Tugay’dan bir yıllık ekonomi değerlendirmesi: 2024 zor bir yıldı!

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
MEMDUH GÜNEY-EGE TELGRAF-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Egemenlik Evi’nde düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında belediyenin ekonomik durumuyla ve yapılan sosyal yardımlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Tugay, 2024 yılının zor bir yıl olduğunu yüksek enflasyon ve yüksek faizin herkesi yorduğunu vurguladı. Bütçe gerçekleştirme oranlarında hedeflerden çok uzaklaşmadığını aktaran Tugay, göreve geldikten sonra tasarruf yapacağız diyerek 2025’i çok iyi geçireceklerini hesapladıklarını söyledi. Tugay, “Ta ki geçmiş yıllardan gelen vergi ve SGK borçlarının hukuksuz bir şekilde belediye kaynaklarından kesilene kadar.. Buna bir hazırlık yapılmış olsa bununla ilgili belediyeler hazırlanmış olsa bu kabul edilebilir. Hazırlıksız bir anda uygulanınca 2025 ile ilgili yaptığımız tüm hesaplar alt üst oldu. Belediye olarak bizim en temel görevimiz temel belediyecilik hizmetlerini aksatmamak. İzmir’de de kamuoyu araştırması yaptığımızda beklentileri belli. İzmir için altyapı, trafik ve ulaşım ile kentsel dönüşüm çalışmaları beklen. Herhangi başka konuda gereksiz harcama yapmadan elimizdeki kaynakları temel hizmetlerde kullanarak yola çıktık. En önemli kalemlerimizden biri sosyal yardım kalemleriydi. Pek çok farklı alanda pek çok sosyal yardım hizmetimiz var. İzmir Büyükşehir Belediyesi ben göreve geldiğimden beri katlayarak ve her ay üzerine koyarak artırmaya devam ediyor. Daha önceden olmayan emekli kart, anne kart, eğitim hizmetleri gibi destekleri veriyoruz. Sürekli daha fazlasını nasıl yapabiliriz diye akıl yoruyoruz” dedi. İZMARLAR HER SEMTTE OLACAK Açıklamalarına devam eden Tugay, “Asla vazgeçmeyeceğimiz hizmetlerden iki konu temel belediyecilik hizmetleri ve sosyal yardım kalemleri. Özellikle ülkemizin bu kadar sıkıntılı ekonomik tablosu içerisinde insanların aç kalmasına barınmadan yoksun kalmasına eğitim alan çocukların eğitim ihtiyaçlarının karşılanmamasına razı olamayız. İzmir’in eski Tansaş market zinciri gibi İZMAR’larda her semtte bir tane olacak şekilde açılacak. Bu marketleri işletirken temel prensibiz üreticinin hakkını ödeyecek şekilde ve derhal ödeme yaparak mal tedarik etmek. Üzerine küçük bir işletme payı koyarak ve piyasa fiyatının yüzde 20-25 altında olacak şekilde satmak. Aynı zamanda satılan her ürünün sağlıklı olmasına devam etmek. Bugün Türkiye’nin gıda güvenliğiyle ilgili bir sorunu var. Devlet tabi ki üzerine düşeni yapmalı ama bu konuda yetki tamamen bakanlığa ait. Belediyelerin denetim yetkileri büyük ölçüde elinden alındı. İzmir Sebze ve meyve halinde bir laboratuvar açmayı ve orada da çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Fiyatlar arttıkça sağlıksız ürün sayısı da artıyor. Bu marketlerle insanların güvenli gıdaya ulaşımını sağlayacağız. Kendi kendini çeviren asla eksiye düşmeyen bir sistem üzerinde mutabık kaldık. Birazdan ağır almamızı bir anda onlarca market açmamamızın tek nedeni sistemin bozulmamasına izin vermemek. Kendi mezbahamızda kesilmiş etleri satıyoruz ve piyasa fiyatının altında satıyoruz. Bayındır Süt Fabrikası’nı yapacağımız çalışmalarla süt tozu üreten bir fabrika haline getireceğiz. Süt fabrikamızda saklanabilen sütlerin bir kısmı Süt Kuzusu sütleri olarak çocuklara dağıtılırken bir kısmı da İZMAR markasıyla yoğurt ve tereyağı olarak satılıyor. Bunları daha uygun fiyatlarla üretebildiğimiz için insanlara ulaştırabiliyoruz. Herhangi bir kar elde etmeyi hedeflemeden üreticiye destek olarak tüketiciye güvenilir ürünleri ulaştırmak için kurduğumuz bir sistem. İnsanların her alışverişinde yüzde 25 oranında kar elde etmesini sağlıyoruz” dedi. “ÜRETİM ARTIŞI YOK ÜLKE EKONOMİSİ DÜZELMİYOR” “Ülkenin ekonomisi sadece belediyeleri değil hükümeti ve özel şirketleri etkiliyor” diyen Tugay, “Faizler bir türlü düşmedi. İmamoğlu’na yapılanlardan sonra ülke ekonomisinde de çalkantılar oldu. Enflasyon düşmedi döviz yükseliyor. Dövizle alınan her türlü ürünün girdi maliyetleri arttı. Dolaylı yoldan her şey yükselmeye devam ediyor. Buna karşılık üretim artışı olmadığı için maalesef ülke ekonomisi düzelmiyor. Aslında bu kadar basit. Ülkemizi yönetenler bu işi toparlayamadılar. Tüm kurumlara olduğu gibi bu durum belediyelere yansıyor. Belediyelerin siyasi yapısı var ve hizmette yarışmak zorundalar. Belediyeler keyfi harcamalar yapıyor suçlamasına katılmıyorum. Personel giderleri tüm belediyelerde birinci sıradadır. Personel giderlerinden kaynaklı SGK ve vergi kalemleri de belediyeleri zorlarken bunların faizleri de yeni bir kalem olarak karşımıza çıkıyor. Bu kadar yüksek faiz ve enflasyon olmasa personel maliyetleri yükselmeyecek ve daha dengeli bir bütçe yapısı olacak. 2021 yılından bugüne durum böyle. Çalışan her bir arkadaşımızın hakkına hukukuna en yüksek saygıyı hissediyorum” ifadelerini kullandı.
 
Geri
Üst