A
Admin
Yönetici
Yönetici
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen yılın ilk Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında, Türkiye'nin milli savunma projelerinde yeni bir dönemin kapısı aralandı. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda, özellikle deniz ve hava savunmasına yönelik iki kritik projeye ilişkin önemli kararlar alındı. Donanım Haber’de yer alan habere göre; TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi ve Milli Denizaltı (MİLDEN) projelerinin hayata geçirilmesi resmen karara bağlandı. Milli savunmada stratejik derinlik Toplantıda, 2024 yılında savunma alanında yürütülen çalışmaların yanı sıra önümüzdeki döneme ilişkin stratejik hedefler de değerlendirildi. Sürü teknolojisine sahip kamikaze insansız hava ve deniz araçları ile insansız savaş uçaklarının gelecekteki operasyonel rolleri masaya yatırıldı. Özellikle hava-hava ve hava-yer taarruzları ile hava savunma baskısı gibi görevler için planlanan insansız savaş uçağı projeleri gündeme geldi ve bu başlıkta da önemli kararlar alındı. Ayrıca alçak, orta ve yüksek irtifa hava savunma sistemlerinin seri üretimi, uzun menzilli füze sistemlerinin geliştirilmesi ve elektronik harp kabiliyetinin artırılmasına yönelik projeler de komite tarafından onaylandı. İnsansız hava araçları, zırhlı kara araçları, simülatör sistemleri ve elektro-optik çözümler de toplantının öne çıkan başlıkları arasında yer aldı. TF-2000: Türk donanmasına yeni nesil kalkan TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi, Türkiye'nin denizlerdeki hava savunma gücünü önemli ölçüde artıracak. Gelişmiş sensörleri, radar sistemleri ve silah entegrasyonu ile donatılan TF-2000, başta TCG Anadolu ve ileride hizmete girmesi planlanan Milli Uçak Gemisi gibi stratejik platformları koruma görevini üstlenecek. Bu kapsamda, TF-2000'in ilk etapta dört adet olarak üretilmesi, ilerleyen dönemde ise bu sayının sekize çıkarılması hedefleniyor. Yaklaşık 8.300 ton deplasmana sahip muhrip, 149 metre uzunluğunda ve 26 knot üzeri hıza ulaşabilecek şekilde tasarlandı. Gemi, 45 gün boyunca lojistik desteğe ihtiyaç duymadan görev yapabilecek ve gerektiğinde altı aya kadar ana üs desteği olmaksızın operasyonlarına devam edebilecek. Gelişmiş radar ve savunma sistemleriyle donatılan TF-2000'de, Lazer İkaz Sistemi, Elektronik Harp sistemleri, 127 mm ana batarya topu, GÖKDENİZ yakın hava savunma sistemi ve milli dikey atım sistemi MIDLAS gibi yerli üretim çözümler bulunacak. Aynı zamanda helikopter ve insansız hava/deniz araçlarıyla da entegre çalışabilecek. MİLDEN: Türkiye’nin su altındaki yerli gücü Milli Denizaltı Projesi (MİLDEN) ile Türkiye, kendi denizaltısını tasarlayıp üretebilen az sayıdaki ülke arasında yerini almayı hedefliyor. Projenin ilk kaynak töreni Ocak 2025’te Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nda gerçekleştirilmişti. Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin bu projeye resmen onay vermesi, su altı savunma kabiliyetlerinin yerlilik ve millilik temelinde geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. MİLDEN sayesinde Türk Donanması, daha yüksek operasyonel esnekliğe ve stratejik caydırıcılığa sahip olacak. Milli uçak gemisine dair sessizlik dikkat çekti Toplantıda Milli Uçak Gemisi (MUGEM) Projesi’ne ilişkin herhangi bir açıklama yapılmaması ise dikkatlerden kaçmadı. Oysa Ocak ayında İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda bu projenin ilk sac kesimi yapılmış ve inşa süreci resmen başlamıştı. Milli uçak gemisinin HÜRJET, KIZILELMA, TB3 ve ANKA 3 gibi yerli hava araçlarını taşıyabileceği, 285 metre uzunluğunda ve 60 bin ton deplasmanında olacağı kamuoyuna daha önce duyurulmuştu. Gemi, iki kalkış ve bir iniş pistine sahip olacak şekilde tasarlanıyor ve 10 bin deniz miline kadar yakıt ikmali yapmadan seyir gerçekleştirebilecek. Savunma sanayisinde yerlileşme vurgusu Toplantı sonunda yapılan açıklamada, tüm bu projelerde yüksek yerlilik oranına vurgu yapıldı. Özellikle TF-2000 muhribinde yüzde 85 seviyelerine ulaşan yerlilik oranı, Türkiye’nin savunma teknolojilerinde dışa bağımlılığı azaltma kararlılığını gösteriyor. Alınan kararlar doğrultusunda savunma sanayiinde hem teknik kapasite hem de üretim hacmi anlamında büyük bir ivme kazanılması bekleniyor. Türkiye’nin savunma vizyonunu yerli ve milli projelerle şekillendiren bu adımlar, gelecek yıllarda hem bölgesel hem de küresel ölçekte etkinliğini daha da artırma hedefinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.