Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2021/21511 E., 2023/478 K. sayılı kararı

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/21511 E., 2023/478 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi SAYISI : 2019/661 E., 2021/22 K. HÜKÜM/KARAR : Davanın kısmen kabulü Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin asıl kararı davacılar vekili, 25.05.2021 tarihli tavzih kararı davalı ... Ltd. Şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; 22.09.2012 tarihinde sürücüsü davalı ..., maliki davalı ... Ltd. Şti., zorunlu trafik sigortacısı davalı ...Ş. olan araç ile sürücüsü ..., maliki davalı ... Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti., zorunlu trafik sigortacısı davalı ...Ş. olan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda, davalılardan ...’in yönetimindeki aracın yaya kaldırımında beklemekte olan davacılardan ...'e çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, davacılardan ...'in ...’in eşi, ...'ın ...’in kızı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacılardan ... için 20.225,57 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi, ... için 50.000,00 TL ve ... için 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 325.905,57 TL tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, talep artırım dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini 290.673,46 TL’ye yükseltmiştir. II. CEVAP 1.Davalılar ... ve Tekstil ... Turizm Ticaret Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kazada kusurlu olmadığını, diğer davalı ...'nun müvekkilinin aracına hızla çarparak yolunu değiştirdiğini ve bunun neticesinde davacıya çarptığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan araçları kullanan şahısların tacir olmadığını bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının kaza tarihinde devlet memuru olarak çalıştığını bu nedenle yapmış olduğu tedavi masraflarını bağlı olduğu kurumdan talep etmesi gerektiğini, davacının eşi ve kızının bakımına muhtaç olmadığını, bu nedenle davacının eşi ve kızı için istenen manevi tazminat taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 3.Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, buna göre poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatlarının 225.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat ve tedavi taleplerinin poliçe teminatı dahilinde olmadığını, davacının uğramış olduğu sakatlığın Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 4.Davalı ... Genel Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatlarının 225.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat ve tedavi taleplerinin poliçe teminatı dahilinde olmadığını, davacının sakatlığının Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 5.Davalı ... Ltd. Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davaya konu trafik kazasına karışan ... plakalı aracın her ne kadar müvekkiline ait olsa da 28.08.2012 tarihli uzun süreli otomobil kiralama sözleşmesi ile davalı ...'na davadışı P ve P Turizm Org. Tic. Ltd. Şti. adına kiralanmış olduğunu, kaza tarihi itibariyle aracın işleteni P ve P Turizm Tic. Ltd. Şti. olduğundan müvekkili aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca talep edilen tazminat miktarlarının fazla olduğunu ve davacının sürekli sakatlığını adli tıp raporu ile belgelendirmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. III. MAHKEME KARARI Mahkemenin 04.05.2016 tarihli 2013/177 E., 2016/311 K. sayılı kararı ile; dosya kapsamında alınan 15.05.2015 tarihli rapora göre kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ...'nun tam kusurlu olduğu, davalı sürücü ...'in ve davacı yaya ... 'nun kusursuz olduğu, bu nedenle davalılardan ..., Ltd. Şti. ve Güneş Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddi gerektiği, Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan 06.06.2014 tarihli rapora göre davacı ...'in kazadan kaynaklanan maluliyetinin %61 oranında olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 6 ay olduğu, aktüer bilirkişi raporu ile tazminatın usulünce hesaplandığı, davacı tarafından kazaya sebebiyet veren ... plakalı aracın maliki davalı ... Ltd. Şti. aleyhine dava açılmış ise de, dosyaya ibraz edilen belgelerden kazaya karışan aracın davalı şirket tarafından P ve P Turizm Ltd. Şirketine kiraya verildiği, sürücü ...'nun aracı teslim almaya ve kullanmaya yetkilendirildiği ve ...'ın kullanımında iken kazanın meydana geldiği, aracın kiraya verilmesi sebebiyle davalı şirketin işleten sıfatının ortadan kalktığı, bu nedenle davacının zararından sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davanın anılan davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacıların davalılar ..., Ltd Şti ve Güneş Sigorta A.Ş. aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davacıların davalı ... Ltd Şti aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, davacı ... 'nun davalılar ... ve ... Sigorta AŞ aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile; 290.673,46 TL'nin 03.03.2015 tarihli ara kararı ile verilen 40.000,00 TL geçici ödeme mahsup edildikten sonra kalan 250.673,46 TL'nin (sigorta şirketinin poliçe teminat limiti olan 225.000,00 TL'den 40.000,00 TL geçici ödeme mahsubundan sonra kalan 185.000,00 TL limit ile sorumlu olacak şekilde) davalı ... yönünden kaza tarihi olan 22.09.2012, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacıların davalı ... aleyhine açtıkları manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı ... için 100.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00.-TL olmak üzere toplam 140.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan kaza tarihi olan 22.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1.Mahkeme kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 17.06.2019 tarihli 2016/16248 E., 2019/7690 K. sayılı kararı ile "...2- Mahkemece yazılı gerekçe ile davalı ... Ltd. Şirketi yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmişse de yapılan araştırmak inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3.maddesine göre; " Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." Somut uyuşmazlıkta, aracın kayıt maliki olan Türe Turizm Ticaret Ltd. Şti., aracın 28.08.2012 tarihli kira sözleşmesi ile davalı ...'na, P ve P Turizm Org.Tic.Ltd.Şti adına kiralandığını iddia etmiş, kira sözleşmesi ve bir takım faturaları delil olarak dosyaya ibraz etmiştir. Mahkemece öncelikle yukarıda belirtilen "işleten" kavramı çerçevesinde davacı yanın iddiaları üzerinde durulması, bahsi geçen Türe Turizm Ticaret Ltd. Şti.'ne ait o döneme ilişkin ticari defterlerinin getirtilerek kaza tarihinden önce davalı şirketin araç üzerindeki fiili tasarrufunun sona erip ermediğinin tereddütsüz bir biçimde ortaya konarak işleten sıfatının kimde olduğunun ortaya çıkarılması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma kapsam ve nedenine göre davacılar vekilinin manevi tazminata ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar 1.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinde talimat yoluyla davalı ... Ltd. Şirketinin ticari defter ve kayıtları da inceletilerek yeminli mali müşavirden rapor alınmış, bilirkişi tarafından ibraz edilen 24.07.2020 tarihli raporda özetle ve sonuç olarak kazaya karışan ... plakalı aracın 28.08.2012 tarihli sözleşme ile davalı tarafından 02.10.2012 tarihine kadar sürücüsü ... olmak üzere dava dışı P ve P Turizm Org. Ltd. Şirketine kiralandığı, ticari defterlere sözleşmeye dayalı olarak bir adet fatura kaydedildiği, kaza tarihinin 22.09.2012 tarihi olduğu dikkate alındığında kaza tarihinde aracın P ve P Turizm Org. Ltd. Şirketi kullanımında olduğu, buna göre dava konusu aracın dava dışı P ve P Tur. Org. Ltd. Şirketi tarafından işletildiği, kaza tarihinde aracı kiracı sıfatı ile kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufunun bulunduğu belirtilmiştir. İtiraz üzerine dosya yeniden talimat yoluyla rapor veren bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 30.10.2020 tarihli ek raporda özetle ve sonuç olarak fatura ve kira sözleşmesinin aynı tarihli olduğu, her ikisinin cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğu, buna göre sözleşmenin dava konusu ... plakalı araç için düzenlenmiş olduğu, faturanın vergi dairesine bildirilip bildirilmemesinin fiili durumu ortadan kaldırmayacağı belirtilerek kök rapor aynen tekrar edilmiştir...Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporları, yargıtay bozma ilamı doğrultusunda; davalı sürücü ...'in kazada herhangi bir kusurunun olmadığı anlaşılmakla, bu davalı, sürücüsü olduğu araç maliki Ltd. Şirketi ve aracın ... sigortacısı olan Güneş Sigorta AŞ aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir...Yine davacı tarafından kazaya karışan ... plakalı aracın maliki olan Türe Turz. Ltd. Şirketi yönünden de dosyaya ibraz edilen kira sözleşmesi, fatura ve hüküm vermeye yeterli ve elverişli görünen mali müşavir rapor ve ek rapor karşısında kaza tarihinde aracın davalı tarafından dava dışı dava dışı P ve P Tur. Org. Ltd. Şirketine uzun süreli kiralanmış olduğu, davalının işleten sıfatının bulunmadığı, aracın kaza tarihinde dava dışı şirket tarafından işletildiği anlaşılmakla, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle davacı ... 'nun davalılar ..., Ltd Şti ve Güneş Sigorta A.Ş. aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının reddine, davalı ... Ltd Şti aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, davalılar ... ve ... Sigorta A.Ş. aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kabulü ile 290.673,46 TL'nin davalı ...Ş. poliçe limiti olan 225.000,00 TL'sinden sorumlu olmak üzere, davalı ... kaza tarihi olan 22.09.2012'den, sigorta şirketi dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinden sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 03.03.2015 tarihli ara kararla davacıya yapılan 40.000,00 TL geçici ödemenin infaz aşamasında nazara alınmasına, davacıların davalı ... aleyhine açtıkları manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı ... için 100.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 140.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan kaza tarihi olan 22.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. 2.Davacılar vekilinin, hükmün B2 ve B3 bentlerinde reddedilen manevi tazminat bakımından davalı ... Ltd. Şti. lehine iki kez vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle vekalet ücretine ilişkin tavzih talebinde bulunması üzerine mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen tavzih kararı ile; kararın hüküm kısmının 7. sayfasının "B" bendinde bulunan "Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 17.230,00.-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılar ... ve Türe Turizm Ticaret Ltd.Şti.'ne verilmesine," kısmının çıkartılarak, "Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 17.230,00.-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı ...'na verilmesine," şeklinde kararın tavzihine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı davacılar vekili, tavzih kararına karşı davalı ... Ltd. Şti. vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1.Davacılar vekili asıl karara karşı temyiz dilekçesinde; davalılardan ..., Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti. ve Güneş Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı sürücü ...’in ceza davasında alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde % 20 oranında kusurlu olduğunu, davalılardan ..., Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti. ve Güneş Sigorta A.Ş. yönünden aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini, kaza meydana geldiğinde alınan ilk raporda davalı ...’e kusur atfedildiğini, davanın bu rapora istinaden açıldığını, ancak yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davalının kusurlu olmadığı kanaatine varıldığını, meydana gelen kaza nedeni ile anılan davalılar iş bu davanın açılmasına sebebiyet vermiş olduğundan aleyhlerine vekalet ücretine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca anılan davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesini kabul etmemekle birlikte hükmün 1 nci maddesinin 4 üncü cümlesinde yer alan 28.797,14 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, anılan davalılar aleyhine açılan davanın tamamen reddine karar verildiğinden nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalı ... Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, anılan davalının araç maliki olduğunu, davalı tarafından dosyaya sunulan kiralama sözleşmesi ve eklerinin her zaman düzenlenebilecek olan belgeler olduğunu, sunulan fatura içeriği ve miktarı incelendiğinde aracın kısa süreli kiralandığını, bu sebeple davalı ... Ltd. Şirketinin işleten sıfatını taşıdığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna bu hususta itiraz ettiklerini, ancak bilirkişi tarafından ek raporda bu yönde bir inceleme yapılmadığını, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin 3. kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, şartları varsa ariyet sözleşmesinin veya ariyet bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, bedellerinin ödenip ödenmediği, davalı malik ve kiralayanın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğini, davalı ... Ltd. Şti. lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında kiralama ilişkisinin olup olmadığının dava açılma aşamasında davacı tarafça tespitinin mümkün olmadığını, kaza tutanağında araç maliki olarak Türe Turizm Ltd. Şti’nin yer aldığını, bu nedenle anılan şirkete husumet yöneltildiğini, davalılardan ..., Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti. ve Türe Turizm Ltd. Şti. yönünden manevi tazminat davasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. 2.Davalı ... Ltd. Şti. vekili tavzih kararına karşı temyiz dilekçesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Hükmün tavzihi " üst başlıklı 305 inci maddesinde “ Mahkemece verilen hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmünün bulunduğunu, mahkeme tarafından tavzih yolu ile müvekkil lehine hükmedilen vekalet ücretinin davacı yararına ortadan kaldırılmasının hatalı olduğunu, tavzih kararının hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğunu, bahse konu tavzih talep dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, 15.01.2021 tarihinde verilen mahkeme kararının taraflarınca 12.04.2021 tarihinde icraya konu edildiğini, mahkemece tavzih olunan kararın taraflarına henüz tebliğ edilmeden evvel icraya konu edilmesi nedeniyle artık tavzih kararı verilemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; davalıların sürücüsü, maliki, zorunlu trafik sigortacısı oldukları araçların karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralanması sebebiyle davacı ve yakınları tarafından talep edilen sürekli işgöremezlik tazminatı, geçici işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminata ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124 üncü maddesi, olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 54 ve 56 ıncı maddeleri 3. Değerlendirme 1. Davacılar vekilinin, hükmün B2 ve B3 bentlerinde, reddedilen manevi tazminat bakımından davalı ... Ltd. Şti. lehine iki kez vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle vekalet ücretine ilişkin tavzih talebinde bulunması üzerine mahkemenin 25.05.2021 tarihli tavzih kararı ile; kararın hüküm kısmının 7. sayfasının "B" bendinde bulunan "Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 17.230,00.-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılar ... ve Türe Turizm Ticaret Ltd.Şti.'ne verilmesine," kısmının çıkartılarak, "Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 17.230,00.-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı ...'na verilmesine," şeklinde kararın tavzihine karar verilmiştir. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararında hükmün B2 ve B3 bentlerinde reddedilen manevi tazminat bakımından davalı ... Ltd. Şti. lehine iki kez vekalet ücretine hükmedildiği, tavzih kararı ile bu hususun düzeltildiği, buna göre mahkemenin 25.05.2021 tarihli tavzih kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı ... Ltd. Şti. vekilinin tavzih kararına yönelik temyiz isteminin reddi ile söz konusu tavzih kararının onanması gerekmiştir. 2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, davalı sürücü ...'in kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı, buna göre davalılardan ..., Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti. ve Güneş Sigorta A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, dosya kapsamındaki belgelere göre davalı ... Ltd. Şirketinin davaya konu aracı 28.08.2012 tarihli uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile davadışı P ve P Turizm Org. Tic. Ltd. Şirketine kiraladığı, kaza tarihinde davalı ... Ltd. Şirketinin işleten sıfatı bulunmaması sebebiyle bu davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, olay tarihi, olayın oluş şekli, tarafların kusur oranı, davacı ...'ın () kazadan kaynaklanan maluliyetine göre takdir edilen manevi tazminat miktarlarında isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 3. Mahkemenin 04.05.2016 tarihli 2013/177 E., 2016/311 K. sayılı ilk kararında davalılardan ..., Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti. ve Güneş Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine, davalılardan ... ve Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti. aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine karar verildiği, reddedilen maddi tazminat yönünden anılan davalılar lehine 3.108,67 TL vekalet ücretine, reddedilen manevi tazminat yönünden anılan davalılar lehine 1.800,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, söz konusu kararın davalılar ..., Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti. ve Güneş Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edilmediği anlaşılmıştır. Şu durumda; davalılar ..., Tekstil ... Turizm Ticaret ve San. Ltd. Şti. ve Güneş Sigorta A.Ş.'nin mahkemenin ilk kararına karşı vekalet ücreti yönünden temyiz itirazında bulunmadığı anlaşılmasına göre, vekalet ücreti bakımından davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuş olup, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle anılan davalılar lehine daha fazla miktarda vekalet ücretine hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir. Ne var ki, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının, 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. 4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Tarafta iradi değişiklik" başlıklı 124 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası "Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder." şeklinde düzenlenmiştir. Dosya kapsamından; davacılar vekilinin dava dilekçesinde, kazaya sebebiyet veren otomobilin işleteni sıfatıyla davalı ... Ltd. Şirketini davalı olarak gösterdiği, dosya kapsamındaki belgelere göre davalı ... Ltd. Şirketinin davaya konu aracı 28.08.2012 tarihli uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile davadışı P ve P Turizm Org. Tic. Ltd. Şirketine kiraladığı, kaza tarihinde davalı ... Ltd. Şirketinin işleten sıfatı bulunmaması sebebiyle mahkemece anılan davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Şu halde, kaza tarihinde davaya konu aracın davalı ... Ltd. Şirketi adına kayıtlı olduğu, anılan davalının davaya konu aracı davadışı şirkete kiraladığı hususunun davanın açıldığı tarihte davacılarca tespit edilmesinin mümkün olmadığı, bu haliyle HMK’nun 124 üncü maddesi çerçevesinde dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı anlaşılmasına göre mahkemece davalı ... Ltd. Şirketi lehine vekalet ücretine karar verilmesi bozmayı gerektirir. Ne var ki, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının, 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. VI. KARAR 1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı ... Ltd. Şti. vekilinin tavzih kararına karşı temyiz itirazlarının reddi ile mahkemece verilen 25.05.2021 tarihli tavzih kararının ONANMASINA, 2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 3. Değerlendirme bölümünün (3) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkemenin kararının A.1. bendinde yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 28.797,14.-TL nispi vekalet ücretinin davacı ...'den alınarak davalılar ..., Ltd. Şirketi ve Güneş Sigorta AŞ'ye VERİLMESİNE," ibaresinin hükümden tamamen çıkarılarak yerine "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.108,67.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE," ibaresinin yazılmasına, B.1. bendinde yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesi uyarınca hesap edilen 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara VERİLMESİNE," ibaresinin hükümden tamamen çıkarılarak yerine "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesi uyarınca hesap edilen 1.800,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara VERİLMESİNE," ibaresinin yazılmasına, 4. Değerlendirme bölümünün (4) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkemenin kararının A.2. bendinde yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... Ltd. Şirketine VERİLMESİNE," ibaresi ile B.2 bendinde yer alan "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesi uyarınca hesap edilen 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara VERİLMESİNE," ibaresinin hükümden tamamen çıkarılmasına, 5. Kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA; Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacılara iadesine, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ... Ltd. Şti.'ye yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 16.01.2023 tarihinde karar verildi.
 
Geri
Üst