A
Admin
Yönetici
Yönetici
T.C.
Yargıtay
20. Ceza Dairesi
2018/848 E., 2019/1091 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Bölge Adliye Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1)Mahkûmiyet; Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18/01/2017 tarihli, 2015/413 esas ve 2017/12 karar sayılı kararı ile
2)İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 17/10/2017 tarihli, 2017/1926 esas ve 2017/1927 karar sayılı kararı ile
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın uyuşturucu madde sattığı kabul olunan, kayden 02/06/1997 doğumlu tanık ..., suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğundan, sanık hakkında TCK'nın 188/3-2. cümle uyarınca ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunmadığını, aramanın hukuka aykırı olduğunu ve arama sonucu ele geçen delillerin hükme esas alınamayacağını, eylemin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, takdiri indirim sebeplerinin uygulanması gerektiğini belirtmesi karşısında, temyiz isteminin CMK’nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede,
1-Dosya kapsamından, mahkemesince sanık ...'ın, 11/04/2015 günü, farklı zamanlarda tanıklar ... ve ...'a uyuşturucu madde sattığı kabul edilmesine rağmen, ...’ın birlikte yakalandığı ...’a ait soruşturma dosyası ve bu dosya içinde ...’ta ele geçen maddeye ilişkin 15/04/2015 tarihli uzmanlık raporunun temyize konu dosya içerisine konulduğu tespit edilmekle birlikte, hakkında "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan ayrıca soruşturma yürütülen ... hakkındaki soruşturma dosyasının ve...'ta ele geçen maddenin uyuşturucu ve uyarıcı nitelikte olup olmadığına ilişkin uzmanlık raporu ile tanık... hakkındaki soruşturma dosyasının dosya içerisine konulmadığı, ...’ın kovuşturma aşamasında tanık sıfatı ile beyanına başvurulmadığı anlaşılmakla, UYAP üzerinden yapılan araştırma sonucu tespit edilen ... hakkında “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı verilen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/47865 soruşturma ve 2016/246 karar sayılı dosyası ile ... hakkında Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesi’nin 2017/441-388 sayılı dosyasının getirtilip incelenerek, dosyaların, uzmanlık raporlarını da içerecek şekilde, aslı veya onaylı suretlerinin temyize konu dosya içerisine konulması, ...’ın usulüne uygun şekilde duruşmaya çağrılarak tanık sıfatı ile beyanına başvurulması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2)Sanık ...'da ve kullanıcı ...'ta ele geçen belirtilen maddelere ilişkin ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nce hazırlanan ve hükme esas alınan 15/04/2015 tarihli ekspertiz raporlarında, ... ve ... isimli etken maddelerin, sentetik kannabinoid ya da türevlerinden olduğu konusunda açıklık bulunmadığından, bu konuda Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre TCK'nın 188/4-a maddesi gereğince artırım yapılıp yapılmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a)İddianamede ve Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasında, sanık hakkında 5237 sayılı ...nun 188/3. maddesinin uygulanması istenildiği halde, 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 188/4. maddesi uygulanmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
b)Ele geçen maddenin sentetik kannabinoid olduğu kabul edilerek yapılan arttırım sırasında, uygulama maddesinin “TCK’nın 188/4-a” maddesi yerine, “TCK’nın 188/4. ” maddesi olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 17/10/2017 tarihli, 2017/1926 esas ve 2017/1927 karar sayılı istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin kararının, diğer yönleri incelenmeksizin, 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
20. Ceza Dairesi
2016/2072 E., 2016/3870 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucu 14.10.2015 tarihinde 2015/271 esas ve 2015/300 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 10.03.2016 tarihinde 2016/16265 esas ve 2016/1430 karar sayı ile sanık hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz yazısında özetle;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde yapılan çalışmalarda İhsaniye Mahallesinde faaliyet gösteren Şeref Kıraathanesinde ... isimli bir şahsın eroin sattığı bilgisinin alınması üzerine söz konusu adresin takibe alındığı, 04/06/2015 günü saat 18.00 sıralarında ... isimli şahsın kıraathaneye girdiği, bir süre sonra çıktığının görüldüğü, şahsın durdurulup yapılan üst aramasında, cüzdan içerisinde 3 paket 0,5 gram eroin maddesi ele geçirildiği, aynı gün saat 19.25 sıralarında ... isimli şahsın söz konusu kıraathaneye girdiği, bir süre içeride kaldığı, çıktıktan sonra yapılan üst aramasında, pantolon cebinde iki paket halinde 0,3 gram gelen eroin maddesi ele geçirildiği, ayın gün kıraathane içerisinde bulunan sanık ...'ın yakalandığı, yapılan üst aramasında, 5 paket toplamı ağırlığı 0,8 gram gelen eroin maddesi ele geçirildiği anlaşılmakla, CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı'' veya ''yazılı adli arama emri'' alınmadan şahısların üstlerinde ve işyerinde ... Sulh Ceza mahkemesinin 01.06.2015 tarihinde verilen önleme arama kararına dayanılarak yapılan aramalarda uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği daha sonra Cumhuriyet savcısına haber verildiği anlaşılmakla, arama yapılmadan önce usulüne uygun arama kararı ya da yazılı arama emri alınıp alınmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozma nedeni yapılmıştır.
Somut olayda sanığın yapılan kaba üst aramasında uyuşturucu madde ele geçirilmiştir.
Emniyet görevlileri tarafından alınan ham istihbari bilginin, adli arama kararı veya yazılı adli arama emrini talep edilecek bir somut delile dayanmadığı ve adli arama kararı veya yazılı adli arama emrini talep edilecek olgunluk aşamasında bulunmadığı, mevcut usul ve yasalara göre görevlilerin sadece istihbari çalışmada bulunabilecekleri, bu aşamada ham istihbari bilginin doğru çıkması sonucu ani gelişen olaylar sonucu ele geçirilen uyuşturucuların sanıklar tarafından yok edilmesi söz konusu olabileceğinden, suç delillerinde görevliler tarafından göz teması ve kaba üst araması ile elde edilmiş ve muhafaza altına alınmış olması nazara alınarak yapılan işlem hukuka uygun olarak kabul edilmesi ve sanığa verilen mahkumiyet hükmünün onanması istenmiştir,
C)CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu'na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizin itiraza konu olan kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının yerinde görülmediğine,
2- 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,
16/06/2016 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay
20. Ceza Dairesi
2018/848 E., 2019/1091 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Bölge Adliye Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1)Mahkûmiyet; Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18/01/2017 tarihli, 2015/413 esas ve 2017/12 karar sayılı kararı ile
2)İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 17/10/2017 tarihli, 2017/1926 esas ve 2017/1927 karar sayılı kararı ile
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın uyuşturucu madde sattığı kabul olunan, kayden 02/06/1997 doğumlu tanık ..., suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğundan, sanık hakkında TCK'nın 188/3-2. cümle uyarınca ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile CMK'nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunmadığını, aramanın hukuka aykırı olduğunu ve arama sonucu ele geçen delillerin hükme esas alınamayacağını, eylemin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, takdiri indirim sebeplerinin uygulanması gerektiğini belirtmesi karşısında, temyiz isteminin CMK’nın 294/2. maddesi kapsamında olduğu ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede,
1-Dosya kapsamından, mahkemesince sanık ...'ın, 11/04/2015 günü, farklı zamanlarda tanıklar ... ve ...'a uyuşturucu madde sattığı kabul edilmesine rağmen, ...’ın birlikte yakalandığı ...’a ait soruşturma dosyası ve bu dosya içinde ...’ta ele geçen maddeye ilişkin 15/04/2015 tarihli uzmanlık raporunun temyize konu dosya içerisine konulduğu tespit edilmekle birlikte, hakkında "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan ayrıca soruşturma yürütülen ... hakkındaki soruşturma dosyasının ve...'ta ele geçen maddenin uyuşturucu ve uyarıcı nitelikte olup olmadığına ilişkin uzmanlık raporu ile tanık... hakkındaki soruşturma dosyasının dosya içerisine konulmadığı, ...’ın kovuşturma aşamasında tanık sıfatı ile beyanına başvurulmadığı anlaşılmakla, UYAP üzerinden yapılan araştırma sonucu tespit edilen ... hakkında “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı verilen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/47865 soruşturma ve 2016/246 karar sayılı dosyası ile ... hakkında Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesi’nin 2017/441-388 sayılı dosyasının getirtilip incelenerek, dosyaların, uzmanlık raporlarını da içerecek şekilde, aslı veya onaylı suretlerinin temyize konu dosya içerisine konulması, ...’ın usulüne uygun şekilde duruşmaya çağrılarak tanık sıfatı ile beyanına başvurulması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2)Sanık ...'da ve kullanıcı ...'ta ele geçen belirtilen maddelere ilişkin ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nce hazırlanan ve hükme esas alınan 15/04/2015 tarihli ekspertiz raporlarında, ... ve ... isimli etken maddelerin, sentetik kannabinoid ya da türevlerinden olduğu konusunda açıklık bulunmadığından, bu konuda Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre TCK'nın 188/4-a maddesi gereğince artırım yapılıp yapılmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a)İddianamede ve Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasında, sanık hakkında 5237 sayılı ...nun 188/3. maddesinin uygulanması istenildiği halde, 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 188/4. maddesi uygulanmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
b)Ele geçen maddenin sentetik kannabinoid olduğu kabul edilerek yapılan arttırım sırasında, uygulama maddesinin “TCK’nın 188/4-a” maddesi yerine, “TCK’nın 188/4. ” maddesi olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin 17/10/2017 tarihli, 2017/1926 esas ve 2017/1927 karar sayılı istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin kararının, diğer yönleri incelenmeksizin, 5271 sayılı CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
20. Ceza Dairesi
2016/2072 E., 2016/3870 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucu 14.10.2015 tarihinde 2015/271 esas ve 2015/300 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 10.03.2016 tarihinde 2016/16265 esas ve 2016/1430 karar sayı ile sanık hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz yazısında özetle;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde yapılan çalışmalarda İhsaniye Mahallesinde faaliyet gösteren Şeref Kıraathanesinde ... isimli bir şahsın eroin sattığı bilgisinin alınması üzerine söz konusu adresin takibe alındığı, 04/06/2015 günü saat 18.00 sıralarında ... isimli şahsın kıraathaneye girdiği, bir süre sonra çıktığının görüldüğü, şahsın durdurulup yapılan üst aramasında, cüzdan içerisinde 3 paket 0,5 gram eroin maddesi ele geçirildiği, aynı gün saat 19.25 sıralarında ... isimli şahsın söz konusu kıraathaneye girdiği, bir süre içeride kaldığı, çıktıktan sonra yapılan üst aramasında, pantolon cebinde iki paket halinde 0,3 gram gelen eroin maddesi ele geçirildiği, ayın gün kıraathane içerisinde bulunan sanık ...'ın yakalandığı, yapılan üst aramasında, 5 paket toplamı ağırlığı 0,8 gram gelen eroin maddesi ele geçirildiği anlaşılmakla, CMK’nın 116, 117 ve 119. maddelerine uygun şekilde "adli arama kararı'' veya ''yazılı adli arama emri'' alınmadan şahısların üstlerinde ve işyerinde ... Sulh Ceza mahkemesinin 01.06.2015 tarihinde verilen önleme arama kararına dayanılarak yapılan aramalarda uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği daha sonra Cumhuriyet savcısına haber verildiği anlaşılmakla, arama yapılmadan önce usulüne uygun arama kararı ya da yazılı arama emri alınıp alınmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozma nedeni yapılmıştır.
Somut olayda sanığın yapılan kaba üst aramasında uyuşturucu madde ele geçirilmiştir.
Emniyet görevlileri tarafından alınan ham istihbari bilginin, adli arama kararı veya yazılı adli arama emrini talep edilecek bir somut delile dayanmadığı ve adli arama kararı veya yazılı adli arama emrini talep edilecek olgunluk aşamasında bulunmadığı, mevcut usul ve yasalara göre görevlilerin sadece istihbari çalışmada bulunabilecekleri, bu aşamada ham istihbari bilginin doğru çıkması sonucu ani gelişen olaylar sonucu ele geçirilen uyuşturucuların sanıklar tarafından yok edilmesi söz konusu olabileceğinden, suç delillerinde görevliler tarafından göz teması ve kaba üst araması ile elde edilmiş ve muhafaza altına alınmış olması nazara alınarak yapılan işlem hukuka uygun olarak kabul edilmesi ve sanığa verilen mahkumiyet hükmünün onanması istenmiştir,
C)CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, resen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu'na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308 inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizin itiraza konu olan kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının yerinde görülmediğine,
2- 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,
16/06/2016 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.