A
Admin
Yönetici
Yönetici
Sağlık çalışanları bu sefer sokakta hakları için eylem yapmıyor. Sağlık Bakanlığı’nın talimatıyla sokakta vatandaşların boy ve kilo ölçümlerini yaparak, vücut kitle endekslerini belirliyorlar. Bir başka deyişle, kilolu olan vatandaşları obeziteye karşı bilgilendirme yapıyorlar. Obeziteyle mücadele edilecekse öncelikle vatandaşın obez olmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekir. Vatandaş ne yer? Ne içer? Neden obez olur? Konunun uzmanları obezitenin en önemli sebeplerinden bir tanesinin yanlış beslenme alışkanlığı olduğunu ifade ediyorlar. Fiziksel aktivite yetersizliği ve gelir durumunun düşüklüğü de obeziteye sebep olan etkenler arasında. Peki obeziteyle mücadelede Sağlık Bakanlığı’nın önceliği midir? Elbette öncelikleri arasındadır. Ancak obeziteyle mücadeleden önce, obeziteye sebep olan etkenleri ortadan kaldırılması gerekir. Mesela, önceliklerden birinin vatandaşın sağlıklı ve uzuz gıdaya kolay erişebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması olmalıdır. Bu gün Sağlık Bakanlığı’nın talimatıyla on binlerce sağlık çalışanının sokaklarda boy kilo ölçme çalışmasının bir manası yoktur. Çünkü ulaşılmak istenen veriler zaten Aile Hekimliği Bilgi Sistemi'nde var. HYP SİSTEMİ Veriler aile hekimlerimizin çalışmaları karşılığında, maaşlarının yaklaşık üçte birini aldıkları sistem olan Hasta Yönetim Sistemi (HYP) de bulunmakta. Bakanlık istediği zaman bu verileri Aile Hekimliği sisteminden çekebilir. Eğer verileri aile hekimliği sisteminden çekemiyorsa, sistemde bir sıkıntı varsa, o zaman aile hekimlerimizin tüm çalışmaları da heba oluyor demektir. Sağlık Bakanlığı obeziteyle mücadele çerçevesinde 10 temmuz tarihine kadar yapacağı çalışmada, Türkiye nüfusunun yaklaşık 10 milyonuna ulaşmayı hedeflemektedir. Bu arada sokakta boy kilo ölçen sağlık personellerimizin her türlü tacize, tehlikeye açık olduğunu da unutmamak gerek. Sağlık Bakanlığının ilçe sağlık müdürlüklerinin ve sağlıklı yaşam merkezlerindeki personelin, vücut kitle endeksiyle ilgili yapılan çalışmalardan dolayı, personelin yürütmekte oldukları rutin görevleri de aksamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın bu verilere ulaşması için sağlık çalışanlarını sokaklara çıkarıp sokaklarda boy, kilo ölçtürmesine gerek olduğunu düşünmüyoruz. Yapılan bu çalışmanın bir hedefinin aile hekimlerimizin veri girişlerinin takibini yapmak, bir diğer hedefinin ise, bu verilerin özel sağlık sigortalarına pazarlanması olabilir mi diye düşünmeden geçemiyoruz. İlerleyen süreçte, Sağlık Bakanlığı bu verileri kullanarak aile hekimlerimize bu verileri sağlıklı girmediğinizden dolayı maaş kesintisi yapıyorum' gibi bir mantıkla yaklaşmasının da mümkün olduğunu göz ardı etmemekte yarar var. Sağlık Bakanlığı’nın önceliğinin vatandaşların sağlıklı ve ekonomik gıdaya erişimini sağlamak olmalıdır. Maalesef ülkemizde yapılan gıda denetimleri de yetersizdir. Hatta ülkemizde gıda denetimi yapılmıyor desek abartılı olmaz. Lokal olarak üç beş iş yerinin denetlenmesi demek ülkede gıda denetimi yapılıyor demek değildir. Sağlık Bakanlığı öncelikle tedbir amaçlı o vatandaşlarımızın sağlıklı gıdaya ulaşmasının yollarını açmak için çabalaması lazım. Tabii bu sadece paketlenmiş gıdaların obeziteye sebep olmasının dışında yine sağlıklı gıdaya ulaşma yönünde adımlar atılması. Bu adımların bir tanesi de hepimizin bildiği gibi ekonomik sebeplerdir. Ekonomik sebeplerle vatandaşın sağlıklı gıdaya ulaşmasının önü bir şekilde kesiliyorsa daha sonraki aşamada bunları obeziteyle mücadele şeklinde uğraşmanın da çok bir manasının olduğunu düşünmüyorum. Vatandaşlarımızın sağlıklı gıdaya ulaşmasının önü açılmadan, ekonomik olarak vatandaşları bir seviyeye getirmeden siz sağlık çalışanlarına ne kadar sokaklarda boy kilo ölçtürseniz de, obezitenin önüne geçmeniz mümkün değildir.