Uçuşa gerek yok! Antalya’ya yakın bu koy, tropik adaların tüm büyüsünü ayağınıza getiriyor

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU - EGE TELGRAF/ Antalya’nın saklı cenneti Karaöz, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği eşsiz bir köy ve sahil kasabası olarak, Kumluca ilçesinin kıyısında huzur arayanların ilk durağıdır. Likya medeniyetinin kalbinde yer alan bu küçük mahalle, her mevsim farklı bir yüzüyle büyülerken, özellikle yaz aylarında hayatın yavaşladığı, denizin ve ormanın kucaklaştığı nadide yerlerden biridir. Karaöz’ün kendine has güzelliği, onu sadece bir tatil noktası değil, ruhunu dinlendirmek isteyenlerin sığınağı haline getirir.

KARAÖZ’ÜN DOĞASI VE YOLUN BÜYÜSÜ


Adrasan’dan Mavikent’e doğru ilerlerken, sık çam ormanları arasında kıvrılarak inen yolun kendisi bile bir macera ve keyiftir. Bu yol, motor tutkunlarının favorisi olduğu kadar, doğa yürüyüşçülerinin ve fotoğrafçıların da vazgeçilmezidir. Göz alabildiğine uzanan yeşilin içinde, sarı siyah bordürlerle süslenmiş dar yolun her virajı ayrı bir huzur ve heyecan taşır. İşte bu patikalar, Karaöz’ün sırrını saklayan kalplere açılan kapıdır. Sakinliği, doğallığı ve samimi insanlarıyla Karaöz, şehir hayatının karmaşasından uzaklaşmak isteyenlere kucak açar.

TARİHİN DERİNLİĞİ VE MİTOLOJİNİN İZLERİ


Karaöz yalnızca doğal güzellikleriyle değil, tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış önemli bir yerleşimdir. Melanippe antik kentinin varlığına dair efsaneler burada hayat bulur. Bölgenin eski adı Karaozi, M.Ö. 3000’lere uzanan bir helen yazıtında geçerken, bu toprakların tarihi derinliği gözler önüne serilir. Bazı yerel tezlere göre Melanippe’nin kalıntıları aslında bugünkü Karaöz çevresindeki dere yataklarında ve ağaçlık yamaçlarda saklıdır. Bu düşünce, geçmişin gizemli dokusunun bugün bile hissedildiğini ve yaşandığını anlatır. Gelidonya Feneri ve Korsan Koyu gibi efsanevi noktaların da içinde bulunduğu bu bölge, Likya Yolu’nun en güzel duraklarından biri olarak ziyaretçilerini tarihin kucaklayıcı sıcaklığına davet eder.

HAYATIN SESSİZ VE SAMİMİ RİTMİ


Karaöz, kalabalıkların gürültüsünden uzakta, insanı kendiyle baş başa bırakır. Burada yaşayanların çoğunluğu asker ve memur emeklilerinden oluşur; hayat sakin, yüzler samimi ve doğal. Koyun küçücük bakkalında ve pansiyonlarında bu samimiyeti iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Yaz aylarında yazlıkçıların gelişiyle hareketlenen köy, kışın ise sakinliğine geri döner. Doğa ile baş başa kalmak isteyenler için Karaöz, bir cennettir. Hem doğayla bütünleşip hem de denize girip temiz havayı ciğerlerine çekmek isteyenlerin vazgeçilmez rotasıdır.

KAMP VE DOĞA TUTKUNLARI İÇİN BİR VAHAYI


Burası, betonlaşmadan uzak kalmış, el değmemiş koyları ve plajları ile kamp severler için biçilmiş kaftandır. Korsan Koyu ve Papaz Koyu gibi doğanın cömertçe sunduğu saklı güzellikler, her mevsim farklı bir macera vaat eder. Kamp çadırınızı kurup, geceleri yıldızların altında uyanmak, sabahları kuş sesleriyle uyanmak isteyenler için Karaöz, huzurun ta kendisidir. Her ne kadar bölge turistik anlamda çok gelişmemiş olsa da, bu sadelik ve doğallık, tatilin en özel yanlarından biridir. İnsanlar buraya tatil için değil, doğayla baş başa kalmak için gelir.

LEZZET VE İNSAN İLİŞKİLERİ


Karaöz’deki en küçük detaylar bile sıcaklık taşır. Memo Restoran’da yenilen köfte, yalnızca lezzetiyle değil, oradaki dostane ortamla da unutulmaz olur. Küçücük, ağaçlar arasında saklanmış bu aile işletmesi, misafirperverliğin ve içtenliğin sembolüdür. Günün yorgunluğunu atarken, insanlar burada sadece karınlarını doyurmakla kalmaz, ruhlarını da beslerler. Köy içinde marketlerden sahildeki tekel bayisine kadar, her yerde samimiyet ve sıcaklık kendini hissettirir.

Karaöz Koyu 2


SABAHIN HUZURU BURADA!


Karaöz’ün geceleri bir başka yaşanır. Doğanın sesleriyle, özellikle de horozların korosuyla uyanmak buranın benzersiz bir parçasıdır. İlk başta şaşırtıcı gelse de, bu doğal melodiler zamanla insanın ruhuna işleyen, huzur veren bir ritme dönüşür. Gün doğumunda açan gökyüzü, çam kokusu ve serin deniz havası, şehir hayatının stresinden arınmak isteyenlere en iyi ilacı sunar.

DENİZ VE DAĞIN EŞSİZ DANSI


Karaöz, denizle ormanın muhteşem uyumunu sunar. Akdeniz’in masmavi sularında yüzüp, ardından hemen arkanızdaki yemyeşil dağlarda yürüyüş yapmak, şehirden kaçışın en güzel halidir. Likya Yolu’nun önemli bir durağı olması, doğa yürüyüşü tutkunları için büyük bir avantajdır. Gelidonya Feneri’ne yapılan yürüyüşler, hem tarihi keşif hem de doğa ile iç içe olma fırsatı verir. Karaöz, sadece tatil değil, aynı zamanda ruhun ve bedenin yenilendiği bir sığınaktır. Karaöz, sadece bir köy ya da sahil kasabası değil; doğanın, tarihin, samimiyetin ve huzurun bir araya geldiği nadir yerlerden biri. Buraya gelenler, bir kez de olsa bu eşsiz atmosferin büyüsüne kapılır, ve yıllarca hafızalarından silinmeyen anılarla dönerler. Burası, modern hayatın karmaşasından uzak, ruhun ve doğanın kucaklaştığı bir vaha. Karaöz, insanın içindeki dinginliği bulduğu, kalbinin ve doğanın ritmini dinlediği yerdir.
 
Geri
Üst