A
Admin
Yönetici
Yönetici
T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/16732 E., 2023/110 K. "İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi SAYISI : 2020/599 E., 2022/1747 K. DAVA TARİHİ : 27.12.2017 KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. ... Mahkemesi SAYISI : 2017/1286 E., 2019/1103 K. Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.01.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir. Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ve davacı asıl ile davalı vekili Avukat İrem Dilek geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bünyesinde 13.03.1995-09.05.2017 tarihleri arasında idari müdür olarak görev yaptığını, ... sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini, ... sözleşmesinin feshedileceği hususunun Yönetim Kurulunda gündeme gelmeden bir yıl önce Oda başkanı tarafından stajyer ve üyelerle paylaşıldığını, bu durumun davalı tarafın müvekkiline karşı iyiniyetli olmadığını açıkça gösterdiğini, taraflar arasında imzalanan 01.02.2007 ve 01.01.2013 tarihli belirsiz süreli ... sözleşmelerinin özel şartlar başlıklı bendinde; işverenin işçiye emekliliğinde ya da herhangi bir nedenle ... sözleşmesine son verildiğinde ödenecek kıdem ve ihbar tazminatını, işçinin en son aldığı brüt ücret üzerinden hesaplayarak on gün içinde ödeyeceği hükmünün bulunduğunu, bu hüküm gereği kıdem tazminatının tavan gözetilmeksizin hesaplanması gerektiğini, 01.02.2007 tarihli ... sözleşmesinde bulunan yönetici güvence ücreti düzenlemesinin 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesinde yer almasa da kaldırıldığına dair herhangi bir hükmün de bulunmadığını, yıllık izin haklarının kullandırılmaması nedeniyle haziran ayı ikramiyesinin ödenmesi gerektiğini, 2011 yılından itibaren erzak, giyim, yakacak yardımının ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, 01.02.2007 tarihli ... sözleşmesinden kaynaklanan ücret zam farkının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı farkı, yönetici güvence tazminatı, kötüniyet tazminatı, 2017 yılı Haziran ayı ikramiyesi, sosyal yardım alacağı, fazla çalışma ücreti, ücret zammı farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, 13.02.2005-09.05.2017 tarihleri arasında idari müdür pozisyonunda işveren vekili olarak çalıştığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, 01.02.2007 ve 01.01.2013 tarihli olmak üzere iki adet ... sözleşmesi imzalandığını, sözleşmelerin ücreti düzenleyen maddelerinde fazla çalışma ücretlerinin aylık ücrete dâhil olduğunun ifade edildiğini, işveren vekili olması nedeniyle fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, davalının giderlerinin gelirlerine göre ayarlanması kapsamında tedbirler aldığını, bu doğrultuda Yönetim Kurulunda personel azaltılmasına gidilmesine ve öncelikle emekliliğe hak kazanmış personellerin işten çıkarılmasına karar verildiğini, yapılan feshin kötüniyetle yapıldığının kabulünün mümkün olmadığını, fesih nedeninin tamamen ekonomik sebepler olduğunu, yönetici güvence tazminatının 2013 yılında imzalanan ... sözleşmesi ile ortadan kaldırıldığını, aylık ücretlerinin tam olarak ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının çalışma süresinde ihtilaf olmadığını, kıdem tazminatı tavanının emredici şekilde düzenlendiğini, işçi yararına da olsa tavanı artıran ya da tümüyle ortadan kaldıran sözleşme hükümlerinin geçerli olmadığını, bu nedenle davacının kıdem tazminatı farkı alacağı talebinin reddedildiğini, ... sözleşmesi gereği davacıya yılda 3 kez tam ücreti tutarında ikramiye ödenmesi gerektiğini, davacının çalışma süresine göre kıstelyevm esası ile ikramiye alacağının hesaplandığını, davacının kötüniyet tazminatı talebi yönünden soyut tanık beyanları dışında delil bulunmadığını, dava konusu erzak, giyim ve yakacak yardımı alacaklarının taraflarca imzalanan 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesi ile kaldırıldığını, 2013 tarihli ... sözleşmesi ile yol ve çocuk yardımı alacaklarının kararlaştırıldığını, 01.02.2007 ve 01.01.2013 tarihli sözleşmelerde kararlaştırılan ücret zammı düzenlemeleri uyarınca davacının ödenen ücreti ile sözleşmelerle belirlenen zam oranlarına göre olması gereken ücreti arasında fark bulunduğunu, 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesiyle yıllık 270 saate kadar yapılacak fazla çalışmaların karşılığı olan ücretin aylık ücrete dâhil olduğunun kararlaştırıldığı; ancak davacının yıllık 270 saati aşan fazla çalışması bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. B. İstinaf Sebepleri 1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince kıdem tazminatı farkı talebinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesinin 01.02.2007 tarihli ... sözleşmesinin eki niteliğinde olduğunu, ilk sözleşmenin hükümlerinin ortadan kaldırıldığına ilişkin herhangi bir hüküm içermediğini, ayrıca birinci sözleşme hükümlerine göre ücret zammı farklarının hesaplanması fakat yönetici güvence ücretinin hesaplanmamasının çelişkili olduğunu, müvekkilin ... sözleşmesinin feshinin ekonomik sebeplere dayanmadığını, kötüniyetle yapılmış bir fesih olduğunu, zamanaşımı değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davanın yasal sürede açılması hâlinde geçmiş tüm alacakların hesaplanmasının zorunlu olduğunu, son duruşmada dosyanın yeni bir bilirkişiye verilmesi taleplerinin reddedilerek ıslah imkânı dahi tanınmadan eksik ücret zammına hükmedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. 2. Davalı vekili; davacı lehine ikramiye alacağı ve ücret zammı farkı alacağına hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kıdem tazminatı farkı talebi yönünden kıdem tazminatı tavanının kanunda emredici şekilde düzenlendiği, işçi yararına da olsa tavanı artıran ya da tümüyle ortadan kaldıran sözleşme hükümlerinin geçerli olmadığı, 01.02.2007 tarihli ... sözleşmesinde fesih hâlinde davacıya yönetici güvence ücreti ödeneceğine ilişkin düzenlemenin 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesi ile kaldırıldığı, davacının yeni bir ... sözleşmesiyle ... şartlarının değiştirilmesini kabul ettiğinden yönetici güvence ücretinin reddinde isabetsizlik olmadığı; erzak, giyim ve yakacak yardımının da 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesi ile kaldırıldığı, zamanaşımı def'i nedeniyle 2013 yılı öncesi sosyal yardım hesaplanamayacağı, davacı tarafça fesih hakkının kötüye kullanıldığı hususunun ispatlanamadığı, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesinin yerinde görüldüğü, 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesine göre yıllık 270 saate kadar yapılacak fazla çalışmaların karşılığı olan ücretin aylık ücrete dâhil olduğu kararlaştırılmışsa da aylık ücret miktarı anılan sözleşmede yer almadığından bu hükmün geçersiz olduğu, davacının fazla çalışma yaptığını ispat edemediği, ikramiye alacağının ise bulunduğu, davacının ödenen ücreti ile sözleşmelerle belirlenen zam oranlarına göre olması gereken ücreti arasında fark bulunduğu, bu sebeple ücret farkı alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe: 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; ücret, yönetici güvence ücreti, kıdem tazminatı farkı, kötüniyet tazminatı koşullarının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması ve davada kısmi ıslah için süre verilmemesi noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6100 sayılı Kanun'un 176 ila 181 inci maddeleri. 3. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 22 ve 32 nci maddeleri ile 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi hükmü atfıyla mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Sözleşme özgürlüğü kuralı uyarınca yasal sınırlar içinde kalan fazla çalışma ücretinin aylık ücretin içinde olduğuna dair sözleşme hükümleri kural olarak geçerlidir. Dairemiz; yerleşik hâle gelen ilkeleri ile fazla çalışma ücretinin, ücrete dâhil olarak kararlaştırılmış olmasına sınırlı olarak değer vermektedir. Bu bağlamda sözleşme hükümlerinin geçerliliğine getirilen iki temel sınırlama mevcuttur. Bunlardan ilki, 4857 sayılı ... Kanunu’nun 41 inci maddesi gereği fazla çalışma süresinin bir yılda 270 saatten fazla olamayacağı; diğeri ise kararlaştırılan aylık temel ücretin asgari ücretin üzerinde olması gerekliliğidir. Bir başka anlatımla Dairemiz, ücret seviyesinin yüksekliğini kaydın geçerliliğinin tespitinde dikkate almaktadır. 3. Somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince taraflar arasında imzalanan 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesinde bulunan yıllık 270 saate kadar fazla çalışmanın davacının aylık ücretine dâhil olduğuna dair düzenlemenin anılan sözleşmede ücret yazılı olmadığından bahisle geçersiz olduğu kabul edilmiş ise de 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesinde ücretin yazılı olmamasının anılan düzenlemeyi geçersiz hâle getirmeyeceği zira 01.01.2013 tarihli ... sözleşmesi sonrası davacıya ilgili dönem asgari ücretinin 6,5 katı ücret (6.360,90 TL) ödendiği hususunun ihtilafsız olduğu, buna göre taraflar arasında düzenlenen ... sözleşmesi hükmü dikkate alındığında dava konusu fazla çalışma alacağının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilmiştir. 4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeple; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Davalı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. --- T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/4753 E., 2021/8999 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi ... Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili; davacının, davalı bankaya ait sırasıyla ... , ... ve ...’de bulunan muhtelif şubelerde servis yetkilisi olarak çalıştığını, mesai saatlerini 09.00-18.00 arası olmasına rağmen 19.00/20.00/21.00 saatlerine kadar çalıştığını fakat fazla mesai alacaklarının ödenmediğini, bu nedenle iş akdini fesih ettiğini kıdem tazminatı ve fazla mesai alacaklarını talep ettiğini ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Vekilinin Cevabının Özeti: Davalı vekili; davacının iş akdini kendisinin sonlandırdığını bu nedenle kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, fazla mesai alacağı da olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, 31.03.2016 tarihli kararda davacının fazla mesai alacağı olduğu, iş akdini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek fazla mesai ve kıdem tazminatı alacaklarına karar verilmiştir. Dairemizin 11.03.2020 tarih 2017/16229 esas, 2020/4184 karar sayılı ilamında ise dosyaya ibraz edilen insan kaynakları yönergesinin değerlendirmeye tabi tutularak fazla mesai ücreti ile ilgili bir karar verilmesi yönünde bozma kararı verilmiştir. Mahkemenin 11.12.2020 tarihli bozma sonrası verilen kararında ise bilirkişi raporlarına dayalı olarak fazla mesai ve kıdem tazminatı alacaklarına karar verilmiştir. Temyiz: Karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının hesabı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı, davalı işyerinde mesai saatlerinin 09.00-18.00 arası olmasına rağmen 19.00/20.00/21.00 saatlerine kadar çalıştığını buna rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiştir. Mahkeme tarafından verilen 31.03.2016 tarihli kararda davacının, 01.04.2010-23.09.2012 tarihleri arasında bir hafta 2,5 saat, bir hafta 9 saat fazla mesai yaptığını kabul etmiş, bu tarihten sonrası için ise emniyet kayıtlarına dayalı olarak yapılan hesaplamaya itibar edilerek fazla mesai alacağına karar verilmiştir. Dairemiz bozma kararı ile dosyaya ibraz edilen insan kaynakları yönetmeliğinin değerlendirmeye tabi tutularak fazla mesai alacağına karar verilmesi istenmiştir. Bozma sonrası ise mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda seçenekli hesaplama yapılmış, itibar edilen 1 no’lu seçenekte sözleşmenin ilk yıl için geçerli olduğu bu nedenle 270 saat fazla mesainin ilk yıl için ücret içinde olduğunun kabul edileceği, diğer yıllar için ise fazla mesai onayı alınmamış olması nedeni ile yönergenin geçerli olmayacağının kabulü ile yapılan hesaplamaya itibar edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; dosya içine ibraz edilen insan kaynakları yönergesinin 7. maddesinde “ personelin aylık ücreti yasal fazla mesaiyi kapsayacak şekilde belirlenmiştir”, hükmünün olduğu, iş sözleşmesinin 5. maddesinde ise “ etik ilkeler ve insan kaynakları yönetmeliği ilke ve esaslarını kabul eder” denilerek davacının insan kaynakları yönetmeliğini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda itibar edilen 1 no’lu seçeneğe göre yapılan hesaplamada ilk yıl için 270 saatlik fazla mesai çalışmasının tenzilinin yapıldığı , kalan yıllar için ise fazla mesai onayı alınmadığı gerekçesi ile ilgili hükmün geçerli olmayacağı belirtilerek hesaplama yapılmış ise de; fazla çalışma onayı alınması ile insan kaynakları yönergesinde belirtilen temel ücret içinde fazla çalışma ücretlerinin ödeneceği kuralı arasında herhangi bir bağlantı bulunmayıp insan kaynakları yönergesinde bulunan hükmün tüm çalışma dönemi için kabul edilmesi gerekmektedir. Verilen karar bu yönü ile hatalıdır. 3- Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, davalı lehine hükmedilmesi gereken ret vekalet ücreti hususundadır. Davacının, 23.12.2015 tarihli ıslah dilekçesinde hakkaniyet indirimli hali ile 5.746,13 TL fazla mesai alacağı talep edilmiştir. Mahkeme kararında ise hakkaniyet indirimli hali ile 4.863,87 TL fazla mesai alacağına karar verilmiştir. Mahkemece talep edilen fazla mesai alacağı ile hükmedilen alacak arasındaki farka dair hüküm kurulmadığı gibi, reddedilen 882,26 TL alacak miktarı için de davalı lehine ayrıca vekalet ücreti verilmemiş olması hatalı olup kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.