Tehlike çanları geride kaldı! Sirenleri çalma zamanı geldi

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Memduh GÜNEY/EGE TELGRAF- İzmir’in içme suyu kaynakları kuraklık, ihmalkarlık ve yanlış planlama nedeniyle kritik eşiklerin altına indi. Kentin can damarı konumundaki altı barajdan üçünde aktif doluluk oranı yüzde 10’un altına düşerken, uzmanlar yıllardır uyardıkları su krizinin artık teorik değil, yaşamsal bir gerçek olduğunu vurguladı. Gördes Barajı yüzde 0,36 doluluk oranıyla adeta kurudu, Alaçatı Kutlu Aktaş ve Tahtalı barajlarında da kullanılabilir su seviyesi hızla düşüyor. “2020 YILINDA BELİRTTİM” Kuraklık için önlem almakta çok geç kalındığını ifade eden Doğan Yaşar, 2020 yılında dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e durumu defalarca izah ettiğini, kuraklıkla ilgili olarak B ve C planlarının oluşturulmasının şart olduğunu söylediğini belirtti. Yaşar, kuraklığın İzmir Körfez’inde de kirliliğe sebep olacağını yine aynı dönem aktardığını da sözlerine ekledi. “YASAKLARI KOYAMADIK” Yurt dışında birkaç ülkede kuraklık için alınan önlemleri de aktaran Yaşar Avrupa’da çim ekmenin, sulamanın, bireysel yüzme havuzlarını doldurmanın yasaklandığının altını çizdi ve “Bütün devletler tedbirleri uygulamaya soktu ama biz sokmadık. Kuyu açmak yurt dışında yasak ama bizim burada herkes kuyu açıyor. Avrupa’da çok su isteyen bitkilerin sulanmaması da alınan önlemler arasında” dedi. “ÇEKTİKÇE BİTTİ” 2008 yılında yaşanan kuraklığı hatırlatan Yaşar, o dönem Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesinin düştüğünü ardından 2009 yılında son yılların en yağışlı döneminin geçtiğini belirtti. 2010-2011 yıllarında baraj seviyesinin yükseldiğini belirten Yaşar, “O dönem ısrarla suyun yüzde 50’sini yer altından çekmeye devam ettik. Suyu yer altından çektikçe bitirdik. Bitirdikçe biraz daha aşağıya indik. Sonuçta Göl Marmara’yı kurttuk. Göl Marmara’nın kuruma nedenlerinden biri İzmir. Her gün 500 bin metreküpe yakın suyu Manisa’nın altından çektik. Aşağıda su kalmayınca yukarıda da kalmadı. 2021 yılında Tahtalı Barajı yüzde 65 oranında doluydu. O dönem Tahtalı Barajı’ndaki su İzmir’i bir yıl idare edecek seviyedeydi” ifadelerini kullandı. “GEÇEN SENEDEN İTİBAREN…” “32 milyon metreküplük kuyu açılacak dediler ancak rezerv sularımız ne olacak” diyen Yaşar, “Barajlar doluyken oradan su çekeceksiniz kanalizasyon suyuyla yağmur drenajlarını ayıracaksınız. Yağmur suyunu mümkün olduğunca barajlara ya da yer altı barajlarına basacaksınız. Biz bilimsel kuraklık çekiyoruz. Çünkü su bilimi jeoloji mühendislerinin ilgi alanındadır. İZSU’nun yönetim kurulunda bu konuda görev alan insan sayısı yeterli değil. Eğer bugün yetkili ve etkili kişiler bu konuda bilgili olsaydı geçen seneden itibaren suları kesmeye başlardı” dedi. PRİŞTİNA DÖNEMİ Çeşme Belediyesi’nin aldığı kararı hatırlatan Yaşar, “Araba yıkamayı, bahçe yıkamayı, dükkanların önünü yıkamayı yasakladılar. Belediyelerin bilimsel çalışmalar yapması lazım. Bunun için bu alanda uzman kişilerin daha fazla istihdam edilmesi şart. İZSU’da alanında çok iyi jeoloji mühendisleri var ama yetkileri yok. Ahmet Priştina döneminde her hafta bu konuda görüşmeler yapar alınması gereken önlemler yapılması gereken düzenlemeler hakkında görüşürdük. Alınacak önlemlerin bilimin ışığında alınması şart” diye konuştu. “AÇIKLAMALAR YETERSİZ” “Bu işin bir matematiği var” diyen Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, “Son üç yıldır 2022’den itibaren Türkiye’nin birçok yerinde kuraklığın yaşanacağını söyledik. Tedbirlerle ilgili olarak sadece ‘şunu yapacağız’ açıklamaları kesinlikle yeterli değil. Yapılan işler mutlaka takip edilmeli ve raporlanmalı ki alınan önlemle ilgili ne gibi bir sonuç elde edilmiş bilinmeli” dedi. “PARK BAHÇE SULANMAMALI” Dünya nüfusunun artış gösterdiğini ve atık su artıma yönüne doğru bir eğilim olduğunu aktaran Kesici, “Parklar, bahçeler ve havuzlar önemli ama bunlar tekrar gözden geçirilmeli. İçme suyuyla park ve bahçeler sulanmamalı. Bunu kesmek yeterli değil insanlar bir şekilde yolunu buluyor. Bu işin bir hesabı var. Belirli bir noktadan sonra kesintiler için mecbur kalınacaktır. Göletlerin olduğu yerlerde dip temizliğinin yapılması şart. Barajların olduğu yerde ekosistemler düzenlenmeli, kirletici faktörler gözden geçirilmeli. Göletlerdeki ve barajlardaki buharlaşmayı düşürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. ‘ORTAK HAREKET’ Kesici, birlikte hareket etmenin ve farkındalık yaratmanın bu süreçte önemli bir detay olduğunun altını çizdi. Kontrol mekanizmanın geliştirilmesi gerektiğini aktaran Dr. Kesici, “Eğer suyun miktarı ve seviyesi azalırsa buharlaşmanın arttığı gibi suyun kalitesi ve içilebilir özelliği de kaybolacaktır. Su kaynaklarının olduğu bölgeler daha dikkatli korunmalı. Bugün Almanya’da su kaynağının üzerinden uçak uçurulmuyor. Çim dikmekten vazgeçmemiz gerek. Kurakçıl bitki dikimini hızlandırmalıyız” diyerek sözlerini tamamladı.
 
Geri
Üst