A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU - EGE TELGRAF/ Muğla’nın en bilinen durakları artık yerini yeni bir sessiz kahramana bırakıyor: Marmaris’e bağlı, Gökova Körfezi’nin eteğinde, el değmemiş doğasıyla yüreğe işleyen bir yer var. Adı Boncuk Koyu. Ne gökdelen var orada, ne beach club. Sadece denizin sesi, palmiyelerin gölgesi, yıldızların aydınlattığı geceler ve sabahın erken saatlerinde, taşların üstüne düşen serin çiy damlaları. Şehrin gürültüsünden kaçmak, doğanın kalbinde birkaç gün kaybolmak isteyen herkesin bir şekilde yolunun düştüğü, düştükten sonra da bir daha unutamadığı bir koy burası. Ve bu kez gerçekten “saklı cennet” tanımını fazlasıyla hak eden bir yerden bahsediyoruz.
Evet, yanlış okumadın. Boncuk Koyu sadece güzelliğiyle değil, doğanın mucizelerinden biriyle daha biliniyor. Kum köpekbalıkları… Her yıl mayıs ve haziran aylarında bu koyun serin sularına çiftleşmek ve yumurtlamak için geliyorlar. Uzaktan, suyun içinde bir hayal gibi süzülen bu zararsız canlılar, adeta doğanın bizlere bıraktığı sessiz bir gösteri sunuyor. Dalış yapmak bu koyda yasak, çünkü doğa burada titizlikle korunuyor. Ama şnorkelle kayalıkların çevresinde biraz vakit geçirirsen, kıyıdan sadece birkaç yüz metre ötede, aşağıda yüzen o görkemli gölgeleri görebilirsin. Belki de hayatında ilk kez köpekbalığına bu kadar yakın olursun ve korkmak yerine sadece hayran kalırsın. Doğaya saygı duyduğun sürece, Boncuk Koyu seni ödüllendiriyor.
Denize ilk adımını attığında, su o kadar berrak ki, ayak parmaklarını bile unutamıyorsun. Gözlerin suyun içindeki taşlara takılıyor, her biri boncuk gibi parlıyor. Belki de koyun adı buradan geliyor… Boncuk gibi, parça parça, anlamlı ve sade. Su yavaş yavaş derinleşiyor, acele etmiyor hiçbir şey. Tıpkı burada zamanın ilerleyişi gibi. Çakıllı bir plajı var evet, ama ayakkabını giydiğin an artık hiçbir şey umurunda olmuyor. Çünkü burası, başka hiçbir yerde yaşamadığın bir dinginliği sana tek seferde veriyor.
Boncuk Koyu’nun hikâyesi sadece doğasıyla bitmiyor. Burası yapılaşmanın yasak olduğu, milli park sınırları içinde kalan özel bir bölge. Zaten koyun en büyük güzelliği de bu. Sahiplenilmemiş, bozulmamış, pazarlanmak yerine korunmuş bir doğa parçası. Koyda iki farklı alan var: Büyük Boncuklu ve Küçük Boncuklu. İkisi de kendine has bir ruha sahip. Büyük Boncuklu Koyu, çadırını kurup uzun kalmak isteyenlerin tercihi. Çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları ve mesire alanlarıyla doğayla iç içe bir tatil arayanlar için biçilmiş kaftan. Küçük Boncuklu ise daha izole, daha sessiz. Yatların uğrak noktası, ama öyle yüksek sesli müzik falan yok. Burada müzik sadece doğanın sesi.
Boncuk Koyu kampçılar için bir cennet. Elektrik yok, internet çekmiyor olabilir, ama yıldızlar var, deniz var, gökyüzü ve huzur var. Duş, tuvalet, soyunma kabini gibi temel ihtiyaçlar düşünülmüş. Şezlong, şemsiye, hatta çardak kiralayabiliyorsun ama istersen sadece havlunu serip uzanmak da yeterli. Kamp ateşini yak, sabahı kuş sesleriyle karşıla, akşamı Ege’nin serin rüzgarıyla uğurla. Belki de bir süre sonra kendi sesini duymaya başlarsın. Çünkü Boncuk Koyu’nda sadece doğa konuşur, sen dinlersin.
Eskiden belki herkesin aklına ilk gelen yer değildi Boncuk Koyu. Ama artık öyle değil. Marmaris’e gelen, arabasına atlayıp doğayla buluşmak isteyen herkes rotasını buraya çeviriyor. Çünkü burası bir günde gezilip geçilecek bir yer değil. Günübirlikçilerin uğrayıp döndüğü bir durak değil. Burası, içinden çıkmak istemeyeceğin bir sığınak. Biraz çaba istiyor ulaşmak için; yollar bozuk, virajlar keskin. Ama vardığında göreceksin ki tüm o yol yorgunluğuna değmiş. Hem de fazlasıyla.
Boncuk Koyu’na giriş ücreti yok, ama özel işletmelerin otopark ücreti talep ettiği yerler var. 2025 itibarıyla otopark için 25 TL civarında bir ücret ödeniyor. Şezlong, şemsiye ya da çardak kiralamak istersen fiyatlar biraz daha yukarıda. Ama bu ücretler, doğanın sana sunduklarıyla kıyaslanınca sembolik kalıyor. Koyun içinde temel hizmetler ücretsiz: duşlar, tuvaletler, soyunma alanları. Kalmak istersen Marmaris ya da Akyaka’da uygun fiyatlı pansiyonlar, apartlar bulmak mümkün. Ama en güzeli, sırt çantanı alıp kendi kampını kurmak. (Fiyatlar değişebilir)
Boncuk Koyu bir tatil destinasyonu değil, bir deneyim. Beton duvarlar arasında unutulan doğa sevgisini yeniden hatırlatan, insanın kendiyle yüzleştiği bir alan. Burada para, statü, hız geçmiyor. Burada geçerli tek şey doğa ve onunla uyum içinde olabilmek. Eğer gerçekten uzaklaşmak istiyorsan, sadece bedenini değil, ruhunu da dinlendirmek istiyorsan, Boncuk Koyu seni bekliyor. Belki de bu yazın en güzel anısı burada başlayacak.
KAYALIKLARIN DİBİNDE KÖPEK BALIKLARI DOLAŞIYOR
Evet, yanlış okumadın. Boncuk Koyu sadece güzelliğiyle değil, doğanın mucizelerinden biriyle daha biliniyor. Kum köpekbalıkları… Her yıl mayıs ve haziran aylarında bu koyun serin sularına çiftleşmek ve yumurtlamak için geliyorlar. Uzaktan, suyun içinde bir hayal gibi süzülen bu zararsız canlılar, adeta doğanın bizlere bıraktığı sessiz bir gösteri sunuyor. Dalış yapmak bu koyda yasak, çünkü doğa burada titizlikle korunuyor. Ama şnorkelle kayalıkların çevresinde biraz vakit geçirirsen, kıyıdan sadece birkaç yüz metre ötede, aşağıda yüzen o görkemli gölgeleri görebilirsin. Belki de hayatında ilk kez köpekbalığına bu kadar yakın olursun ve korkmak yerine sadece hayran kalırsın. Doğaya saygı duyduğun sürece, Boncuk Koyu seni ödüllendiriyor.
DENİZİNİN CAM GİBİ OLUŞU KALBİNİ TEMİZLİYOR GİBİ
Denize ilk adımını attığında, su o kadar berrak ki, ayak parmaklarını bile unutamıyorsun. Gözlerin suyun içindeki taşlara takılıyor, her biri boncuk gibi parlıyor. Belki de koyun adı buradan geliyor… Boncuk gibi, parça parça, anlamlı ve sade. Su yavaş yavaş derinleşiyor, acele etmiyor hiçbir şey. Tıpkı burada zamanın ilerleyişi gibi. Çakıllı bir plajı var evet, ama ayakkabını giydiğin an artık hiçbir şey umurunda olmuyor. Çünkü burası, başka hiçbir yerde yaşamadığın bir dinginliği sana tek seferde veriyor.
BURASI BİR PLAJDAN DAHA FAZLASI
Boncuk Koyu’nun hikâyesi sadece doğasıyla bitmiyor. Burası yapılaşmanın yasak olduğu, milli park sınırları içinde kalan özel bir bölge. Zaten koyun en büyük güzelliği de bu. Sahiplenilmemiş, bozulmamış, pazarlanmak yerine korunmuş bir doğa parçası. Koyda iki farklı alan var: Büyük Boncuklu ve Küçük Boncuklu. İkisi de kendine has bir ruha sahip. Büyük Boncuklu Koyu, çadırını kurup uzun kalmak isteyenlerin tercihi. Çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları ve mesire alanlarıyla doğayla iç içe bir tatil arayanlar için biçilmiş kaftan. Küçük Boncuklu ise daha izole, daha sessiz. Yatların uğrak noktası, ama öyle yüksek sesli müzik falan yok. Burada müzik sadece doğanın sesi.
KAMP KUR, ATEŞ YAK, YILDIZLARA UZAN
Boncuk Koyu kampçılar için bir cennet. Elektrik yok, internet çekmiyor olabilir, ama yıldızlar var, deniz var, gökyüzü ve huzur var. Duş, tuvalet, soyunma kabini gibi temel ihtiyaçlar düşünülmüş. Şezlong, şemsiye, hatta çardak kiralayabiliyorsun ama istersen sadece havlunu serip uzanmak da yeterli. Kamp ateşini yak, sabahı kuş sesleriyle karşıla, akşamı Ege’nin serin rüzgarıyla uğurla. Belki de bir süre sonra kendi sesini duymaya başlarsın. Çünkü Boncuk Koyu’nda sadece doğa konuşur, sen dinlersin.
HAYATTAN KAÇIŞ ROTASI
Eskiden belki herkesin aklına ilk gelen yer değildi Boncuk Koyu. Ama artık öyle değil. Marmaris’e gelen, arabasına atlayıp doğayla buluşmak isteyen herkes rotasını buraya çeviriyor. Çünkü burası bir günde gezilip geçilecek bir yer değil. Günübirlikçilerin uğrayıp döndüğü bir durak değil. Burası, içinden çıkmak istemeyeceğin bir sığınak. Biraz çaba istiyor ulaşmak için; yollar bozuk, virajlar keskin. Ama vardığında göreceksin ki tüm o yol yorgunluğuna değmiş. Hem de fazlasıyla.
PARAYLA ÖLÇÜLMEYEN BİR DENEYİM
Boncuk Koyu’na giriş ücreti yok, ama özel işletmelerin otopark ücreti talep ettiği yerler var. 2025 itibarıyla otopark için 25 TL civarında bir ücret ödeniyor. Şezlong, şemsiye ya da çardak kiralamak istersen fiyatlar biraz daha yukarıda. Ama bu ücretler, doğanın sana sunduklarıyla kıyaslanınca sembolik kalıyor. Koyun içinde temel hizmetler ücretsiz: duşlar, tuvaletler, soyunma alanları. Kalmak istersen Marmaris ya da Akyaka’da uygun fiyatlı pansiyonlar, apartlar bulmak mümkün. Ama en güzeli, sırt çantanı alıp kendi kampını kurmak. (Fiyatlar değişebilir)
HAYATLA BARIŞMA YERİ
Boncuk Koyu bir tatil destinasyonu değil, bir deneyim. Beton duvarlar arasında unutulan doğa sevgisini yeniden hatırlatan, insanın kendiyle yüzleştiği bir alan. Burada para, statü, hız geçmiyor. Burada geçerli tek şey doğa ve onunla uyum içinde olabilmek. Eğer gerçekten uzaklaşmak istiyorsan, sadece bedenini değil, ruhunu da dinlendirmek istiyorsan, Boncuk Koyu seni bekliyor. Belki de bu yazın en güzel anısı burada başlayacak.