A
Admin
Yönetici
Yönetici
Yüzölçümü sadece 2.08 kilometrekare olan Monako, Vatikan'dan sonra dünyanın en küçük ikinci ülkesi. Türkiye'nin yüzölçümüne oranla yaklaşık 376 bin kat daha küçük olan bu mikro devlet, ekonomik performansıyla dev ülkeleri geride bırakıyor. Kişi başına düşen milli geliriyle dikkat çeken Monako, lüks yaşamın ve servetin merkezi olarak biliniyor. Atatürk Havalimanı'ndan Küçük, Ama Lüksün Zirvesinde Monako’nun yüzölçümü, İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’ndan bile yaklaşık 5,5 kat daha küçük. Ancak bu küçücük alanda metrekare başına 100 bin euroyu aşan gayrimenkul fiyatları dikkat çekiyor. Ülkede ev kiralamak isteyen yabancıların, yerel bankalarda en az 500 bin euro bulundurduklarını belgelemeleri gerekiyor. Bu durum, Monako’yu yalnızca ultra zenginlerin yaşayabildiği bir şehir devletine dönüştürüyor. Vergisiz Cennet: Yatırımcıların Gözdesi Anayasal monarşi ile yönetilen Monako’nun başında Prens II. Albert bulunuyor. Savunması Fransa tarafından sağlanan ülke, Avrupa Birliği üyesi olmasa da euro para birimini kullanıyor. Monako’nun ekonomik cazibesini artıran en önemli faktörlerden biri de vergi politikaları. Fransız vatandaşları hariç olmak üzere bireylerden gelir vergisi alınmazken, şirketlere de düşük oranlı vergi uygulamaları sunuluyor. Bu avantajlar, ülkeyi küresel ölçekte yatırımcılar ve şirketler için bir cazibe merkezine dönüştürüyor. Lüks Turizmin Kalbi: Grand Prix ve Monte Carlo Turizm, Monako’nun en güçlü gelir kaynaklarından biri. Her yıl dünyanın en prestijli motor sporları etkinliklerinden biri olan Monaco Grand Prix burada düzenleniyor. Bunun yanı sıra Monte Carlo Casino, lüks oteller ve Akdeniz kıyısındaki yat limanları sayesinde milyonlarca turist ülkeyi ziyaret ediyor. Küçük coğrafyası içinde büyük bir turizm ekonomisi barındıran Monako, lüks tatil denince akla gelen ilk destinasyonlardan biri. Bilim ve Doğa da Gündemlerinde: Oşinografi Müzesi ve Deniz Koruma Monako yalnızca finans ve turizm alanlarında değil, bilimsel yatırımlarıyla da dikkat çekiyor. Özellikle denizcilik ve deniz bilimleri konusunda yaptığı çalışmalar öne çıkıyor. Prens II. Albert’in de destek verdiği Oşinografi Müzesi, hem bilimsel araştırmalara ev sahipliği yapıyor hem de eğitim faaliyetleri yürütüyor. Ayrıca, ülke sınırları içerisinde yer alan koruma altındaki deniz habitatı, çevresel duyarlılığını gözler önüne seriyor. (Sözcü)