A
Admin
Yönetici
Yönetici
Üniversite tercihleri bugün başlıyor, 13 Ağustos’ta sona erecek. Adaylar şokta. Kontenjanlar son dakikada yüzde
18 azaldı ama nedense sadece devlet üniversitelerinde, özellikle de Eşit Ağırlık (EA) puan türlerinde ve hukuk fakültelerinde.
Böylesi kararlar son dakikada değil, bir yıl öncesinde alınır ve adaylar da ona göre hareket eder. “Maç ortasında kurallar değişmez” söylemi iktidara ait ama altında çalışan kurumlar nedense bunu sık sık göz ardı ediyor!..
Örneğin geçen yıl pek çok hukuk fakültesine girebilecekken özellikle Ankara, İstanbul Hukuk’a girmek için mezuna kalan öğrencinin yaşadığı şoku anlamak için illa da onun yerinde olmak gerekmez. Rakamlara bakmak yeter de artar:
Hukukta geçen yıl 14.801 olan kontenjan sayısı 10 bin 370’e indi. Bazı üniversitelerin hukuk fakültesi kontenjanları yarı yarıya azaldı:
İstanbul Üniversitesi’nde 500’den 250’ye, Ankara Üniversitesi’nde 500’den 200’e, Akdeniz Üniversitesi’nde 200’den 100’e, Anadolu Üniversitesi’nde 300’den 200’e indi...
Diplomaların artık kâğıt parçası olmanın ötesine bir işe yaramadığı bir dönemde kontenjan düzenlemesine gidilmesi doğru bir karar ama doğru zaman şimdi mi, sadece devletler mi, sadece EA’lar mı? İşte bu tartışılır. Daha da önemlisi kontenjanlar bir gecede yüzde 20 artırılırken neden herkes suskundu! O gün bu kararı alkışlayanlar bugün “mecburuz” noktasına nasıl ve niye geldi? İlle de bir düzenleme yapılacaksa neden sadece devlet üniversiteleriyle sınırlı kaldı? Gelecek yıl sıra onlara da gelecek ise bu neden şimdiden açıklanmıyor?..
Olmayacak yerlere üniversite açılması, umut tacirliği yapılarak kontenjanların şişirilmesi nasıl yanlışsa, bugün bir milyon 21 bin olan kontenjanın bir gecede 837 bine inmesi de bir o kadar yanlıştır! Şimdi o binalar, o öğretim kadroları ne olacak?
İstihdam odaklı bir insan gücü planlanması üniversiteleri de içine alacak şekilde en kısa zamanda hayata geçirilmelidir. Atıl duruma düşecek olan binalar ve öğretim kadroları, hızla bir değişim süreci çerçevesinde mezuniyet sonrası eğitime yönelmeli ve ihtiyaç duyulan alanlara kısa süreli kurslarla eleman yetiştirmelidir. Yoksa bugünleri de arar noktasına gelebiliriz!..
Öğrenim ücretleri?
Sadece liselerde değil, üniversitelerde öğrenim ücretleri ödenebilir olmanın çok ötesine geçti. Üniversitelere yeni kaydolan öğrenciler gibi eski öğrencileri de şok zamlar bekliyor.
Oysa yeni açıklanan yerleştirme kılavuzunda bu konuya da yer verilmiş ama bağlayıcı bir düzenleme yerine sadece tavsiye kararı ile yetinilmiş: “Ücretler, ödeme yöntemleri, öğrenim ücretindeki olası artışlar her yıl, kayıtlı öğrenciler için de TEFE- TÜFE oranları dikkate alınarak Mütevelli Heyetinin uygun göreceği oranda yeniden belirlenebilir.”
Peki bu yönde hareket edilmeyip yüzde 100’ü aşan zamlar uygulanırsa ne olacak?..
Sahte diploma!
Haber ilginç mi ilginç! Duysan da inanma denilen cinsten ama ateş olmayan yerden de duman çıkmıyor. Daha önce bireysel örneklere şahit olunmuştu ama bu kez organize gözüküyor. Gelin haberi hep birlikte okuyalım: “Kamu yöneticilerinin e-imzalarını kopyalayarak sahte belgeler düzenleyen 65 sanık hakkında iddianame tamamlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı kamu kurumlarındaki yöneticilerin e-imzasını kopyalayarak çeşitli belgelerden sahte e-imza üreten 65 sanık hakkında, 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame düzenledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, kamu kurumlarındaki yöneticilerin e-imzasını kopyalayarak ve çeşitli belgelerden sahte e-imza üreterek, sistemlere yetkisiz erişim sağlayıp, sürücü belgesi, sahte üniversite ve lise diplomaları düzenlenmesine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
İddianamede sanıkların, bazı elektronik sertifika hizmet sağlayıcı kuruluşların Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul ofisleri üzerinden sahte sürücü belgesi ve T.C. kimlik kartları kullanarak, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yöneticiler adına elektronik imza başvuru ve üretiminde bulunduğu, bu e-imzalar ile kamu kurumlarına ait sistemlere yetkisiz erişim sağlayarak birtakım yasa dışı iş ve işlemler gerçekleştirdiği, yetkisiz erişimlerle sahte mezuniyet belgeleri oluşturarak YÖKSİS sistemlerine eklediği, çeşitli elektronik sınav sonuçlarını başarısızken değiştirerek başarılı duruma getirdiği belirtildi.
İçlerinde doçentler, profesörler de varmış!..
Özetin özeti: Yapay Zekâ Çağı’nda enerjimizi nelere harcamamız gerekirken nelere harcıyoruz!..
18 azaldı ama nedense sadece devlet üniversitelerinde, özellikle de Eşit Ağırlık (EA) puan türlerinde ve hukuk fakültelerinde.
Böylesi kararlar son dakikada değil, bir yıl öncesinde alınır ve adaylar da ona göre hareket eder. “Maç ortasında kurallar değişmez” söylemi iktidara ait ama altında çalışan kurumlar nedense bunu sık sık göz ardı ediyor!..
Örneğin geçen yıl pek çok hukuk fakültesine girebilecekken özellikle Ankara, İstanbul Hukuk’a girmek için mezuna kalan öğrencinin yaşadığı şoku anlamak için illa da onun yerinde olmak gerekmez. Rakamlara bakmak yeter de artar:
Hukukta geçen yıl 14.801 olan kontenjan sayısı 10 bin 370’e indi. Bazı üniversitelerin hukuk fakültesi kontenjanları yarı yarıya azaldı:
İstanbul Üniversitesi’nde 500’den 250’ye, Ankara Üniversitesi’nde 500’den 200’e, Akdeniz Üniversitesi’nde 200’den 100’e, Anadolu Üniversitesi’nde 300’den 200’e indi...
Diplomaların artık kâğıt parçası olmanın ötesine bir işe yaramadığı bir dönemde kontenjan düzenlemesine gidilmesi doğru bir karar ama doğru zaman şimdi mi, sadece devletler mi, sadece EA’lar mı? İşte bu tartışılır. Daha da önemlisi kontenjanlar bir gecede yüzde 20 artırılırken neden herkes suskundu! O gün bu kararı alkışlayanlar bugün “mecburuz” noktasına nasıl ve niye geldi? İlle de bir düzenleme yapılacaksa neden sadece devlet üniversiteleriyle sınırlı kaldı? Gelecek yıl sıra onlara da gelecek ise bu neden şimdiden açıklanmıyor?..
Olmayacak yerlere üniversite açılması, umut tacirliği yapılarak kontenjanların şişirilmesi nasıl yanlışsa, bugün bir milyon 21 bin olan kontenjanın bir gecede 837 bine inmesi de bir o kadar yanlıştır! Şimdi o binalar, o öğretim kadroları ne olacak?
İstihdam odaklı bir insan gücü planlanması üniversiteleri de içine alacak şekilde en kısa zamanda hayata geçirilmelidir. Atıl duruma düşecek olan binalar ve öğretim kadroları, hızla bir değişim süreci çerçevesinde mezuniyet sonrası eğitime yönelmeli ve ihtiyaç duyulan alanlara kısa süreli kurslarla eleman yetiştirmelidir. Yoksa bugünleri de arar noktasına gelebiliriz!..
Öğrenim ücretleri?
Sadece liselerde değil, üniversitelerde öğrenim ücretleri ödenebilir olmanın çok ötesine geçti. Üniversitelere yeni kaydolan öğrenciler gibi eski öğrencileri de şok zamlar bekliyor.
Oysa yeni açıklanan yerleştirme kılavuzunda bu konuya da yer verilmiş ama bağlayıcı bir düzenleme yerine sadece tavsiye kararı ile yetinilmiş: “Ücretler, ödeme yöntemleri, öğrenim ücretindeki olası artışlar her yıl, kayıtlı öğrenciler için de TEFE- TÜFE oranları dikkate alınarak Mütevelli Heyetinin uygun göreceği oranda yeniden belirlenebilir.”
Peki bu yönde hareket edilmeyip yüzde 100’ü aşan zamlar uygulanırsa ne olacak?..
Sahte diploma!
Haber ilginç mi ilginç! Duysan da inanma denilen cinsten ama ateş olmayan yerden de duman çıkmıyor. Daha önce bireysel örneklere şahit olunmuştu ama bu kez organize gözüküyor. Gelin haberi hep birlikte okuyalım: “Kamu yöneticilerinin e-imzalarını kopyalayarak sahte belgeler düzenleyen 65 sanık hakkında iddianame tamamlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı kamu kurumlarındaki yöneticilerin e-imzasını kopyalayarak çeşitli belgelerden sahte e-imza üreten 65 sanık hakkında, 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame düzenledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, kamu kurumlarındaki yöneticilerin e-imzasını kopyalayarak ve çeşitli belgelerden sahte e-imza üreterek, sistemlere yetkisiz erişim sağlayıp, sürücü belgesi, sahte üniversite ve lise diplomaları düzenlenmesine ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.
İddianamede sanıkların, bazı elektronik sertifika hizmet sağlayıcı kuruluşların Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul ofisleri üzerinden sahte sürücü belgesi ve T.C. kimlik kartları kullanarak, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yöneticiler adına elektronik imza başvuru ve üretiminde bulunduğu, bu e-imzalar ile kamu kurumlarına ait sistemlere yetkisiz erişim sağlayarak birtakım yasa dışı iş ve işlemler gerçekleştirdiği, yetkisiz erişimlerle sahte mezuniyet belgeleri oluşturarak YÖKSİS sistemlerine eklediği, çeşitli elektronik sınav sonuçlarını başarısızken değiştirerek başarılı duruma getirdiği belirtildi.
İçlerinde doçentler, profesörler de varmış!..
Özetin özeti: Yapay Zekâ Çağı’nda enerjimizi nelere harcamamız gerekirken nelere harcıyoruz!..