A
Admin
Yönetici
Yönetici
PKK Neden Silah Bıraktı? PKK’nın silah bırakma kararı, hem iç hem de dış faktörlerin birleşimiyle ortaya çıktı. 2024 yılının Ekim ayında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan süreç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde “Terörsüz Türkiye” hedefiyle hız kazandı. Orta Doğu’daki değişen güç dinamikleri, özellikle İsrail ve İran arasındaki gerilimler, Türkiye’nin Suriye sınırını güvence altına alma çabaları ve Suriyeli mültecilerin geri dönüşü gibi bölgesel meseleler, bu kararı etkiledi. Uzmanlar, PKK’nın silahlı mücadelenin sürdürülemez hale geldiğini kabul ettiğini ve Öcalan’ın çağrılarının örgütü bu yönde bir kongre toplamaya yönelttiğini belirtiyor. Sosyolog Mesut Yeğen’e göre, Öcalan’ın açıklaması, PKK’nın varlığını sürdüren koşulların ortadan kalktığını ve örgütün feshedilmesi gerektiğini net bir şekilde ifade eden bir talimat niteliğindeydi. PKK Filistin’de Eğitim Aldı mı? PKK’nın geçmişte Filistin kamplarında eğitim aldığına dair bilgiler, örgütün kuruluş ve gelişim sürecinde önemli bir yer tutuyor. 1979 yılında Abdullah Öcalan’ın Suriye’ye geçmesiyle başlayan süreçte, özellikle 1980-1982 yılları arasında yaklaşık 300 PKK militanı, Suriye kontrolündeki Lübnan’ın Bekaa Vadisi’nde eğitim aldı. Bu dönemde Filistinli gruplardan eğitim ve lojistik destek alındı; Suriye ise örtülü bir şekilde bu faaliyetleri destekledi. 1981 yılında Helvi kampında düzenlenen PKK’nın ilk konferansı, bu eğitimlerin örgütün ideolojik ve askeri yapılanmasında kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca, CIA raporlarında PKK mensuplarının Suriyelilerin himayesinde Filistin kamplarında eğitim aldığı belirtilirken, bazı kaynaklar Sovyet eğitmenlerle temas iddialarına da yer veriyor. Öcalan Ne Yaptı? Abdullah Öcalan, PKK’nın silah bırakma sürecinde kilit bir figür olarak öne çıktı. 27 Şubat 2025 tarihinde İmralı Cezaevi’nden yaptığı çağrıda, Öcalan, PKK’ya “silahları bırakma ve kendini feshetme” talimatı verdi. Bu çağrı, DEM Parti heyeti tarafından kamuoyuna duyuruldu ve örgütün 1 Mart 2025’te ateşkes ilan etmesiyle sonuçlandı. Öcalan, açıklamasında, silahlı mücadelenin tarihsel işlevini tamamladığını, Kürt halkının demokratik haklarının eşit yurttaşlık temelinde güvence altına alınması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, MHP lideri Bahçeli’nin önerisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesiyle oluşan olumlu siyasi iklimin bu süreci mümkün kıldığını ifade etti. Öcalan’ın bu net talimatı, örgütün 5-7 Mayıs 2025’te düzenlediği 12. Kongre’de fesih kararını almasını sağladı. PKK’dan Ele Geçirilen Silahlar Ne Yapılıyor? PKK’dan ele geçirilen silahların akıbetine dair resmi kaynaklarda sınırlı bilgi bulunsa da, genellikle bu silahların Türk Silahlı Kuvvetleri ve İçişleri Bakanlığı tarafından imha edildiği veya envantere kaydedildiği biliniyor. Silah bırakma sürecinde teslim edilen silahların ise devlet birimleri tarafından koordine edilen bir süreçle toplandığı ve büyük olasılıkla imha edildiği belirtiliyor. AKP kaynakları, bu konuda “teknik” çalışmaların devlet birimlerince yürütüldüğünü ifade ederken, silahların teslimi ve imhasının Haziran 2025’e kadar tamamlanması hedefleniyor. Bu süreç, “Terörsüz Türkiye” vizyonunun bir parçası olarak, şeffaf ve güvenli bir şekilde yürütülmeye çalışılıyor. PKK Ne Zaman Bitti? PKK, resmi olarak 12 Mayıs 2025 tarihinde kendini feshetme ve silahlı mücadeleye son verme kararını açıkladı. Bu karar, 5-7 Mayıs 2025’te düzenlenen 12. Kongre’de alındı ve Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısının ardından başlayan sürecin bir نتیجهydi. 1 Mart 2025’te ilan edilen ateşkes, örgütün silah bırakma sürecine geçişini işaret ederken, 12 Mayıs’taki fesih kararı, PKK’nın 47 yıllık tarihine son noktayı koydu. Bu gelişme, Türkiye’de ve uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı; Diyarbakır’da halk, kararı barış umuduyla kutladı. PKK’nın silah bırakma ve fesih kararı, Türkiye’nin yıllardır süren terörle mücadele tarihinde bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Öcalan’ın liderliğinde başlayan bu süreç, demokratik reformlar ve Kürt halkının haklarının tanınması yönünde atılacak adımlarla desteklenirse, kalıcı bir barışın önünü açabilir. Ancak uzmanlar, sürecin başarısının devletin atacağı somut adımlara ve siyasi iradeye bağlı olduğunu vurguluyor. Türkiye, “Terörsüz Türkiye” hedefiyle, hem iç politikada hem de bölgesel dinamiklerde yeni bir sayfa açma fırsatına sahip.