A
Admin
Yönetici
Yönetici
İstanbul’un Tarihî Dokusunda Saklı Kalmış Bir Hoşgörü Abidesi… Balat'ta bulunan Hirami Ahmet Paşa Camii, aslında Bizans döneminden kalma bir kiliseyken, 16. yüzyılda camiye çevrilmiş. Yani oldukça eski ve köklü bir tarihe sahip. Cami, adını Osmanlı döneminde yaşamış Hirami Ahmet Paşa'dan alıyor.
İstanbul’un fethi, yalnızca bir toprak kazanımı değil, aynı zamanda medeniyetlerin buluştuğu bir köprü oldu. Fatih Sultan Mehmet’in şehri imar ederken gösterdiği hoşgörü, Bizans’tan kalan eserlere verilen değerle bir kez daha tarihe not düşüldü. Peki, fetihten sonra tüm kiliseler camiye mi çevrildi? Hayır! İşte bu sorunun en çarpıcı cevaplarından biri, Fatih Çarşamba’da sessiz sedasız ayakta duran Hirami Ahmet Paşa Camii.
MÜTAVAZİ BİR TARİH: HİRAMİ AHMET PAŞA CAMİİ
Fatih’in Çarşamba semtinde, Fethiye Camii’nin hemen yanı başında, mütevazı bir Bizans yapısı yükselir. Fetihten sonra 1455’te, Ortodoks patrikhanesine tahsis edilen Pammakaristos Manastırı’ndan ayrılan rahibelere bu kilise verilmiş ve burası bir “kızlar manastırı” olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak 16. yüzyılda Yeniçeri Ağası Hirami Ahmet Paşa tarafından camiye çevrilerek, Osmanlı’nın farklı inançlara gösterdiği saygının bir nişanesi haline gelmiştir.
YANGIN VE DEPREMLER ARASINDA BİR TARİH
İstanbul’un çalkantılı tarihi boyunca pek çok yangın ve deprem atlatan bu yapı, 1930’larda ibadete kapatılınca hızla harap olmaya başladı. 1946’da narteks kısmı yıkık durumdaydı. Ancak 1966-1968 yıllarında Vakıflar İdaresi tarafından restore edilerek yeniden ibadete açıldı.
EZAN SESİ PENCEREDEN YÜKSELİRDİ
Hirami Ahmet Paşa Camii’nin en ilginç özelliklerinden biri, klasik bir minareye sahip olmayışıdır. Eski gravürlerde, ahşap basit bir minare izine rastlansa da, zamanla bu da yok olmuştur. Bunun yerine, ezan caminin dört küçük penceresinden okunurdu. İç mekânda ise kubbe süslemeleri, Osmanlı malakârî sanatının nadide örneklerini taşır.
HİRAMİ AHMET PAŞA KİMDİR?
Yeniçeri Ağalığı’ndan Bosna Beylerbeyliği’ne uzanan bir yolculuğun kahramanı olan Hirami Ahmet Paşa, aynı zamanda Eğrikapı’daki Savak Mescidi ve Tekkesi’nin de banisidir. Kendisi, Sadrazam Siyavuş Paşa’nın damadı olarak Osmanlı sarayında önemli bir yer edinmiş, ardından camiye dönüştürdüğü bu kiliseyle adını tarihe yazdırmıştır.
BİZANS’TAN OSMANLI’YA BİR KÖPRÜ
12. yüzyıla tarihlenen bu yapı, fetihten sonra yaklaşık 140 yıl rahibeler tarafından kullanılmış, 16. yüzyılda camiye dönüştürülmüştür. St. John the Baptist in Trullo veya Aya Yani Kilisesi olarak da bilinen bu eser, bugün hâlâ ibadete açık olarak varlığını sürdürüyor.
İstanbul’un fethi, yalnızca bir toprak kazanımı değil, aynı zamanda medeniyetlerin buluştuğu bir köprü oldu. Fatih Sultan Mehmet’in şehri imar ederken gösterdiği hoşgörü, Bizans’tan kalan eserlere verilen değerle bir kez daha tarihe not düşüldü. Peki, fetihten sonra tüm kiliseler camiye mi çevrildi? Hayır! İşte bu sorunun en çarpıcı cevaplarından biri, Fatih Çarşamba’da sessiz sedasız ayakta duran Hirami Ahmet Paşa Camii.
MÜTAVAZİ BİR TARİH: HİRAMİ AHMET PAŞA CAMİİ
Fatih’in Çarşamba semtinde, Fethiye Camii’nin hemen yanı başında, mütevazı bir Bizans yapısı yükselir. Fetihten sonra 1455’te, Ortodoks patrikhanesine tahsis edilen Pammakaristos Manastırı’ndan ayrılan rahibelere bu kilise verilmiş ve burası bir “kızlar manastırı” olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak 16. yüzyılda Yeniçeri Ağası Hirami Ahmet Paşa tarafından camiye çevrilerek, Osmanlı’nın farklı inançlara gösterdiği saygının bir nişanesi haline gelmiştir.
YANGIN VE DEPREMLER ARASINDA BİR TARİH
İstanbul’un çalkantılı tarihi boyunca pek çok yangın ve deprem atlatan bu yapı, 1930’larda ibadete kapatılınca hızla harap olmaya başladı. 1946’da narteks kısmı yıkık durumdaydı. Ancak 1966-1968 yıllarında Vakıflar İdaresi tarafından restore edilerek yeniden ibadete açıldı.
EZAN SESİ PENCEREDEN YÜKSELİRDİ
Hirami Ahmet Paşa Camii’nin en ilginç özelliklerinden biri, klasik bir minareye sahip olmayışıdır. Eski gravürlerde, ahşap basit bir minare izine rastlansa da, zamanla bu da yok olmuştur. Bunun yerine, ezan caminin dört küçük penceresinden okunurdu. İç mekânda ise kubbe süslemeleri, Osmanlı malakârî sanatının nadide örneklerini taşır.
HİRAMİ AHMET PAŞA KİMDİR?
Yeniçeri Ağalığı’ndan Bosna Beylerbeyliği’ne uzanan bir yolculuğun kahramanı olan Hirami Ahmet Paşa, aynı zamanda Eğrikapı’daki Savak Mescidi ve Tekkesi’nin de banisidir. Kendisi, Sadrazam Siyavuş Paşa’nın damadı olarak Osmanlı sarayında önemli bir yer edinmiş, ardından camiye dönüştürdüğü bu kiliseyle adını tarihe yazdırmıştır.
BİZANS’TAN OSMANLI’YA BİR KÖPRÜ
12. yüzyıla tarihlenen bu yapı, fetihten sonra yaklaşık 140 yıl rahibeler tarafından kullanılmış, 16. yüzyılda camiye dönüştürülmüştür. St. John the Baptist in Trullo veya Aya Yani Kilisesi olarak da bilinen bu eser, bugün hâlâ ibadete açık olarak varlığını sürdürüyor.