A
Admin
Yönetici
Yönetici
Bursa İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Fatma Özkurt, skolyoz hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Canlı yayın aracılığıyla hastanenin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, omurganın sağa veya sola eğilmesi ve kendi ekseni etrafında dönmesiyle ortaya çıkan bu deformitenin erken dönemde fark edilmesinin tedavi sürecindeki önemine dikkat çekildi. Skolyoz Nedir, Nasıl Anlaşılır? Dr. Fatma Özkurt, skolyozun omurganın yana eğilmesi ve dönmesiyle karakterize edilen yapısal bir bozukluk olduğunu belirtti. Fiziksel belirtilerle skolyozun fark edilmesinin mümkün olduğunu vurgulayan Özkurt, kişinin ayna karşısında dururken omuz hizasındaki asimetri, kalça çıkıntısı, başın yana eğilmesi veya kıyafetlerin bir tarafının uzun diğer tarafının kısa görünmesi gibi işaretlerin skolyoz belirtisi olabileceğini ifade etti. Bu bulguların dikkate alınarak uzman kontrolüne başvurulmasının önemine vurgu yaptı. Skolyozun Tanısı ve Sınıflandırılması Skolyozun kesin tanısının radyolojik incelemelerle konduğunu aktaran Dr. Özkurt, eğrilik derecelerine göre skolyozun sınıflandırıldığını belirtti. 10 derece altındaki eğriliklerin skolyoz olarak değerlendirilmediğini, 10-25 derece arasının hafif, 25-40 derece arasında orta, 45 derece ve üzerinin ise şiddetli skolyoz olarak kabul edildiğini açıkladı. Bu sınıflandırma hastalığın tedavi yaklaşımında yönlendirici bir rol oynuyor. Tedavi Yöntemleri ve Cerrahi Müdahale Hafif skolyoz vakalarında egzersiz ve düzenli takip önerildiğini belirten Dr. Özkurt, orta dereceli vakalarda ise uzman fizyoterapistler eşliğinde doğru uygulanan korse tedavisinin etkili olduğunu ifade etti. Ancak eğrilik 45 dereceyi aştığında cerrahi müdahalenin gündeme geldiğini dile getirdi. Cerrahinin her vakada uygulanamayabileceğine de dikkat çeken Özkurt, bazı iç organ deformiteleri veya malformasyonlar nedeniyle ameliyatın mümkün olmadığı durumlar olabileceğini söyledi. Erken Tanının Önemi Dr. Özkurt, skolyozun tedavisinde erken tanının kritik rol oynadığını, bu sayede deformitenin ilerlemesinin önlenebileceğini ve daha az invaziv tedavi yöntemleriyle başarı sağlanabileceğini belirtti. Özellikle ergenlik döneminde yapılacak düzenli kontrollerin skolyozun erken evrede saptanması için hayati olduğunu vurguladı.