Ters köşe

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
NATO Dışişleri Bakanlarının Antalya’da toplanması ve Rus-Ukrayna zirvesinin, İstanbul’da yapılması biranda Türkiye’yi dünya gündemine taşıdı. Gerçi Putin'in; “Türkiye'de görüşmelere devam edelim” ifadesiyle, Zelensky hemen atladı geldi ama Putin görüşmelere katılmadı. Ancak “liderler son imzaya gelir” düşüncesiyle, müzakereler için Rus Delegasyonunu göndermekten de çekinmedi. Sonuçta da toplantılarda, “esir takası ve görüşmelerin devamı” yönünde kararlar alındı. Hepsinden öte uzun süredir Ruslar ve Ukraynalıların, aynı masaya oturması umutları arttırdı. Ne var ki Rusların “Kırım'ı tanıyacaksınız, işgal edilen dört bölgeyi vereceksiniz. Oradan askerlerinizi çekeceksiniz…” talepleri de, karamsar bir tablo çizmemize sebep oldu. Peki, orta yol bulunur mu? Elbette Sn. Fidan’ın dediği gibi; “HER İKİ TARAF FEDAKÂRLIK YAPARSA”, bu mümkün. Lakin İşin içine başka hesap içindeki aktörler girerse imkânsız. Zira 2022’deki görüşmeleri, sabote edenleri nasıl unutabiliriz ki? Bu bağlamda “AVRUPA KÜRESELCİLERİNİN”, Rusya ile bir anlaşma olmasını istemedikleri sır değil. Trump’u sorarsanız, bu durumdan endişeli. Çünkü Avrupa Küreselcilerinin oyunlarıyla, SAVAŞA ÇEKİLME ihtimalinin bariz farkında. Tıpkı 1. Dünya savaşında Almanya’dan ABD’ye giden yeraltı kablolarının, İngilizlerce kesilip ABD ile olan iletişimin Londra üzerinden sağladığı gibi. Kraliyet Posta Gemisi Lusitania'nın ise, Almanların batırması için özellikle Churchill tarafından “kasıtlı olarak” feda edildiğine dair söylentiler de cabası. Yani İngilizler, savaştan uzak durmak isteyen ABD’yi, bir şekilde savaşa soktukları tarihi verilerle sabit. O nedenle Trump’un ısrarla; “Biz bu savaşta yokuz. Bu Avrupalıların savaşı. Eğer Avrupa barış gücü konuşlandıracaksa bu NATO'nun 5. maddesini kapsamaz” biçimindeki sözlerini, bir ÖN ALMA olarak değerlendirebiliriz. Aslında Trump’un benzer tavrını, Körfez ziyaretlerinde de gördüğümüzü söyleyebilirim. Evet, Suud, BAE ve Katar’dan, trilyonlarca dolar yatırım sözü alarak döndü ülkesine. Ama ALIŞILDIĞININ AKSİNE bu ülkelerden “GAZZE BARIŞI ve FİLİSTİN ŞERHİ” konulduğundan, İbrahim Anlaşmaları noktasında çokta baskıcı davranamadı. Hal böyle olunca da yatırım vaatlerinin, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği kafalarda soru işareti oluşturdu. Bana kalırsa çok zor. Belki bir miktarı… Öyle ki Netanyahu katliamlara devam ettikçe, bunda başarılı olamayacağı kuvvetle muhtemel. O yüzden İsrail ile “İbrahim Anlaşmalarına istediğiniz zaman girebilirsiniz” diye, cevap vermiş Arap Liderlere. Hatta Suriye Lideri Ahmet Şara’ya da, aynını söylediği vaki. Lafı gelmişken, Trump'un Sn. Erdoğan ricası üzerine “Suriye yaptırımlarını kaldırmasını”, bölgemizin kalkınması açısından çok kritik seyrettiğini de ilave etmekte yarar var. Hülasa Trump’un ÇIKARLARI ADINA Rusya-Ukrayna Savaşından, Netenyahu’dan ve PKK/YPG’den ŞİMDİLİK UZAK DURMAYA çalıştığı net. “Ülkesindeki Siyonist lobinin ve bölgedeki Küresel Anglosakson aklın, baskı ve oyunlarına ne kadar dayanabilir” onu zaman gösterecek. Kaldı ki her yerde, bu güçlerin planlarıyla karşılaştığımız artık çoğunuzun malumu. Keza PKK/YPG’nin şu sıralar Suriye’de mızıkçılık yapmasının ardında dahi, AYNI AKLIN varlığı söz konusu. PKK’nın silah bırakmasından sonra, görülen bir takım abuk sabuk gelişmeleriyse saymıyorum bile… Yanlış anlaşılmasın! Sorgulama veya tedirginlik olması gayet doğal. Burada hadiseyi BİLİNÇLİ sabote eden, tepinen yahut algı operasyonuna soyunanları kast ettiğimiz aşikâr. Yaşadıkları tam bir “TERS KÖŞE SENDROMU” özetle… Kolay değil! Emperyalist vampirlerin, etkin enstrümanları ellerinden kayıp gidiyor neticede. Fakat Sn. Cumhurbaşkanımızın; “silah bırakma ve fesih süreci, MİT ve güvenlik birimlerimizce titizlikle izlenecek. KİMSENİN ZİHNİNDE ŞÜPHE VE SORU İŞARETİ KALMAYACAK ŞEKİLDE TERÖRSÜZ TÜRKİYE'yi HEP BİRLİKTE ANLATACAĞIZ” açıklamasının, yüreklere su serptiğini de söylemezsek olmaz…
 
Geri
Üst