A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ne PKK’nin kuruluş sürecini, Ne eylemlere başladığı günü, Ne 41 yıllık saldırılarını, Ne Aybüke Öğretmeni, Ne Ceylan Önkol’u, Ne Bahtiyar Er’i, Ne Uğur Kaymaz’ı yazmak isterim. Dağlıca’da basılan karakolu, Uludere’de uçaklarla bombalanan köylüleri, Anne karnında vurulan bebeği, Hayır, hayır hiçbir acıyı yazmak istemiyorum. Allah bu günleri gösterdi ya, acıları yarıştırmak, yaşananları hatırlatarak yaraları deşmek hiç ama hiç kimseye fayda sağlamaz. İtiraf etmeliyim ki dünyaya yeniden gelmiş gibiyiz. Ülkede kan akıyor diye o kadar çok şeyden olduk ki. Ülke tekin değil diye o kadar çok güzelliği erteledik ki. Ülkede yarınları karanlık gördüğümüz için o kadar çok ihmal ettiğimiz dostlar oldu ki sormayın. Ama yaşadığımız hiçbir şey evladını kaybeden annenin yüreğindeki yangına eş değil, olamaz. Yaşadığımız hiçbir endişe, yaşamadığımız hiçbir güzellik yetim kalan çocuğun, dul kalan eli kınalı gelinin acısının yanında anılmaya değer değil. Elhamdulillah! Sonsuz şükürler olsun bitti! Yazılacak çok şey var ve anlatılacak çok şey. Bunları geçmişte yazmış, anlatmıştık. Tekrar etmeyi doğru bulmuyorum. Bu yüzden Rabbulalemin’in bahşettiği bu güzel süreçte 86 milyonuyla “Yeniden Büyük Türkiye”nin onurlu bireyleri olmanın keyfini çıkarmak istiyoruz. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ilk adımını attığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tam destek verdiği sürecin akabinde Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile PKK kendini feshederek silahlara veda etti. Bundan sonra süreç nasıl işleyecekse işlesin inanıyorum ki sağduyulu hareket edilecek, ufak tefek “kazalar” yaşanacak olsa da bunları aşacak kadar erdem ve tecrübe sahibi bir ülkeyiz. Şu son 5 güne bakınız; Türkiye son 100 yılın en önemli sürecini yaşıyor. Sadece önemli değil, aynı zamanda Türkiye’nin lehine gelişen bir süreç. Yıllar önceden “Dünya yeniden kuruluyor” diyorduk ya, işte o dünya yeni bir konseptte yeni parametrelerle kuruluyor ve birkaç ülke ile birlikte Türkiye belirleyici aktörlerden biri. Türkiye artık içeride de dışarıda da güvenli liman oldu. Dünya devletlerinin gözü kulağı Türkiye’de; ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski 3 yılı aşkın süredir devam eden savaşı bitirmek için “Türkiye’de toplanalım, Türkiye’de çözelim” diyor. Sadece Ukrayna-Rusya savaşı değil, Allah’ın izniyle Filistin-Gazze sorunu da işgalci terör devletinin direnmesine rağmen mazlum Filistin halkının lehine sonuçlanacak. ABD gibi dünya liderliğini üstlenmeyi sürdürmek isteyen bir devlet “ABD bandıralı gemi” vazifesi gören İsrail’i tutup 2 milyar Müslümanı karşısına alması akıl kârı değildi. Tamam, İsrail de güvenceler alacak ama Filistin’e uyguladıkları zulüm son bulacak biiznillah. Suriye, Filistin, Lübnan, Türkiye artık bir başka moda geçecek. O mod “Türkiye Abiliği” modudur. Dünya böyle, Allah dilerse bir günde yüz yıllık değişiklik gerçekleşir. Kim diyordu ki bu aziz milletin evlatları 2025’te 86 milyon insanın 85 milyon 950 bini Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında bir de Barış ve Kardeşlik Bayramı gibi bizim için hayati önemi haiz bir bayramı daha yaşayacak? Dilerse Rabbim Sakarya ve Kızılırmak Nehirleri Fırat ve Dicle Nehirleri ile birleşir ve zalimin zulmüne bent olur. Daha PKK’nin açıklamasının üzerinden birkaç dakika geçmişti ki dünyanın en güçlü iki ülke lideri “güçlü Türkiye” diyor, “barış” diyor, “Recep Tayyip Erdoğan’ın dürüstlüğünden, liderliği”nden bahsediyor. Ülkem adına gurur duymamak mümkün mü? Kürd’ü de gurur duyuyor, Türk’ü de, Alevi’si de Sünni’si, ateisti de… Olsun, her yerde kalbi eğrilmiş, gönlü kararmış güruhlar vardır, bizde de var. İdare edeceğiz onları da. Şimdi, emperyalistlerin bizim Irak ile Suriye ile aramıza ördükleri “o tel örgüleri” sökme zamanı, Haydi, sökün atın artık!