A
Admin
Yönetici
Yönetici
İstanbul'da bu sabah meydana gelen 4.1 büyüklüğündeki deprem, yine olası bir Marmara depremi konusunu gündeme getirdi. Kandilli Rasathanesi tarafından 4.1 büyüklüğünde açıklanan sarsıntı, İstanbul’un birçok bölgesinde hissedildi. Bu durum, uzmanların Marmara Bölgesi’ndeki fay hatları ile ilgili açıklamalarını da gündeme taşıdı. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, deprem sonrası yaptığı değerlendirmede, bu tür sarsıntıların devam edeceğini belirterek önemli uyarılarda bulundu. "MARMARA FAYI DEPREM ÜRETMEYE DEVAM EDECEK" Prof. Dr. Osman Bektaş, Marmara Fayı'nın aktif olduğunu ve bu fayın birkaç yıl arayla M 5 ve yaklaşık 25 yıl arayla M 6+ büyüklüğünde depremler üretmeye devam edeceğini ifade etti. Bektaş, İstanbul’daki bu tür sarsıntıların bölgedeki gerilimin bir sonucu olarak sıklaşabileceğini belirtti. ÇEKMECE-ADALAR-GEBZE FAY SEGMENTİ VE 1766 DEPREMİ Bektaş, İstanbul’daki son depremi, 1766 yılında meydana gelen büyük depremin kaynağı olan Çekmece-Adalar-Gebze fay segmentinin gerilimini artıracak bir gelişme olarak yorumladı. Ancak, Bektaş’a göre bu sarsıntının ardından oluşacak büyük depremlerin şiddeti, 7 büyüklüğünün altında kalacaktır. Bektaş, olası büyük bir depremin şiddetinin 7’nin altında kalmasının güçlü bilimsel nedenlere dayandığını vurguladı. ADALAR SEGMENTİNDEKİ 1963 DEPREMİ VE ENERJİ BOŞALMASI Prof. Dr. Bektaş, Adalar segmentinde 1963 yılında meydana gelen M 6,4 büyüklüğündeki depremin, bölgedeki enerjinin bir kısmını boşaltmış olabileceğini belirtti. Bu da, bölgedeki yeni bir büyük depremin ihtimalini düşüren bir faktör olarak öne çıkıyor. DENİZALTINDAKİ ADALAR KIRIĞI VE DEPREM POTANSİYELİ 2005 yılında Armijo ve diğerleri tarafından yapılan araştırmalara atıfta bulunan Bektaş, denizaltında 20-30 km uzunluğunda bir Adalar kırığının varlığının, bu segmentin tek başına çok büyük bir deprem üretme potansiyelini sınırladığını söyledi. Bu durum, büyük bir deprem beklentisini zayıflatıyor. ADALAR FAYI'NIN ZAYIFLIĞI VE SIĞ KİLİTLENMESİ Bektaş, ayrıca Adalar Fayı'nın sürtünme direncinin düşük olduğunu, yani "zayıf" bir fay olduğunu ve enerjisini sığ derinlikte (yaklaşık 3 km) kilitleyerek büyük bir enerji birikimine izin vermediğini belirtti. Bu, büyük depremlerin oluşma olasılığını azaltan bir diğer önemli etken olarak gösteriliyor. (gercekgundem.com)