A
Admin
Yönetici
Yönetici
Beynin belirli bölgelerine yerleştirilen elektrotlarla uygulanan Derin Beyin Stimülasyonu (DBS), Parkinson hastalığı başta olmak üzere epilepsi, distoni ve bazı psikiyatrik hastalıklarda yaşam kalitesini artırma potansiyeli taşıyor. Her insan beyninde milyarlarca nöron bulunuyor ve bu hücreler elektriksel ve kimyasal yollarla iletişim kuruyor. Bazı hastalıklar, bu iletişim ağlarında aksamalara yol açarak beyindeki belirli bölgelerde nöronların aktivitesini düşürüyor. Bu durum, o bölgelerin kontrol ettiği işlevlerde bozulmalara neden olabiliyor. DBS yöntemi, bu bozulmaları düzeltmeye yardımcı olmak amacıyla geliştirilen bir yöntem olarak öne çıkıyor. UZMAN İSİM YÖNTEMİN DETAYLARINI PAYLAŞTI Medicana Sağlık Grubu Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Kaan Tuğberk Özdemir, Derin Beyin Stimülasyonu (DBS) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Parkinson, distoni, epilepsi gibi hareket bozukluklarının yanı sıra tedaviye dirençli depresyon, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve bağımlılık gibi durumlarda da DBS yönteminin kullanıldığını belirten Özdemir, bu yöntemin pek çok hasta için umut verici olabileceğini söyledi. Op. Dr. Kaan Tuğberk Özdemir, "Artık beynin içindeki devreleri görüntüleme ve hedefe yönelik elektriksel uyarılarla yeniden dengeleme imkanına sahibiz. Bu, hem bilimsel hem insani anlamda büyük bir umut kaynağı" ifadelerini kullandı. GÖRÜNTÜLEME VE YAPAY ZEKA DESTEKLİ TEDAVİ DBS’nin geleceği hakkında da bilgi veren Op. Dr. Kaan Tuğberk Özdemir, gelişmiş teknolojilerin tedaviye katkısını şöyle aktardı: "Gelişmiş görüntüleme yöntemleri ve yapay zekâ destekli programlama sayesinde her hastaya özel tedavi planları yapılabiliyor. Özellikle Parkinson hastalarında kullanılan yeni nesil ‘yönlendirilmiş elektrot’ sistemlerinin, beyin içindeki hedef alanlara daha hassas uyarılar gönderebiliyor." HER HASTADA AYNI ETKİ GÖRÜLMEYEBİLİR Op. Dr. Özdemir, DBS’nin cerrahi bir girişim olduğunu ve beyinde milimetrik düzeyde belirlenen hedeflere elektrot yerleştirilerek uygulandığını vurguladı. Ancak her hastada aynı düzeyde yanıt alınamayabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "DBS, yalnızca hareket bozukluklarında değil, bazı psikiyatrik tablolarda da umut verici sonuçlar verebiliyor ancak her hastada aynı düzeyde yanıt beklemek doğru olmaz. Bu yöntem dikkatli hasta seçimi, detaylı değerlendirme ve deneyimli merkezlerde uygulama gerektiriyor." UYGULAMA ÖNCESİ DEĞERLENDİRME KRİTİK Tedavi öncesinde uygulanan değerlendirme süreci hakkında bilgi veren Op. Dr. Özdemir, şu açıklamada bulundu: "DBS tedavisi öncesinde hastalar detaylı nörolojik ve psikolojik değerlendirmelerden geçirilir. Doğru hasta seçimi, tedavinin başarısında kritik bir rol oynar." Cerrahi işlem sonrası hastaların birkaç gün hastanede izlendiğini ve ardından evde iyileşme sürecine geçildiğini belirten Özdemir, DBS sonrası elde edilen sonuçları da paylaştı: "Tedavi sonrası, hastaların büyük bir kısmı hareket kontrolünde ve yaşam kalitesinde belirgin iyileşmeler bildirmiştir. Araştırmalarda DBS tedavisi uygulanan hastalar, günlük yaşamlarını daha rahat sürdürebildiklerini ve bağımsızlıklarını yeniden kazandıklarını ifade etmektedir. Parkinson hastaları, titreme ve kas sertliğinde azalmalar yaşarken, esansiyel tremor hastaları ise titremenin büyük ölçüde kontrol altına alındığını belirtmiştir."