A
Admin
Yönetici
Yönetici
Türkiye’nin savunma sanayindeki son atılımları, hipersonik balistik füzeler Yunanistan’ı hepten gerdi… Yaşadıkları panikle ne dediklerini bilmez haldeler. Başbakanları Miçotakis verdiği son röportajda Yunanistan’ın hava gücünü ön plana çıkararak, Türkiye karşısında askeri alanda üstünlüğü ele geçirdiklerini savundu. Hani insanları, nesneleri olduğundan farklı gösteren baktığında cüce kendini dev sanır, dolayısıyla güldüren, eğlendiren lunapark aynaları vardır ya işte Miçotakis’in hali de aynen böyle bir durum...
Üstelik bizzat kendi Savunma Bakanı Dendias’ın daha bir hafta önce parlamentodaki şu sözleri, daha doğrusu itiraflarıyla da tamamen zıt, çelişki yaratan bir görüntü içeriyor:
“Türkiye giderek güçleniyor. Türkiye askeri gücünü artırmakla kalmadı, aynı zamanda bölgesel arenada çok daha kararlı ve talepkâr bir aktör haline geldi. Türkiye’nin artan askeri kapasitesi karşısında mevcut caydırıcılık kapasitemiz sıfır...”
Başbakan, Savunma Bakanı’nın ne dediğinin farkında değil ya da takmıyor... Dendias Parlamentoda boş koltuklara konuşuyor, Miçotakis’ in röportaj verdiği basın kuruluşu da sahibinin sesi zaten... Belli ki iklimsel ve konjonktürel sıcaklık Yunan yöneticileri fena çarptı, bundan kaynaklanan bilinç kaybı, hipertermi durumu var....
★ ★ ★
Bunlara rağmen de her ikisinin kesiştikleri ortak nokta Türkiye’yi hedef alan doğrudan savaşa odaklı tahrik ve provokasyon söylemleri ise hiç değişmiyor... Hem de hiç utanmadan sıkılmadan bir de sanki tehdit altındaymış gibisinden mağdurluk palavralarıyla... Niyesi malum. Bu konuyu hem iç politika malzemesi yapma hem de devamlı gündemde tutarak AB ülkeleri ve NATO içinde kendine mazlum, mağdur ülke gibi bir algı yaratma, böylece daha fazla silah alma hatta bedavaya getirme hesabındalar. Bugüne kadar Yunanistan’a herhangi bir Avrupa ülkesinden veya NATO üyelerinden “Yeter artık ağladığın, sızladığın” ya da “İstediğin silahları fazlasıyla verdik ne halin varsa gör” diyen oldu mu, var mı?.. Yok, aksine daha fazla şımartılma söz konusu. Özellikle de ABD tarafından. Amerikan bayrağının dalgalandığı Yunan topraklarında ABD iki yeni üs daha kuracak nitekim.
Miçotakis de o gazla saldırganlık ivmesini hepten yükseltmiş durumda... Tabi yine hipertermi pozisyonundan kaynaklı abuk sabuk çıkışlarla. Kafasından 12 mil hayali hiç çıkmıyor... Ama Türkiye’nin “casus belli” konusundaki kararlılığını da anlıyor ve görüyor. Gücünün buna yetmeyeceğinin de farkında ve cesaret edemiyor... Askeri gücünün Türkiye ile mukayese edilemeyeceğini kendisi de çok iyi biliyor. Bu iş sadece gidip ABD’den Fransa’dan dilendiği üç beş uçakla olacak bir durum değil çünkü. Onun için de aklınca ne diyor? “Türkiye Avrupa Birliği (AB) savunma fonuna erişim sağlamak için Atina’nın onayını istiyorsa 30 yıllık savaş tehdidini ortadan kaldırması şart”… AB’yi kullanarak Türkiye’ye zırvalıklarını yutturma hesabı yani... Olur da Türkiye savaş nedenini ortadan kaldırırsa ben de anında kara sularımı 12 mile çıkarıp Ege Denizi’ne çökerim diye...
★ ★ ★
Bir kere bu tehdit falan değil, “akıllı ol” uyarısı... Kafandaki şeytanlığı unut diye... Zira Miçotakis’in ve Dendias’ın anlamadığı ya da anlamak istemediği gerçeklik şu:
T.C Devleti kodları barış üzerine kurulu bir ülke... Onlar gibi başka ülkeleri işgal etme, toprak kazanma, yayılma diye bir planı, düşüncesi asla olmadı yok. Tek derdi kendi vatan toprakları, denizdeki, havadaki asla vazgeçilmez hakları, yani ülkesinin bekası... Türkiye’nin savunma sanayiindeki hamleleri, geliştirdiği yerli ve milli silahlar da kimseye saldırmak, tehdit için değil savunmaya dönük caydırıcı gücünü pekiştirmek anlamında. “Sakın benimle dalaşmaya yeltenmeyin, aklınıza bile getirmeyin, gücümü, sabrımı test etme gibi bir çılgınlığa kapılmayın” durumu açıkçası...