A
Admin
Yönetici
Yönetici
Nihat AK/EGE TELGRAF- Son dönemde tartışma konusu olan sebze-meyve fiyatlarına gösterdiği tepkiyi Ege Telgraf’a yaptığı değerlendirmede dile getiren İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen, “Üreticiden tezgâha uzanan süreçte fiyatla yükseliyor ancak fahiş rakamları biz de kabul etmiyoruz. Ucuz meyveye hasret kalınacak” dedi. Yaşadığı zorluklar nedeniyle 300 oda üyesinin kapanış yaptığını da dile getiren Erişen, belediye hizmetlerinin görünen yüzleri olduklarını ifade etti. ‘FAHİŞ FİYATA KARŞIYIZ’ Sebze ve meyve fiyatları üzerinden spekülatif rakamlar açıklamanın kimseye yarar sağlamayacağını belirten İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen, “Son zamanlarda tarlada, çiftçide ve üreticide bazı sebze ve meyvelerin kilogram fiyatlarının 3-5-10 lira olduğu iddia ediliyor. Öte yandan fiyatlarının çarşıda, pazarda ve semt pazarındaki esnafın tezgâhında 5-10 kat artış gösterdiği iddia ediliyor. Ben bunca yılın tecrübesiyle o demiş, bu ima etmiş, şunun dedikodusuna göre söylemlerine inanmıyorum. Mesela Türkiye'nin erkenci karpuzu Adana ilimizde üretiliyor. Tarlada 7 TL'den satıldığı söyleniyor. Ancak şu anda telefonu kaldırıyorum ve üreticiden alım yapan profesyonelleri arıyorum. Bana karpuzun kilogram fiyatının 20-25 TL olduğunu söylüyorlar. Yine de diyorlar ki, ‘7 TL değil, 17 TL'den bize getirsinler, ne kadar getirirlerse getirsinler almaya hazırız.’ Doğruları bilmeden, görmeden ‘Vurun abalıya olmaz’. Tarlada toprak üzerinde dalından kopmamış karpuzun fiyatıyla satış tezgahı arasında fark yok mu? Tabi ki var. Bir karpuz veya herhangi bir tarım ürününün tarladan olduğundan başlayarak piyasaya sürülmesine kadar geçen süreçte ciddi bir insan gücü ve emeğine ihtiyaç duyuluyor. Bu süreç; tarladan toplama, araç yükleme, meyve ve sebze haline taşınma, halden alınıp semt pazarına taşınma ve tezgâha sunulmasını içermektedir. Tüm bu aşamalarda nakliye maliyetleri ve vergilendirme yükleri önemli bir role sahiptir. Dolayısıyla tarlada ürün fiyatı ile satış tezgâhındaki sebze meyve fiyatı arasında fark olması normaldir. Ancak fahiş fiyatlara biz de razı değiliz. Yetkililer haksız kazançları denetlemelidir” dedi. ‘POTANSİYEL VAR’ İki üç haftaya kadar İzmir’de satılan sebzelerin kentte üretilenlerden karşılanacağını tahmin eden Başkan Erişen, “Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte, bazı sebzelerin üretimi İzmir'in seralarından ve örtü altından pazarlara ulaşmaya başladı. Bu durum, sebze fiyatlarının düşmesini tetikliyor. Kurban Bayramı'na kadar kentimizde yapılan sebze satışlarının büyük bölümü, İzmir'de yapılan üretimden gelen ürünlerle karşılanacaktır. Bu da fiyatların düşme direncini korurken en az fiyat artışlarının yaşanmamasını sağlar. Ancak bunu şu an için yalnızca tahmin olarak söyleyebiliyoruz. İzmir'de üretim yapılacak alan ve üretici sayısı, şehrin sebze ihtiyacını karşılama kapasitesine sahip. Ancak, para kazanamadığı için üretim yapmaktan vazgeçen çiftçilerin sayısı hiç de az değil. Şehrimizdeki üretim yeterli gelmez ise pazardaki dengenin sürdürülmesi için çaba sarf ederiz. Bu durumda, Antalya ve Fethiye gibi Akdeniz bölgelerinden sebze temin etmeye yönelebiliriz” ifadelerini kullandı. ‘MEYVEYE HASRET’ Zirai donun olumsuz sonuçlarının bu yıl hiçbir şekilde telafi edilemeyeceğini vurgulayan Başkan Erişen, “Yılların alışkanlığıyla havaların ısınmasıyla birlikte birçok kişi meyve fiyatlarının düşeceğini umabilir. Bu yıl bu umuda kimse kapılmasın. Zirai don, meyve ağaçlarındaki rekolteyi düşürdü. Bu meyve arzında bir azalmaya neden olacak. Üretimdeki bu düşüş, doğal olarak fiyatlara yansıyacak. Önümüzdeki süreçte gerek vatandaşlarımız gerekse ticari işletmelerimiz mevcut durum ve olası fiyat dalgalanmalarını göz önünde bulundurarak planlama yapmaları kendi yararlarına olacaktır” şeklinde konuştu. ‘BELEDİYELERE UYARI!’ Belediyelerin görünen yüzünün semt pazarları olduğunu belirten Başkan Erişen, “Semt pazarlarında esnaflık yapan üyelerimizin işi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Son dönemde kayıtlarını kapatan üye sayısı 300’e ulaştı. Bu durum, sorunların ciddiyetini gösteriyor. Önümüzdeki kısa süreçte, her semt pazarı için aktif çalışan bir komisyon oluşturacağız. Bu komisyonların aktaracağı sorunlar ve çözüm önerilerini oda olarak belediye başkanlarına taşıyacağız. Sorunları aktardığımız bazı başkanlar taleplerimizi olumlu karşılıyor ve çözüm konusunda hızlı aksiyon alıyor. Bazıları ise sorunların aciliyetini tam kavrayamıyor. Karabağlar Belediyesi'ni mahkemeye verdik 5 avukatımız süreci dikkatle takip ediyor. Emsal niteliğinde esnaf lehinde bir kararın alınmasını bekliyoruz. Gelecek süreçteki pazar yerlerinin büyük şiddetlerdeki depremlere dayanıklı hale getirilmesini talep ediyoruz. Depremden sonra pazaryerlerinin toplanma merkezi olabilecek alt yapıya kavuşturulmasını arzu ediyoruz. Vatandaşların temel ihtiyaçlarının bir süreliğine karşılayabileceği nitelikte toplanma yeri olabilecek Pazar yerleri toplum yararına hizmetler verebilir. Büyük bir depremde vatandaşların barınma sorununu çok hızlı bir şekilde çözebilmek kolay değil” ifadelerini kullandı.