Türkiye’nin Maldivleri: Kayalıklar arasında saklı, serin ve tertemiz deniziyle kelebeklerle dolu huzurlu bir tatil yeri!

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU - EGE TELGRAF/ Kimi yerler vardır, sadece adını duymak bile kalbinin ortasına ince bir sızı bırakır. Sanki orada bir zamanlar bir şeyler yaşanmış da, artık dönülmeyen bir masalın içinden geçilmiş gibidir. İşte Kelebekler Vadisi… Bir vadi değil sadece, bir düş, bir kaçış noktası, kimilerine göre ise bir ruhun yeniden doğduğu yer. Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı Ölüdeniz’in göğsüne yaslanmış bu eşsiz doğa harikası, göğe yükselen kayalıklarıyla, turkuaz deniziyle, sessizliğiyle konuşur, kalbine dokunur insanın.

GİZEMLİ BİR MASALIN İÇİNDE


Kelebekler Vadisi’nin geçmişi sadece coğrafi bir zenginlikle değil, yüzyıllar öncesinden taşınan hikâyelerle de doludur. Rivayet olunur ki, bir zamanlar bu vadide küçük bir köy varmış. O köye gelen bir İngiliz şövalye ile köyden bir genç kız arasında, efsanelere yakışır bir aşk filizlenmiş. Gemiye dönmek zorunda kalan şövalye, tekrar geleceğine dair söz vermiş ama bir daha dönmemiş. Genç kız, kiliseye sığınmış bebeğiyle birlikte ve fırtına yaklaşırken bile orayı terk etmemiş. Vadiyi yutan o büyük fırtına sonrası geriye sadece bir yıkıntı kalmış. Hâlâ geceleri, bu yıkık kilisede yankılanan bir ismin çığlıkları duyulurmuş; aşk, burada hâlâ fısıltılarla yaşar.

DOĞANIN KALBİNDE BİR VADİ


Kelebekler Vadisi, 350 metreyi aşan sarp kayalıkların arasında saklı, adeta korunaklı bir kutudur. Yukarıdan bakıldığında sıradan bir vadi gibi görünse de içine indiğinde bambaşka bir dünyaya adım atmış gibi olursun. 80’den fazla kelebek türüne ev sahipliği yapan bu yer, özellikle Kaplan kelebeği ile bilinir. Nisan ortasından Mayıs sonuna kadar vadide adeta bir renk cümbüşü yaşanır; kanatlar uçar, sessizlik kelebeklerle dolar. Tam ortasından akan dere, Faralya’dan dökülen 50 metrelik bir şelaleden doğarak Akdeniz’e ulaşır. Bu su sesi, rüzgârla birleştiğinde doğanın ezgisi olur.

ULAŞMASI ZOR AMA BİR O KADAR DEĞERLİ


Kelebekler Vadisi’ne ulaşmak, modern dünyanın karmaşasından bilinçli bir kaçış gibidir. Kara yolu ile vadinin üst kısmına kadar gidilebilse de asıl büyülü yere yani deniz kıyısına ulaşmak için Ölüdeniz’den tekneyle yol almak gerekir. Günde üç kez gidiş ve dönüş seferi yapılır: sabah, öğle ve akşam saatlerinde. Yolculuk yaklaşık 30 dakika sürer ve adeta bir başka aleme açılan geçit gibidir. Bu tekne yolculuğu, sadece ulaşım değil, ruhunu arındırma seansı gibidir. Ayrıca denizden giriş için belirli bir ücret ödenir, ama yukarıdan bakmak istersen herhangi bir ödeme yapmazsın; yine de ruhun eksik kalır çünkü o mavilikle buluşmadan vadi tamamlanmaz.

BİR ÖZGÜRLÜK MEKÂNI


Kelebekler Vadisi’nde her şey sade, her şey doğa ile dosttur. Vadide tek bir işletme vardır ve konaklama seçenekleri çadırdan bungalova, taş evlere kadar uzanır. Dilersen kendi çadırını kurarsın ve sadece yer ücreti ödersin, dilersen işletmenin sunduğu platform çadırlarda ya da klimalı küçük bungalovlarda kalırsın. Burası, aynı anda hem kalabalığın içindeki yalnızlığı hem de doğanın ortasındaki huzuru hissettiren nadir yerlerden biridir. Sezon sadece 1 Mart’tan 1 Kasım’a kadar sürer. Elektrik günde sadece üç defa verilir, sıcak su güneşle ısınır. Doğanın temposuna ayak uydurursun burada; gece ay ışığında uyur, sabah şelale sesiyle uyanırsın.

BİR TATİL DEĞİL BİR DENEYİM


Vadide yapılacak şeyler sadece yüzmek ya da güneşlenmek değildir. Sabahları yoga yapabilir, doğanın tam ortasında sessizliğe kulağını verebilir, bir anda yamaç paraşütüyle gökyüzüne yükselip her şeyi altından izleyebilirsin. Deniz altının büyüsünü keşfetmek istersen dalış okuluna kaydolabilir, daha önce hiç yapmadığın şeyleri deneyimleyebilirsin. Vadide bir “Kelebekler Okulu” bile var. Burada mutfak atölyeleri, denizcilik dersleri, doğa felsefesi sohbetleri, ziraat ve balıkçılık gibi doğayla uyumlu aktiviteler düzenlenir. Bu sadece bir tatil değil, bir farkındalık yolculuğudur.

ZAMANIN YAVAŞLADIĞI YER


Kelebekler Vadisi’nde günler uzar, geceler ağırlaşır. Ne bir kornanın sesi vardır ne bir acelenin telaşı. Burada otorite yoktur; kurallar doğanın kendi akışıdır. Ayakkabıların çamura bulansa da ruhun temizlenir. Kalabalıklardan kaçmak isteyen, kendine dönecek bir yol arayan, unuttuğu çocukluğunu yeniden hatırlamak isteyen herkes burada bir iz bırakır. Bazıları tek başına gelir, bazıları âşık olarak. Ama herkes bir şeyini burada bırakır ve bir şeyini yanına alır.

Kelebekler Vadisi 2


KALBİNDE BİR YER AYIR KELEBEKLER VADİSİ'NE


Kelebekler Vadisi öyle bir yerdir ki, gittiğinde anlatamazsın ama içinde taşırsın. Dönüşte susarsın ama gözlerin konuşur. Çünkü bazı yerler anlatılmaz; sadece yaşanır, sadece hissedilir. Şayet bir gün kaybolmuş hissedersen, bu satırları hatırla ve denizin karşısındaki o kayalıklara bakan vadiyi bul. Belki de sen de bir zamanlar orada bir kelebektin.
 
Geri
Üst