A
Admin
Yönetici
Yönetici
T.C.
Yargıtay
6. Ceza Dairesi
2023/7444 E., 2024/7377 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/295 E, 2016/541 K
SUÇLAR : Nitelikli tehdit, cinsel taciz
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
1-Mahkemenin 23.06.2016 tarihli duruşmada, olay anına ilişkin kamera kaydının izlenerek tutanağa geçirilmesi sırasında, sanığın savunmasında belirttiği şekilde silahın yere düşmediğinin belirtildiği, ancak şikâyetçiye karşı cinsel taciz oluşturan eyleminin bulunup bulunmadığının belirtilmediği anlaşıldığından, olayın tek tanığı olan şikâyetçi dinlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi;
2-Tehdit suçunun nitelikli hali olan silahla tehdidin kabulü için, silahın tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak görüp hissedilebileceği ve mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılmasının gerekmesi, mağdurun tabancanın kuru sıkı olduğunu bilmesi halinde silahın korkutucu özelliğinin ortadan kalktığı ve silahla tehdit suçunun koşullarının oluşmayacağının anlaşılması karşısında; sanığın, şikâyetçiye "Bana yanlış yapma, kuru sıkım var" diyerek belindeki tabancayı göstermesi şeklindeki eyleminin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Yasa) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-5237 sayılı Kanun'un "Takdiri İndirimler" başlıklı 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında, "Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir...." şeklinde düzenlemeye yer verilmesi karşısında; "Sanığın suçunu inkarı nazara alınarak hakkında TCK nun 62 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ..." şeklinde yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile tehdit ve cinsel taciz suçundan kurulan hükümlerde takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Sanığın suç tarihinde 65 yaşını bitirmiş ve suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hakkında cinsel taciz suçundan hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca seçenek tedbirlerden birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
5-Sanığın tehdit eyleminin 5237 sayılı Yasa'nın 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında; 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'u ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanun'la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa'nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 ve 5271 sayılı Kanun'un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Nedenleri ile hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle Bartın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.06.2016 tarihli ve 2016/295 Esas, 2016/541 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
10.06.2024 tarihinde karar verildi.
Yargıtay
6. Ceza Dairesi
2023/7444 E., 2024/7377 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/295 E, 2016/541 K
SUÇLAR : Nitelikli tehdit, cinsel taciz
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
1-Mahkemenin 23.06.2016 tarihli duruşmada, olay anına ilişkin kamera kaydının izlenerek tutanağa geçirilmesi sırasında, sanığın savunmasında belirttiği şekilde silahın yere düşmediğinin belirtildiği, ancak şikâyetçiye karşı cinsel taciz oluşturan eyleminin bulunup bulunmadığının belirtilmediği anlaşıldığından, olayın tek tanığı olan şikâyetçi dinlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi;
2-Tehdit suçunun nitelikli hali olan silahla tehdidin kabulü için, silahın tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak görüp hissedilebileceği ve mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılmasının gerekmesi, mağdurun tabancanın kuru sıkı olduğunu bilmesi halinde silahın korkutucu özelliğinin ortadan kalktığı ve silahla tehdit suçunun koşullarının oluşmayacağının anlaşılması karşısında; sanığın, şikâyetçiye "Bana yanlış yapma, kuru sıkım var" diyerek belindeki tabancayı göstermesi şeklindeki eyleminin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Yasa) 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-5237 sayılı Kanun'un "Takdiri İndirimler" başlıklı 62 nci maddesinin ikinci fıkrasında, "Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir...." şeklinde düzenlemeye yer verilmesi karşısında; "Sanığın suçunu inkarı nazara alınarak hakkında TCK nun 62 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ..." şeklinde yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile tehdit ve cinsel taciz suçundan kurulan hükümlerde takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Sanığın suç tarihinde 65 yaşını bitirmiş ve suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 50 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hakkında cinsel taciz suçundan hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca seçenek tedbirlerden birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
5-Sanığın tehdit eyleminin 5237 sayılı Yasa'nın 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında; 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'u ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 24 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinde basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 5271 sayılı Kanun'a 7188 sayılı Kanun'la eklenen geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38 inci maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı Kanun'un 251 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa'nın 38 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 7 ve 5271 sayılı Kanun'un 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Nedenleri ile hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle Bartın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.06.2016 tarihli ve 2016/295 Esas, 2016/541 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
10.06.2024 tarihinde karar verildi.