A
Admin
Yönetici
Yönetici
Trafik kazaları, yalnızca fiziksel yaralanmalar veya araç hasarları ile sınırlı kalmayan, aynı zamanda uzun vadeli ekonomik sonuçlar doğuran hukuki olaylardır. Bu kayıpların başında, kazaya karışan aracın ikinci el piyasa değerinde meydana gelen düşüş, yani araç değer kaybı gelir. Kazanın ardından araç ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, geçmişinde hasar kaydının bulunması, alıcılar nezdinde aracın değerini düşürür. Bu görünmeyen fakat somut zararın adı araç değer kaybıdır. Bu noktada, araç sahiplerinin haklarını bilmesi ve uğradıkları zararı tazmin edebilmesi büyük önem taşır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi araç değer kaybını; “aracın olay tarihindeki hasar değeriyle hasarı giderildikten sonra (tamir edilmiş hâliyle) edeceği değer arasındaki fark” olarak tanımlamaktadır. Daha yalın bir ifadeyle; kazaya karışan bir aracın kaza öncesi rayiç satış değeri ile onarıldıktan sonra piyasada edebileceği gerçek satış fiyatı arasındaki fark, araç değer kaybını oluşturur. Aracın teknik olarak kusursuz onarılmış olması, alıcıların zihninde oluşan “kazalı araç” algısını değiştirmemekte, bu da doğrudan aracın piyasa değerine yansımaktadır. Araç Değer Kaybının Hukuki Niteliği Araç değer kaybı, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümleri kapsamında değerlendirilen bir zarar kalemidir. Kaza sonucunda zarara uğrayan araç sahibinin uğradığı değer kaybı, kusurlu tarafın sorumluluğu ve onun trafik sigortası kapsamında karşılanmalıdır. Bu nedenle araç sahipleri hukuken bu zararın tazminini talep etme hakkına sahiptir. Kusur Oranı ve Talep Edilebilecek Tazminat Talepte bulunan kişinin kazadaki haklılık oranı, tazmin edilebilecek değer kaybı miktarını doğrudan etkiler. Örneğin, kazada %100 oranında haklı olan bir sürücü, araç değer kaybının tamamını talep edebilirken; %25 oranında haklı olan bir sürücü, yalnızca bu orana karşılık gelen kısmı, yani %25’lik kısmı talep edebilir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, talepte bulunan kişinin kazada %100 asli kusurlu olmaması gerektiğidir. Bunun dışında, kazada taraflardan biri diğerinden daha az kusurlu olsa bile, değer kaybı talebinde bulunma hakkı ortadan kalkmaz. Yani, tamamen kusurlu olmayan her sürücü, kusur oranına göre bu zararın tazminini talep edebilir. Araç değer kaybı talebinde bulunabilmek için yalnızca kusur oranı değil, bazı yasal ve teknik şartlar da yerine getirilmelidir. Bu şartlardan ilki, zamanaşımı süresidir. Değer kaybı talebi, kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde ileri sürülmelidir; aksi takdirde bu hak zamanaşımına uğrar. Bir diğer önemli husus ise aracın hasar durumudur. Değer kaybı talebinde bulunulabilmesi için aracın ağır hasarlı (pert) olarak kayıtlara geçmemiş olması gerekir. Yani araç kaza sonucu ağır hasarlı ya da ekonomik olarak onarılamaz durumda ise, değer kaybı talep edilemez. Ancak böyle bir durumda başka tazminat kalemleri gündeme gelebilir. Değer Kaybı Talebi İçin Şartlar Özetlemek gerekirse, araç değer kaybı talebinin geçerli olabilmesi için üç temel koşulun sağlanması gerekmektedir: - Talepte bulunan kişi kazada %100 asli kusurlu olmamalıdır, - Talep hakkı, kaza tarihinden itibaren iki yıl içerisinde kullanılmalıdır. - Araç, kaza sonucu ağır hasarlı durumda olmamalıdır. Kilometre Sınırı ve Güncel Uygulama Bir dönem araç değer kaybı hesaplamalarında 165.000 km sınırı uygulanmaktaydı. Ancak bu uygulama, 1 Nisan 2020 tarihinde yürürlüğe giren yeni düzenlemeyle kaldırılmıştır. Bu tarihten itibaren, aracın kilometresine bakılmaksızın her araç için değer kaybı tazminatı talep edilebilmektedir. Böylece yüksek kilometreli ancak iyi durumda olan araçlar da bu haktan faydalanma imkânına kavuşmuştur. Değer Kaybı Kimden ve Nasıl Talep Edilir? Zararın kimden ve hangi usulle talep edilebileceği hususu önemidir, bu zarar kalemi doğrudan kazaya neden olan sürücünün zorunlu trafik sigortasını yapan sigorta şirketinden talep edilir. Yani mağdur araç sahibi, kusurlu tarafın bizzat kendisinden değil, onun trafik sigortasını yapan sigorta kuruluşundan bu tazminatı isteme hakkına sahiptir. Değer kaybı talebinde bulunmak için öncelikle sigorta şirketine başvurulması gerekir. Başvuru süreci şu şekilde işler: Öncelikle, kazaya ilişkin tüm belgeler (kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, hasar onarım belgeleri, araç ruhsatı, fotoğraflar vb.) toplanarak ilgili sigorta şirketine yazılı bir başvuru yapılır. Sigorta şirketinin başvuruya 15 iş günü içinde olumlu ya da olumsuz bir cevap vermesi gerekir. Cevap verilmemesi veya verilen cevabın yetersiz/olumsuz olması hâlinde mağdur taraf Sigorta Tahkim Komisyonu’na ya da doğrudan dava yoluna başvurarak hakkını arayabilir. Değer Kaybı Hesaplamasında Dikkate Alınan Kriterler Sigorta şirketleri ve bilirkişiler, araç değer kaybını hesaplarken aşağıdaki kriterleri göz önünde bulundurur: - Aracın marka, model ve üretim yılı - Kaza anındaki kilometresi - Hasarın niteliği ve onarım şekli (parça değişimi, boya, düzeltme vb.) - Aracın genel piyasa değeri - Aracın daha önce başka kazalara karışıp karışmadığı Bu kriterlere göre yapılan değerlendirme sonucunda adil bir değer kaybı hesaplaması ortaya çıkar. Değer Kaybı Dışında Talep Edilebilecek Diğer Kalemler Değer kaybının yanında, onarım bedeli, araç mahrumiyet hakkı, ticari araçlar için ticari kazanç kaybı gibi başkaca talepler de kendi hükümleri çerçevesinde talep konusu edilebilecektir. Sonuç: Haklarınızı Bilin, Kayıplarınızı Telafi Edin Araç değer kaybı, kazadan sonra fark edilmeyen ancak ekonomik olarak etkisi bulunan önemli bir zarar kalemidir. Araç sahipleri yalnızca aracının onarılması ile yetinmemeli, aynı zamanda uğradığı bu maddi kaybı da telafi etmekle yükümlü olan sigorta şirketine başvurarak hakkından yararlanmalıdır. Doğru belgelerle, süresinde ve usulüne uygun şekilde yapılan başvurular sayesinde, araç sahipleri bu hakkını kolaylıkla kullanabilir. Sonuç olarak, araç değer kaybı talebi, hukuki dayanağı olan, düzenli bir başvuru süreci gerektiren ve doğru şekilde yönetildiğinde başarılı sonuç alınabilen bir haktır. Unutulmamalıdır ki hak, bilgiyle başlar. Araç değer kaybı konusunda bilinçli hareket etmek hem kişisel hem de toplumsal düzeyde adaletin yerini bulmasını sağlar. Av. Zeynep CANBULAT