldığını ve kişisel gelişime katkı sunmadığını dile getiriyor. Onlara göre, yöneticilerle düzenli iletişim kurmak, gelişime açık alanlarını zamanında öğrenmek ve başarılarının hemen takdir edilmesi çok daha önemli. İntikam istifası yayılıyor İnsan kaynakları uzmanlarının dikkat çektiği bir diğer konu ise “intikam istifası” olarak adlandırılan yeni bir trend. Z Kuşağı, adaletsizliğe uğradığını düşündüğünde ya da sesini duyuramadığında işi sessizce terk etmek yerine, ani ve etkili bir şekilde istifa ederek şirketi zora sokmayı tercih ediyor. Bu durum, özellikle iletişim eksikliğinin ve katı değerlendirme süreçlerinin yaygın olduğu kurumlarda daha sık yaşanıyor. Kurumlar adapte olmak zorunda Z Kuşağı'nın beklentilerine uyum sağlamak isteyen şirketler için artık yeni bir döneme giriliyor. Haftalık geri bildirim toplantıları, dijital performans takip araçları ve bireysel hedeflerle uyumlu gelişim planları bu dönüşümün olmazsa olmazı olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, Z Kuşağı’nın profesyonel gelişimi kişisel gelişimle iç içe gördüğünü ve iş yerinden yalnızca maaş değil, aynı zamanda anlam, destek ve takdir de beklediğini vurguluyor. Bu beklentilere kayıtsız kalan kurumların ise yetenek kaybı ve yüksek çalışan devri oranıyla yüzleşmesi kaçınılmaz.