Tatile gidemeyenler için

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Malum İzmir yaz aylarında boşalırdı. Yazı geçirmek üzere kimi tatile, kimi yazlığına kimi memleketine göçer, kent hafif bir uykuya geçerdi. Di’li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü sanki bu yıl böyle olmadı. Kötü ekonomi yönetiminin faturasını ödemek zorunda kalan vatandaş, gırtlağına dayanan geçim derdi nedeniyle İzmir’de kalmış gibi gözüküyor. Yollar kalabalık, trafik hala yoğun, herkes tüm yıl olduğu gibi hala oradan oraya koşturuyor. Eh, Türk'e tatil ne gerek, hükümeti çok seven bir hanımefendinin aktardığı gibi ‘Tatil yapmak zorunda değilsiniz’ (!) Bu benim gözlemim tabii, elimde kentin doluluk oranına dair henüz bir istatistik yok, kurumlar elbet bir takım resmi veriler paylaşacaktır. ‘Ekmek bulamayan pasta yesin’ diyor gibi anlaşılmak istemem ancak yılın yorgunluğunu hakettiği gibi iyi bir tatil ile atamayanlar için İzmir’de çeşitli nefes alanları da var, en azından kültür ve sanat meraklıları için… Bu yaz geçmiş yılların aksine tiyatro sahneleri oldukça hareketli. İzmirli’nin çok sevdiği ekran yüzleri tiyatro oyunlarıyla kentimize gelmeye devam ediyor. Sadece turne tiyatrolarından da bahsetmiyorum elbette, İzmirli tiyatrolar da yaz sezonunu boş geçirmiyor. Neredeyse her gün, hemen her türde oyun sahneye taşınıyor. Yine hemen her galeri bir sergiye ev sahipliği yapmayı sürdürüyor. Biri bitiyor, biri başlıyor denebilir. Konserler de aynı şekilde. Pop müzik sevenler için ‘Gün Batımı Konserleri’, klasik ya da caz sevenler için ‘Zeytin Altında Konserleri’ takvimleri açıklandı. Biraz daha bütçe ayırabilecekler için de yine mekanlar dolu dolu. Bakmakta fayda var, delirmemek adına hepimize kısa bir mola iyi gelecektir. ‘Genç Vurgu!’ Geçtiğimiz günlerde Alsancak’ta yer alan BonViant’ta sanatseverlerle buluşan ‘Genç Vurgu’ isimli sergiyi gezme fırsatı buldum. Küratörlüğünü Prof. Dr. Merih Tekin Bender’in üstlendiği bu sergi, genç sanatçıların hayata, insana ve bugünün dünyasına dair gözlemlerini kendi özgün dilleriyle yorumladıkları 18 ayrı sesi bir araya getiriyor. Her zaman söylediğim gibi, bir serginin sanatsal değerini teknik açıdan değerlendirmek ne haddime ne de uzmanlık alanıma girer. Ancak elimden geldiğince gözlemleyip aktarmak, sanatseverlerle bu deneyimi paylaşmak isterim. ‘Genç Vurgu’, gençlerin özgür bırakıldıklarında nasıl güçlü, nasıl sahici ifadeler yaratabildiklerini gösteren çok kıymetli bir buluşma olmuş. Sergiyi gezerken, bazı eserlerin sanatseverlerin koleksiyonlarına katıldığını öğrenmek de ayrıca umut vericiydi. Çünkü bu tür gelişmeleri yalnızca genç sanatçılar için bir teşvik değil; aynı zamanda yarına dair de bir adım olarak görüyorum. Birbirinden genç bu sanatçıların yarınlarda sanat dünyamıza neler katacağını, ne gibi bir estetik dil yaratabileceklerini düşünmek bile insana heyecan veriyor. Gençliğin dirençli sesiyle yoğrulmuş, duygularla dokunmuş bu sergiyi 6 Eylül’e kadar ziyaret edebilirsiniz. Sanatın genç nefesini kaçırmayın derim. Sanatla kalın...
 
Geri
Üst