Türkiye yapıcı ve dengeleyici aktör

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Rusya-Ukrayna ve Hindistan-Pakistan krizinin yanı sıra 19 aydır Gazze’de süren soykırım dünyayı her anlamda olumsuz etkiliyor. İnsani, siyasi, ekonomik buhranların kıskacında boğulan ülkelerde çatışmaların son bulması için barış adına etkin adımlar atan Türkiye’nin istikrarlı duruşu sayesinde taraflar masaya oturabiliyor. Türkiye’nin bölgedeki etkin siyasetini Khazar Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gloria Shkurti Özdemir’le Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gonca Oğuz Gök Milat Gazetesi’ne değerlendirdi. Savaşın doğası artık çok farklı Bölgede yaşanan çatışmaların küresel güvenliği tehdit eden önemli gelişmeler olmasına rağmen dünya savaşına evrilmeyeceğini ifade eden Khazar Üniversitesi Öğretim Üyesi Gloria Shkurti Özdemir, “Günümüzde savaşın doğası ve karakteri geçmişten çok farklı. Yeni teknolojiler, özellikle de askeri yapay zeka, insansız sistemler, siber savaş yöntemleri ve uzun menzilli hassas silahlar, devletlerin savaş stratejilerini kökten dönüştürdü. Artık devletler, doğrudan topyekûn bir dünya savaşı yerine, bölgesel ve hibrit çatışmalar yoluyla hedeflerine ulaşmaya çalışıyor” dedi. Klasik formatlar geride kaldı Ukrayna Savaşı’nın küresel bir savaşa dönüşmediğini fakat jeopolitik dengeleri derinden etkilediğini belirten Özdemir, “Savaş, enerji ve gıda krizlerini tetikledi ve Batı ile Rusya arasında uzun vadeli bir cepheleşmeye neden oldu. Hindistan-Pakistan hattında da benzer bir durum geçerli. İçinde bulunduğumuz çağda savaş artık “birinci” ya da “ikinci dünya savaşı” gibi klasik formatlarda değil; parçalı, uzun süreli ve yüksek teknolojili çatışmalar biçiminde ilerliyor” diye konuştu. Dengeli bir rol üstleniyor Tek bir büyük savaş yerine, aynı anda birçok farklı cephede süren ama birbiriyle bağlantılı krizlerin ve savaşların çağının yaşandığını vurgulayan Özdemir, “Türkiye, son dönemde izlediği aktif, pragmatik ve insan odaklı dış politikasıyla, çevresindeki bölgelerde istikrarı sağlamayı ve mevcut çatışmalarda barışa katkı sunmayı hedefliyor. Özellikle kriz bölgelerinde arabuluculuk çabalarıyla ve insani yardımlarıyla öne çıkarken, taraflarla dengeli ilişkiler kurarak yapıcı bir rol oynamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. Küresel sistemde etkin Türkiye’nin bölgesel çatışmaların çözümünde yapıcı ve dengeleyici bir aktör olarak konumlandığını kaydeden Özdemir sözlerini şöyle noktaladı: “Gazze’deki insanlık dramına karşı yüksek sesle tepki gösteren ve insani yardımlarını sürdüren Türkiye, sadece askeri ya da siyasi değil, vicdani bir diplomasi yürütüyor. Bu dış politika yaklaşımı sayesinde bölge halklarının beklentilerine cevap veren, küresel sistemde ise daha etkin ve sorumlu bir pozisyon elde ediyor.” Türkiye barışa arabulucu Türkiye’nin arabuluculuk rolüyle bölgede, özellikle Ukrayna konusunda önemli etkilerinin olduğunu ifade eden Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Gonca Oğuz Gök, “Türkiye çeşitli arabuluculuk faaliyetleri ve girişimleriyle tarafları bir araya getirerek etkinlik sağlıyor. İsrail-Filistin meselesi, baktığımızda bütün dünya için sorunlu bir durum. Devletler arasındaki çatışmaların arttığı, özellikle uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler gibi örgütlerin etkinliğine inancın azaldığı bir dönemde bu konuda da arabuluculuk rolüyle katkı sağlamak için çaba harcıyor” dedi.
 
Geri
Üst