A
Admin
Yönetici
Yönetici
Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Körfezi'nde geçtiğimiz yıllarda yoğun şekilde yaşanan kötü koku sorunu, bu yıl Ağustos ayının ortasına kadar büyük ölçüde ortadan kalkmışken, son 4-5 gündür yeniden kendini hissettirmeye başladı. Kent genelinde hissedilen kokunun arkasında biyolojik bir olay olan “alg patlaması” olduğu belirtilirken, akademisyenler ve uzmanlar da bu durumun doğrudan bir kirlilik artışından değil, yılların birikimi ve sıcak hava koşullarından kaynaklandığını vurguluyor.
[related-posts id="238451" color="bg-danger"][/related-posts]
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz yıl başarıyla uyguladığı ve alg çoğalmasını büyük ölçüde önleyen “kil dökme” yöntemi, bu yıl Bakanlık onayına takıldı. Bilim kurulunun konuya ilişkin ikiye bölünmesi üzerine aylarca izin çıkmadı, uygulama yapılamadı. Ancak dün alınan kararla Bayraklı’da pilot bölge ilan edilerek kil uygulamasına izin verildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, sürecin ayrıntılarını ve yaşanan bilimsel gelişmeleri şu sözlerle aktardı:
Bu koku bir kirlilik artışı değil, kirlilik azalmaya devam ediyor ancak yılların birikimi olduğu için tamamen yok olması zaman alacak. Bu kokunun nedeni biyolojik bir hadise, hava çok ısınınca su da çok ısınıyor, su çok ısınınca içinde alg dediğimiz mikroorganizma var, suyun belli alanlarında yeşil bazı yerlerde kahverengi kırmızı tonlarında 2 tür alg var, bunlarda çoğalma oluyor. Suyun içinde geniş bir alanda yayılmış bir leke gibi duruyorlar. Bunlar tamamen mikroorganizma, bunlar ani olarak çoğalma gösteriyor. Bunların yaşam süresi çok kısa ve ölüleri koku çıkartıyor. Aynı zamanda çok çoğaldıkları zaman sudaki oksijeni de tüketebiliyorlar, bu durumda suyun içindeki balık ve diğer canlıların ölümüne neden olabiliyor. Yani körfez gibi kapalı su olan, akıntı olmayan alanlarda bu problemler ne yazık ki yaşanabiliyor.
2 temel nedeni var birisi kirlilik ama bu yeni oluşan bir kirlilik değil, eskiden beri olan, azalsa da tamamen düzelmemiş olan kirlilik. Şu anda değerler iyiye gidiyor ama tamamen düzelmedi çünkü kendi kendini temizlemesi için daha uzun süre lazım. İkincisi de sıcak hava, normalin üstünde sıcak hava… Suyun derecesinin 30 santigratın üstüne çıkması anormal bir şey. Alg ölümlerinin çıkardığı bu koku, kirlilikten kaynaklı bir koku değil aslında.
Kil dökümü pilot bölge uygulamasına da dün izin veriler, düne kadar yasaktı ve birkaç aydır hiç uygulama yapamadık. Belki yapabilseydik alg çoğalması önlenmiş olurdu. Bakanlık da bilim kuruluna danışarak karar vermek istedi, bilim kurulunda da fikir ayrılığı oldu, yarısı olumlu yarısı olumsuz görüş vermiş. Bakanlık da uzun süre bu nedenle izin vermedi ve maalesef bu durum yaşandı.
Bu uygulama dünyanın belli bölgelerinde başarılı sonuç veren bir uygulama. Geçen yıl yaptığımız çalıştayda yurtdışından gelen hocalar anlatmıştı, biz de onların önerisi üzerine deniyorduk. Hiçbir zararı olmadığına adımız gibi eminiz ama diğer taraftan faydası olduğuna da inanıyoruz. Bunu gözlemlerimize dayanarak söylüyoruz. Maalesef Bakanlık yasakladı ve uzun süre uygulayamadık. Şimdi yeni başladık inşallah faydası olacak. Yağmur yok, temiz su girişi yok, körfezdeki akıntı hızı en diplerde, en azalmış durumda. Sıcaklık maksimumda, bunların hepsi çok olumsuz faktörler.
Ben daha önceki açıklamalarımda da bu yüzden, ‘Şu ana kadar yok ama alg patlaması olursa koku olabilir’ diyordum. Nedeni buydu, bilimsel açıdan baktığımızda riskin devam ettiğini biliyorduk. Önümüzdeki sene olmayacak ama bu sene maalesef yaşandı. Geçen seneki kadar kötü bir tablo yok ama yine de can sıkan bir tablo var. Arkadaşlarımız yoğun şekilde mücadele ediyor.
Manyas Gölü’nde de geçtiğimiz günlerde alg patlaması oldu, balık ölümleri gerçekleşti. Havaların çok sıcak olduğu zamanlarda bir sürü yerde benzer durumları görebiliyoruz. Bizim için önemli bir ölçü, birkaç ayda bir körfez suyundan yapılan analizin bize gösterdiği değerler; o değerler de iyiye gidiyor. Körfez iyiye gidiyor, kötüye gitmiyor, buna herkes emin olabilir. Önümüzdeki sene yaşamayacak noktaya geleceğiz.
[related-posts id="238451" color="bg-danger"][/related-posts]
PİLOT BÖLGE İLAN EDİLDİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz yıl başarıyla uyguladığı ve alg çoğalmasını büyük ölçüde önleyen “kil dökme” yöntemi, bu yıl Bakanlık onayına takıldı. Bilim kurulunun konuya ilişkin ikiye bölünmesi üzerine aylarca izin çıkmadı, uygulama yapılamadı. Ancak dün alınan kararla Bayraklı’da pilot bölge ilan edilerek kil uygulamasına izin verildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, sürecin ayrıntılarını ve yaşanan bilimsel gelişmeleri şu sözlerle aktardı:
“KOKUNUN NEDENİ KİRLİLİK DEĞİL BİYOLOJİK”
Bu koku bir kirlilik artışı değil, kirlilik azalmaya devam ediyor ancak yılların birikimi olduğu için tamamen yok olması zaman alacak. Bu kokunun nedeni biyolojik bir hadise, hava çok ısınınca su da çok ısınıyor, su çok ısınınca içinde alg dediğimiz mikroorganizma var, suyun belli alanlarında yeşil bazı yerlerde kahverengi kırmızı tonlarında 2 tür alg var, bunlarda çoğalma oluyor. Suyun içinde geniş bir alanda yayılmış bir leke gibi duruyorlar. Bunlar tamamen mikroorganizma, bunlar ani olarak çoğalma gösteriyor. Bunların yaşam süresi çok kısa ve ölüleri koku çıkartıyor. Aynı zamanda çok çoğaldıkları zaman sudaki oksijeni de tüketebiliyorlar, bu durumda suyun içindeki balık ve diğer canlıların ölümüne neden olabiliyor. Yani körfez gibi kapalı su olan, akıntı olmayan alanlarda bu problemler ne yazık ki yaşanabiliyor.
“ALG ÖLÜLERİ KOKUYA NEDEN OLUYOR”
2 temel nedeni var birisi kirlilik ama bu yeni oluşan bir kirlilik değil, eskiden beri olan, azalsa da tamamen düzelmemiş olan kirlilik. Şu anda değerler iyiye gidiyor ama tamamen düzelmedi çünkü kendi kendini temizlemesi için daha uzun süre lazım. İkincisi de sıcak hava, normalin üstünde sıcak hava… Suyun derecesinin 30 santigratın üstüne çıkması anormal bir şey. Alg ölümlerinin çıkardığı bu koku, kirlilikten kaynaklı bir koku değil aslında.
“YASAKLADILAR, UYGULAMA YAPAMADIK”
Kil dökümü pilot bölge uygulamasına da dün izin veriler, düne kadar yasaktı ve birkaç aydır hiç uygulama yapamadık. Belki yapabilseydik alg çoğalması önlenmiş olurdu. Bakanlık da bilim kuruluna danışarak karar vermek istedi, bilim kurulunda da fikir ayrılığı oldu, yarısı olumlu yarısı olumsuz görüş vermiş. Bakanlık da uzun süre bu nedenle izin vermedi ve maalesef bu durum yaşandı.
“KİL UYGULAMASININ ZARARI YOK, FAYDASI VAR”
Bu uygulama dünyanın belli bölgelerinde başarılı sonuç veren bir uygulama. Geçen yıl yaptığımız çalıştayda yurtdışından gelen hocalar anlatmıştı, biz de onların önerisi üzerine deniyorduk. Hiçbir zararı olmadığına adımız gibi eminiz ama diğer taraftan faydası olduğuna da inanıyoruz. Bunu gözlemlerimize dayanarak söylüyoruz. Maalesef Bakanlık yasakladı ve uzun süre uygulayamadık. Şimdi yeni başladık inşallah faydası olacak. Yağmur yok, temiz su girişi yok, körfezdeki akıntı hızı en diplerde, en azalmış durumda. Sıcaklık maksimumda, bunların hepsi çok olumsuz faktörler.
“ÖNÜMÜZDEKİ SENE OLMAYACAK”
Ben daha önceki açıklamalarımda da bu yüzden, ‘Şu ana kadar yok ama alg patlaması olursa koku olabilir’ diyordum. Nedeni buydu, bilimsel açıdan baktığımızda riskin devam ettiğini biliyorduk. Önümüzdeki sene olmayacak ama bu sene maalesef yaşandı. Geçen seneki kadar kötü bir tablo yok ama yine de can sıkan bir tablo var. Arkadaşlarımız yoğun şekilde mücadele ediyor.
“KÖRFEZ KÖTÜYE DEĞİL, İYİYE GİDİYOR”
Manyas Gölü’nde de geçtiğimiz günlerde alg patlaması oldu, balık ölümleri gerçekleşti. Havaların çok sıcak olduğu zamanlarda bir sürü yerde benzer durumları görebiliyoruz. Bizim için önemli bir ölçü, birkaç ayda bir körfez suyundan yapılan analizin bize gösterdiği değerler; o değerler de iyiye gidiyor. Körfez iyiye gidiyor, kötüye gitmiyor, buna herkes emin olabilir. Önümüzdeki sene yaşamayacak noktaya geleceğiz.